10 Mart 2014 Pazartesi

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 411

Cur’a-i hüsnest ender hâk-i geş
Ki besad dil ruz-u şeb mi busiyeş
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 374 inci beyit açıklaması)

“ Gece ve gündüz yüzlerce gönülle o topraktan meydana gelen güzeli öpüp durman, onda (Haktaki) güzelliğin bir yudumu bulundurduğundandır.”

O güzel yüzün bir yudumunun kokusuyla binlerce zevk içinde toprağı yalarsın.
Onun güzelliği mazharlarda (İyiliğe erişmiş kişilerde) göründü.

Mazharları bırak, nurun ta aslına bak: nişansızın cemaline âşık ol.
Daha ne kadar şunun la, bunun la bağlanacaksın?

O güzel sevgilinin (Allah’ın) tuzağına tutul da avlan.
Aldanıp da halka pek avlanma.

Aşağılık avam (Alt tabaka), eğer sana mürit (Bağlanırsa) olursa, bundan ne hâsıl ( Ortaya çıkar) olur?
Sezilen bir kuru kalabalık (Etkisi ve sonucu olmayan karışık insan topluluğu) .
                                          ***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
                                           ***
Neler öğrendik.
1.    İnsanı öpme isteğimizin hakikatinin; ondaki Allah’ın verdiği nurun güzelliğinden olduğunu öğrendik.
2.    O bir yudum nurun meydana getirdiği güzelliklerinin saçlarda, yanaklarda eser, izi, belirti olduğunu, onun için yaladığımızı, öpüp durduğumuzu öğrendik.
3.    Bir yudum nurun insanı deli ettiğine göre esas kaynağının nasıl bir etki edeceğini düşünmemiz gerektiğini öğrendik.
4.    Semada gördüğümüz her şeyin bir yudumcuk nurdan meydana geldiğini öğrendik.
5.     
                                        *
İşte böyle yaren,
Can aşkına talip olanların ancak temiz olanların yaklaşabileceğini, dokunabileceğini öğrendik, anladık.

Canımıza perde olup esas güzeli görmemize engel, perde olan öfke, kızgınlık, azgınlık, hırs ve sonu gelmeyen arzu ve istekleri yok ederek temizlenmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Yapmakta olduğumuz davranışların ne sonuç vereceğinden haberli olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.

Hayatın tamamı av ve avcı, tuzak kurmak ve tuzağa düşmek olduğunu, bu tuzaklardan kurtuluş olmadığını, kendi isteğimizle Allah’ın tuzağına avlanmamızın en doğru seçim olacağını öğrendik, anladık.

Halkı avlama uğraşısında hiçbir av avlayamayacağımızı, avlasak bile domuz avı gibi zahmetli av olacağını, avın da yenmesinin haram olacağını öğrendik, anladık.

Avladığımızın cahil, kaba, ayak takımı olacağından bunlardan da ne dost ne yakın olabileceğini, ancak kurduğumuz tuzakta avın kendimiz olduğunu öğrendik, anladık.
                                                *                                                   

RAVLİ

Popüler Yayınlar