Mansur'un vaaz meclisinde o kadar keramet ile birlikte öfke yer bulmazdı.
Nasıl ki bir gün o Mansur der
ki:
Eğer kuru bir ağaca bile yürü
dese, onu yürütür.
Bu sırada hemen tahta minber
yerinden ayrılır, iki kere yere eğilir.
Mansur, ey minber!
Der, ben sana söylemiyorum,
sen yerinde dur!
Öğüt meclisleri onları
anmakla kızışır, tatlılaşır.
Ama onların hallerinden
haberleri olduğu için değil, ancak adları söylendiği için meclis kızışır,
coşar.
Ben onlara şöyle diyorum:
"Bilim Hak yönünden verilir, kendiliğinden gelmez."
Bir adam şeker gibi tatlı bir
düş görmüş.
Gökten şeker yağıyormuş...
Ondaki insafa bak ki nasıl
düşünmüş.
Bütün bu üstün vasıfları ile
birlikte şeyhin yanında yaya yürüyordu.
Çeşitli fenlerde yetişmiş
yüzlerce öğrencisi, seçkin bir topluluk kendisini kınamakta idi.
Onlara dedi ki:
Varlıkları yaratan ulu Allah
hakkı için siz eğer onun bir tüyünü anlayabilseydiniz, yani Allah'ın bize bildirdiği kadar onu anlayabilseydiniz,
atının dizginlerini benim elimden kapardınız.
Birbirinizin makam ve
mansıplarını kapmak için nasıl kıskançlık gösteriyorsanız, onu da öylece benden
kıskanırdınız.
İşte o bütün temiz iman ile
üstadını eve getirinceye kadar atının başını çekti.
Yolda kaç kere hem ona
gönülden inanmış, hem de inkâr etmiştir.
Çünkü şeyh, böyle pek genç
çocuğa karşı neden bu kadar gönül alçaklığı ve iltifat göstersin? Diye
kuşkulanıyor.
Sonra yine kendi kendine ona
ne ziyan gelir ki, panzehir ocağıdır, diyor.
Fetih Sûresinde buyrulduğu
gibi Allah'ın geçmiş ve geçecek günahlarını yarlıgadığı kimselerden zarar
gelmez.
"Hele, Allah onların suçlarını iyiliğe çevirirse." (M. 339)
Anlamındaki ayetle
müjdelenmiş olanlara ne mutlu.
Beyit:
Dağ yılanlarla dolu
olsa da korkma!Çünkü orada tiryak taşları da var.
Şeyh ona okşayıcı bakışlarla
baktı mı, içinde parlak düşünceler belirirdi.
Sonra tekrar gölgeye daldı
mı, karanlık kuruntular baş gösterirdi.
Diyelim ki onun durağı
orasıdır.
Sanki halkı yoldan çıkarmak,
kuşku ve düşüncelere sürüklemek bir erkek işi midir?
Şeyh onu görünce selâm sana,
dedi, bizi düşünmek hususunda nasılsın?
Tekrar unutuyor musun?
Seni gerçeklemekten veya
inkâr etmekten nasıl kurtulalım, diye şüpheleniyor musun?
Allah geceyi ve gündüzü
değiştirir.
Kaç kere, gündüz ışığı
karanlık denizinde boğulur, kaç kere de karanlığın deryası nurun alevinde
yanar.
Kur an'da, "İnsanlar bir imtihan geçirmedikçe, sadece inandık demekle
kurtulacaklarını mı sanıyorlar?"
(Ankebut Sûresi, 1) buyrulmuştur.
Âlemde hangi şey vardır ki,
bir imtihan geçirmeden kabul olunur yahut imtihansız ise geri çevrilir?
Ama Allah dilerse sonunda iş
doğrulur, doğru yolu tutarsın, o zaman kim olduğunu da anlarsın!
Veli, veli olduğunu bilmez
mi?
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1.
Evreni ve
olayları konu edinip deney yolları ile gerçeğe dayanarak kanunlara yükselmeye
çalışan bilgiye, ilime bilim denildiğini öğrendik.
2.
İnsana Meleklerin
bile sahip olmadığı bilgi verildiğini öğrendik.
3.
Cenabı Hakk’ın
Âdem Aleyhisselâma bütün eşyanın kendisini, sıfatını ve ne iş yapabileceğini,
neye yaradığını öğrettiğini öğrendik.
4.
Hazreti Âdem’den
başlayan bu bilgi ikramının zamanımıza kadar gelmiş olduğunu öğrendik.
5.
İnsanların
çeşitli yollardan ve bilhassa peygamberler ve onların getirdiği kitaplar
aracılığı ile bilgilendirilmiş ve aydınlatılmış olduğunu öğrendik.
6.
Bilmek ve
düşünmek yoluyla anlamanın insana şeref verdiğini öğrendik.
7.
Olmuşu, olanı,
olacağı, gizliyi, açığı, kısacası her şeyi bilmek ve iradeli olarak doğruyu
yanlıştan akıl kullanılarak ayırt edilmesi bilim sayesinde olacağını öğrendik.
8.
Bilimin özü bozulmadan değişik kalıplara girip
kendini gösterdiğini öğrendik.
9.
Bilimin iyilik ve
uğurlu olacak amaçla edinilmesi gerektiğini öğrendik.
10.
Bilimin sadece
öğrenmek için olmadığını, öğrenilenin hayata geçirilmesi gerektiğini öğrendik.
11.
Bilimin lazım
olduğu, gerekli görüldüğü için öğrenilmesi gerektiğini öğrendik.
12.
Bilimin dilekle
ve istekle geliştiğini öğrendik.
13.
Bilgiye saygı
duyarak, özenerek, dikkat ederek dikkatlice yaşamımıza kazandırmamız
gerektiğini öğrendik.
14.
Öğrendiklerimizi
başkalarına örnek ve misal olması için yazarak ve söyleyerek kalıcı olmasını
sağlamamız gerektiğini öğrendik.
15.
Bilmediğimiz çok
şeyi Peygamberimizin bize öğrettiğini öğrendik.
16.
Allah’ın bize bildirdiğini anlamaya çalışmamız
gerektiğini öğrendik.
17.
Allah’tan korkan
ve Allah’a hesap vermeyi kendini hazırlayanlardan zarar gelmeyeceğini öğrendik.
18.
Allah’ın
değiştirdiğini öğrendik.
19.
Allah’ın sadece
inandık demekle kurtulamayacağımızı, imtihan edildiğimize sonra
değiştirildiğimizi öğrendik.
İşte böyle yaren,
Bu dünyadaki yaşam imtihan
yaşamıdır.
Allah’ın dilemesi ile bizde
değişiklik olabileceğini öğrendik.
*
RAVLİ