4 Ocak 2013 Cuma

ŞEMSİ TEBRİZİ 43

Mevlâna'nın öğüt meclisinde bir aralık hoş bir şey oldu.
Mansur'un vaaz meclisinde o kadar keramet ile birlikte öfke yer bulmazdı.

Nasıl ki bir gün o Mansur der ki:
Eğer kuru bir ağaca bile yürü dese, onu yürütür.

Bu sırada hemen tahta minber yerinden ayrılır, iki kere yere eğilir.
Mansur, ey minber!

Der, ben sana söylemiyorum, sen yerinde dur!
Öğüt meclisleri onları anmakla kızışır, tatlılaşır.

Ama onların hallerinden haberleri olduğu için değil, ancak adları söylendiği için meclis kızışır, coşar.

Ben onlara şöyle diyorum:
"Bilim Hak yönünden verilir, kendiliğinden gelmez."

Bir adam şeker gibi tatlı bir düş görmüş.
Gökten şeker yağıyormuş...

Ondaki insafa bak ki nasıl düşünmüş.
Bütün bu üstün vasıfları ile birlikte şeyhin yanında yaya yürüyordu.

Çeşitli fenlerde yetişmiş yüzlerce öğrencisi, seçkin bir topluluk kendisini kınamakta idi.

Onlara dedi ki:
Varlıkları yaratan ulu Allah hakkı için siz eğer onun bir tüyünü anlayabilseydiniz, yani Allah'ın bize bildirdiği kadar onu anlayabilseydiniz, atının dizginlerini benim elimden kapardınız.

Birbirinizin makam ve mansıplarını kapmak için nasıl kıskançlık gösteriyorsanız, onu da öylece benden kıskanırdınız.

İşte o bütün temiz iman ile üstadını eve getirinceye kadar atının başını çekti.
Yolda kaç kere hem ona gönülden inanmış, hem de inkâr etmiştir.

Çünkü şeyh, böyle pek genç çocuğa karşı neden bu kadar gönül alçaklığı ve iltifat göstersin? Diye kuşkulanıyor.

Sonra yine kendi kendine ona ne ziyan gelir ki, panzehir ocağıdır, diyor.

Fetih Sûresinde buyrulduğu gibi Allah'ın geçmiş ve geçecek günahlarını yarlıgadığı kimselerden zarar gelmez.

"Hele, Allah onların suçlarını iyiliğe çevirirse." (M. 339)
Anlamındaki ayetle müjdelenmiş olanlara ne mutlu.

Beyit:
Dağ yılanlarla dolu olsa da korkma!
Çünkü orada tiryak taşları da var.

Şeyh ona okşayıcı bakışlarla baktı mı, içinde parlak düşünceler belirirdi.
Sonra tekrar gölgeye daldı mı, karanlık kuruntular baş gösterirdi.

Diyelim ki onun durağı orasıdır.
Sanki halkı yoldan çıkarmak, kuşku ve düşüncelere sürüklemek bir erkek işi midir?

Şeyh onu görünce selâm sana, dedi, bizi düşünmek hususunda nasılsın?
Tekrar unutuyor musun?

Seni gerçeklemekten veya inkâr etmekten nasıl kurtulalım, diye şüpheleniyor musun?

Allah geceyi ve gündüzü değiştirir.
Kaç kere, gündüz ışığı karanlık denizinde boğulur, kaç kere de karanlığın deryası nurun alevinde yanar.

Kur an'da, "İnsanlar bir imtihan geçirmedikçe, sadece inandık demekle kurtulacaklarını mı sanıyorlar?"
(Ankebut Sûresi, 1) buyrulmuştur.

Âlemde hangi şey vardır ki, bir imtihan geçirmeden kabul olunur yahut imtihansız ise geri çevrilir?

Ama Allah dilerse sonunda iş doğrulur, doğru yolu tutarsın, o zaman kim olduğunu da anlarsın!

Veli, veli olduğunu bilmez mi?

                 ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
 ATAÇ yayınları Tasavvuf 6

                    ***
Neler öğrendik:

1.   Evreni ve olayları konu edinip deney yolları ile gerçeğe dayanarak kanunlara yükselmeye çalışan bilgiye, ilime bilim denildiğini öğrendik.

2.   İnsana Meleklerin bile sahip olmadığı bilgi verildiğini öğrendik.

3.   Cenabı Hakk’ın Âdem Aleyhisselâma bütün eşyanın kendisini, sıfatını ve ne iş yapabileceğini, neye yaradığını öğrettiğini öğrendik.

4.   Hazreti Âdem’den başlayan bu bilgi ikramının zamanımıza kadar gelmiş olduğunu öğrendik.

5.   İnsanların çeşitli yollardan ve bilhassa peygamberler ve onların getirdiği kitaplar aracılığı ile bilgilendirilmiş ve aydınlatılmış olduğunu öğrendik.

6.   Bilmek ve düşünmek yoluyla anlamanın insana şeref verdiğini öğrendik.

7.   Olmuşu, olanı, olacağı, gizliyi, açığı, kısacası her şeyi bilmek ve iradeli olarak doğruyu yanlıştan akıl kullanılarak ayırt edilmesi bilim sayesinde olacağını öğrendik.

8.    Bilimin özü bozulmadan değişik kalıplara girip kendini gösterdiğini öğrendik.

9.   Bilimin iyilik ve uğurlu olacak amaçla edinilmesi gerektiğini öğrendik.

10.                  Bilimin sadece öğrenmek için olmadığını, öğrenilenin hayata geçirilmesi gerektiğini öğrendik.

11.                  Bilimin lazım olduğu, gerekli görüldüğü için öğrenilmesi gerektiğini öğrendik.

12.                  Bilimin dilekle ve istekle geliştiğini öğrendik.

13.                  Bilgiye saygı duyarak, özenerek, dikkat ederek dikkatlice yaşamımıza kazandırmamız gerektiğini öğrendik.

14.                  Öğrendiklerimizi başkalarına örnek ve misal olması için yazarak ve söyleyerek kalıcı olmasını sağlamamız gerektiğini öğrendik.

15.                  Bilmediğimiz çok şeyi Peygamberimizin bize öğrettiğini öğrendik.

16.                   Allah’ın bize bildirdiğini anlamaya çalışmamız gerektiğini öğrendik.

17.                  Allah’tan korkan ve Allah’a hesap vermeyi kendini hazırlayanlardan zarar gelmeyeceğini öğrendik.

18.                  Allah’ın değiştirdiğini öğrendik.

19.                  Allah’ın sadece inandık demekle kurtulamayacağımızı, imtihan edildiğimize sonra değiştirildiğimizi öğrendik.

İşte böyle yaren,

Bu dünyadaki yaşam imtihan yaşamıdır.
Allah’ın dilemesi ile bizde değişiklik olabileceğini öğrendik.

                                       *
RAVLİ

Popüler Yayınlar