Kabili ger şart-ı Hak budi
Hiç madumi behesti n’âmedi
(Hazreti
Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 1542 inci beyit açıklaması)
“
Kabiliyet, Hak işinde şart olsaydı hiç yok, varlık âlemine gelmezdi.”
Hak
yolunda rehber olan Pir’in işini Hakkın işi bil.
İsteklere,
Hakkın nuru ondan parıldar.
Pir,
avam arasında gizlidir.
Bütün
âlem surettir (Görüntüden).
Pir
candır.
O,
kendini, ahmaklardan (Aklı az olan veya aklını gereği
gibi kullanamayanlardan) gizler.
Hak
isteklilerinin derdine derman olur.
O
kahraman, halk arasında gizlidir.
İnkârda
(Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama,
gizleme, adını anmamak, kabul etmeme, tanımamada) olanlar Pir var mı,
hani, nerede? Derler.
O
zariftir (Hoşa giden söz ve davranıştadır), lâubali
(Aşırı samimi) bir tavır içinde görünür.
Bayağı
(Basit, aşağılık) kişiler ona arkadaş olmaması
için böyle görünür.
*
Neler
öğrendik:
1. Anlamamak için kendini kör ve sağır edene, kalbini
katılaştıran insana insanın yardım etme gücü olmayacağını öğrendik.
2. İyilik etme, bağış, bağışlamanın Allah’ın gücü
olduğunu öğrendik.
3. Anlama, anlayış, kabul edebilirlik, alabilirlik
Allah’ın özelliği olduğunu öğrendik.
4. Evveli olmayanın sonrasının da olmayacağını öğrendik.
5. Yeteneği Allah’ın bağışlayarak verdiğini öğrendik.
6. Allah’ın verdiği anlayışla yeteneğin kendini
gösterdiğini öğürendik.
7. Hak isterse hiçbir sebebe bağlı olmayan mucize olarak
bağışlarda bulanabileceğini öğrendik.
8. Sebebi koyanın sebebi kaldırabileceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Her
şeyde sebep, neden aramamamız gerektiğini, Hakkın sebepsiz bağışlarda
bulunabileceğini öğrendik, anladık.
Bağışlamanın
Tanrı sanatı olduğunu, isterse sebebe bağlayacağını, isterse sebepsiz
vereceğini öğrendik, anladık.
Kafamız
karışmasın!
Hak
bir şey vereceği zaman perde arkasında kalarak sebep olarak aklımızı sebebe
bağladığını, biz bu sebepten bu oldu diyeceğimizi ama Hak kendini gizlediği
için elde edilen sonucun şerefini insana bağışladığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ