6 Mart 2014 Perşembe

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 403

Tâ negiryed ebir key handed çemen
Tâ negiryed tıfıl key cuşed leben
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 134 inci beyit açıklaması)

“ Bulut ağlamadıkça, çimenler nasıl güler.
Emzikteki çocuklar ağlamadıkça süt nasıl coşar.”

Ağlamak, inlemek kuvvetli bir sermayedir (İşin kurulması, yürütülmesi, verimliğin artırılması için akıl, bilgi, para gibi birikim).

Ağlamaktan emzikteki çocuklar, tayasının (Sütannesinin) sütünden zevk alırlar.
Çocuk ağlayarak figan (Haykırış, çığlık) etti mi, hemen tayasının (Sütannesinin) memesi ağzına gelir.

Ağlayarak feryat (Haykırış, çığlık) eden âşığa, tayalar tayası (Tanrı) acır.
Sen ağla, inle ki Tanrı sana acısın.

Fakat çok yemekten kalbin katılaşmış da onun için inlemektesin.
                                          ***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
                                           ***
Neler öğrendik.
1.    Peygamberimizin:” Çok ağlayın! Ta ki Cenab-ı Hakkın bağışı ile besleyen, geliştiren sütü aksın.” Dediğini öğrendik.
2.    Bulutun ağlaması ve güneşin parlamasının dünyanın süslendiğini öğrendik.
3.    Akıl güneşini hararetlendirerek gözümüzü bulut gibi yaşlandırmamız gerektiğini öğrendik.
                                        *
İşte böyle yaren,
Allah’ın gücünü, kuvvetini, yarattığı insana anne yaklaşımında olduğunu  bilen ve inanan kişinin her zaman ağlayarak, inleyerek Allah’tan hararetle yardım istediğini öğrendik, anladık.

Bu isteyişin karnını iyice doldurduktan sonra hazımsızlıktan meydana gelen ağrıdan dolayı ağlamak ile aynı olmadığını öğrendik, anladık.
                                                *                                                   

RAVLİ

Popüler Yayınlar