Ru vu hal ü ebru-vü leb-i çun akik
Goiya Hak tâft ez perde-i rakik
(Hazreti
Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 965 inci beyit açıklaması)
“
Yüz, ben, kaş ve akik gibi (Kırmızı) dudaklar.”
Sanki
ince bir perdeden Hak parıldadı.”
Fakat
şehvet (İsteklerinde ısrarlı hareket eden)
ehlinin gözleri kördür.
Bu
görüşten, yalnız görünüş yerini (İstediğini)
görürler.
Allah’ın
nuru onların gözünden gizlenir.
Ne
görürlerse yalnız suretini görürler kudretli yaratan, göz nurunu verdi de
gözlerimizi, görünüş yerlerini açtı.
Sen,
Allah’ın verdiği bu göz nuruna şükredersen, gözündeki nura bir başka nur daha
verir de o nurun nuruyla Hakkın cemalini (Yüzünü,
hakikatini) görürsün.
İmdi
(Başa dönelim) Zülcelâl (Ululuk sahibi)
olan Allah’ın lutfunun (Bağışlarının, iyiliklerinin)
şükrünü yerine getirmeye bak.
***
GÜLŞEN-İ
TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev:
Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap
ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
***
Neler
öğrendik.
1. Hak nuruna yakın olan kimsenin, ihtiyarlıktan ve onun
zaaflarından (Düşkünlükten, irade zayıflığından, eksiklikten,
yetersizlikten) emin olacağını öğrendik.
2. Hak nuruna yakın olan kimse ölürse kemiklerinin zevke
dalacağını, bütün parçalarının istek ve heves nuruyla ışıldayacağını öğrendik.
3. Kendini gören kişinin yani, ben
diyen kişinin kendini zehirlediğini öğrendik.
4. Ödünç olarak verilen kuvvetin, güzelliğin, imkânların
“ Benimdir” diyenlerin yanıldıklarını, veren Hakkın geri aldığını öğrendik.
5. Çalışmayla elde ettiğimiz ilmin yeterli olmadığını,
ille de ledün ilmini öğrenmemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
RAVLİ LEDÜN İLMİ yazarak
Googleden veya bu blogdan okumalısın.
*
RAVLİ.