24 Mart 2014 Pazartesi

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 439

Rızk ez vey cû mecû ez Zeyd-ü Amır
Mesti ez vey cû mecû ez beng-ü hamur
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 1496 inci beyit açıklaması)

“ Rızkını ondan ara, Zeyd’den Amirden değil.
Mest olmayı ondan iste, esrardan, şaraptan değil.”

İyi bil ki bizimle hemdem olursan ariflerin (Sevgi ve anlayışı kuvvetli) nükteli (İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz) remizlerine (Gizli ve kapalı söz) mahrem (Gizli sırlarını gören) olursun.

Ney’in sesinden vahdet sırrını (Allah’a yakın olma yolunu) duyarsın.
Esrar ve şarap içmeden mest (Sarhoş) ve hayran olursun.

İkbale (Baht açıklığı veya yüksek bir makama, arzuya, isteğe ulaşmış olmak) erersin, Hakkın makbulü (Beğenilen, kabul edilen, hoş karşılanan) olur, kendinle değil Hakla meşgul olursun.

Pir (Hakka ulaşmış, isteklilere yolu gösterip aydınlatan yaşlı akıllı bilge), Hakkın kudret elinde alettir.

Müritlere (Tanrı’ya gidiş yolunu öğrenmek isteyenlere), Hak onun (Pirin) vasıtasıyla vecid (Kendini unutarak sevgili ile beraber olmak) ve hal (Davranış ve yaşayışında uygunluk, uyumluluk) verir.

Eğer pir seni can ve gönülden kabul etti ise, kabiliyetin olmasa da Hakka vasıl (Ulaşan, kavuşan) olursun.

                                              *
Neler öğrendik:
1.    Rızkımızı, sarhoş olmayı, kendimizden geçmeyi, Allah’tan istememiz gerektiğini öğrendik.
2.    Birbirimizden çalarak, kandırarak, oyunlar düzerek kazanmak yerine Allah’tan rızkımızın bollaştırılmasını istememiz gerektiğini, Allah’ın verdiğinin hayırlı ve uğurlu olduğunu öğrendik.
3.    Kendinden geçmek, sarhoş olmak isteğimiz varsa bunu Allah’tan istememiz gerektiğini, O’nun verdiği sarhoşluğun maddeye ihtiyaç duymadan olduğunu öğrendik.
                                               *  
İşte böyle yaren,
Kazançta aranılan özellik, üstünde toplamış öz; Hak rızasının bereketi olursa bizde kaldığını, faydasını gördüğümüzü, Hakkın bize verdiği ile beslenmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Rızkın aslının aslı ve Rezzâkın (Bütün mahlûkların rızkını veren Allah) Allah olduğunu, rızık arayanlara da ulaştıranın Allah olduğunu öğrendik, anladık.

Yardımın Allah’tan olduğunu, diğer bütün sebeplerin araç olduğunu öğrendik, anladık.

Nasıl ki insanın dostunun düşman olduğu, kardeşin kardeşinden kaçtığı, çocukların babalarından kaçtığı gün olan Kıyamet gününü bu gün yaşayarak görenlerin:” Yarın olacak şey, bu gün oldu” diyerek önceden görme görüşünü kazandığını öğrendik, anladık.

Ömrümüzü bizi terk edeceklerle geçirmeyi sona erdirip ziyan etmememiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Sahte davranışlarla bağlandığımız, dost akraba dediğimiz bu gün belli olduysa; bu sahte bağı gördüğümüz için Hakka şükretmemiz gerekir.

Dostlarımız bizden ayrılış sebebinin: kendini büyük görmesiyle, kıskançlığından, gizli düşmanlığından, çekemezliğinden ortaya çıktığında bizden yüz çevireceklerini, bu duruma üzülmememiz gerektiğini, kendimizi aptal ve cahil yerine koymamamız gerektiğini öğrendik, anladık.

Dikkatsizliğimizden dost diye bağlandığımızın hile tuzaklarından, gizli düşmanlıklarından kurtulduğumuz için Hakka şükretmemiz gerektiğini, hakiki dost aramamız gerektiğini öğrendik, anladık.

Asıl dost; ölüm olsa bile bizden soğuyup uzaklaşmayacağını, bağlılığının gittikçe artacağını öğrendik, anladık.

                                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar