Akl-ı cüz-i akıl ra bednâm kerd
Kâm-ı dünya merd ra bikâm kerd
(Hazreti
Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 463 inci beyit açıklaması)
“
Cüz’i olan aklın adını kötüye çıkarmıştır.
Dünya
muradı (İstekler, dilekler), insanı muratsız bir
hale getirmiştir.”
Şu
aşağılık aklı sen sahici akıl sanıyorsun.
Akıllısın
ama pek akmaksın (Aklını doğru kullanamayacak kadar
karışık, doğru ve temiz bilgi almamış, nurlu gözle gözlem yapmamış).
Çünkü
senin muradın, aşağılık vefasız (Sözünde durmayan)
dünyadır.
Aklın
Allah aşkından habersizdir.
Senin
aklın eğer aşktan nasip almış olsaydı senin önünde dünya gafleti(Dikkatsiz ve habersiz olman) çirkin görünürdü.
Dünya
izzetini (Dünyada
büyük olarak kabul edilmek isteğini) bırak, derviş ol, aşk ile bağrın
yansın.
Yan
yakıl,
Aczini
(Güçsüz ve beceriksiz olduğunla yüzleş ve kabul et)
bil, ağla, inle ki Ulu Tanrı sana acısın.
***
GÜLŞEN-İ
TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev:
Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap
ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
***
Neler
öğrendik.
1. Yerden göğe kadar akıllarda farklılık olduğunu
öğrendik.
2. Kimi aklın güneş gibi, kimi aklın ise yıldız gibi
aydınlık olduğunu, kimi aklında ışıksız olduğunu öğrendik.
3. Aklı nurlu kılanın Hakkı gösterici nur olduğunu, diğer
akıllardan da farklı olduğunu öğrendik.
4. Hakkı gösteren nurlu aklın bütün akılla iş yaptığını,
diğer akılların bu bütünün birer parçası olduğunu öğrendik.
5. İstek ve dilekleri dünya ile olanın aklı, istek ve dileklerine
ulaşmaya yetmediğinden kötü akıl olarak isimlendirilmiş olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Her
aklın görme yeteneğine göre hizmet edebileceğini, iş yapacak aklın gereken nuru
ve ışığı muhakkak bulması gerektiğini öğrendik, anladık.
Bize
lazım olan nurun Allah’a acizliğimizi bildirerek ağlayışla, yalvarışla,
inlemekle Ulu Tanrı’nın bize acımasıyla elde edileceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ