29 Ocak 2013 Salı

FİHİ MAFİH 22. FASIL

İbni Çavuşa lazım olan, Şeyh Selehaddin aleyhinde kötü söz söylemekten dilini tutmasıdır.

Böyle yaparsa, onun bu hareketi kendisine bir fayda sağlar, kalp gözünü kaplayan karanlıklardan sıyrılır ve önündeki perdeler açılır.
İbni Çavuş onun için neler diyor?

İnsanlar böyle bir Tanrı erine ulaşmak için yurtlarını, analarını, babalarını, karılarını, çoluk çoçuklarını, akrabalarını bırakarak Hint’ten, Sind’e ( Temiz ülkeye) geldiler.

Demirden yaptırmış oldukları ayakkabıları parça-parça oldu.
Bu zahmeti, o âlemden (Tanrı âleminden) koku almış olan bir eri bulmak ümidiyle çekiyorlardı.

Bu dünyada ne kadar insanlar, özleyiş içinde ölmüşler ve bu aradıklarını bulamamışlar, böyle bir erle evinde (Oturduğun yerde) karşılaşıyorsun da bir de ondan yüz çeviriyorsun.

Bu senin için büyük bir bela (Gam, keder, musibet,  afet, ceza)ve gaflettir (Boş bulunma, dikkatsizlik, ihtiyatsızlık, ihmal, endişesizlik).

İbni Çavuş, Şeyhlerin Hak ve dinin salâhı (Selâh’ül-Hak ve’d-din) (Tanrı onun saltanatını devamlı etsin) hakkında çok güzel sözler (de) söyledi:

“ O büyük adamdır.
Büyüklüğü yüzünden bellidir, ben onun yanında bulundum” (Dedi)

Sizden bahsederken:
“ Mevlana’mız, Efendimiz, Tanrı’mız, Yaratıcımız!” derdi.
O bu tabirleri hiçbir zaman değiştirmemiştir.

Şimdi ona ne oldu?
Kötü ve bozuk niyetler mi gözlerini ondan perdeledi?

Bir gün Şeyh Selehaddin konuşurken:
“ O hiçbir şey değildir” diyor.
Selehaddin ona ne kötülük etti?

Onun kuyuya doğru gittiğini görünce, bütün insanlara karşı olan şefkatinden (Acıyarak, esirgeyerek sevmek),  ona da:
“ Kuyuya doğru gitme!” dedi.

Fakat işte bu şefkat (Acıyarak, esirgeyerek sevmek) onun hoşuna gitmedi.

Sen Selehaddin’in hoşuna gitmeyecek olan bir şey yaparsan, büsbütün onun kahrına gazabına uğrarsın.

Böyle olunca sıkıntı ve kederden gönlün nasıl kurtulur?
Gitgide cehennem dumanı içinde boğulursun.

O sana:
“ Benim kahır ve gazap, lütuf ve merhamet evimden göç.
Eğer hoşuna gidecek bir şey yaparsan o zaman, benim lütuf ve merhamet evime girersin.
Bununla için açılır, aydınlanır” diyor.

O sadece senin ve senin faydaların için sana öğütler veriyor.
Sen ise bu öğüt ve şefkatleri (Acıyarak esirgeyerek sevmek), bir takım kötü düşüncelere hamlediyorsun.

Böyle bir adamın sana ne düşmanlığı, ne kötülüğü olabilir?
Mesela sen haram olan şaraptan, afyondan veyahut sema’dan sarhoş olup zevk alırsın.

O zaman bütün düşmanlarına memnunluk gösterir, onların kusurlarını bağışlar, ellerini ayaklarını öpersin.

Bu anda iman eden, etmeyen senin gözünde bir olur.
İşte Şeyh Selehaddin senin bu duyduğun zevk güneşlerinin aslıdır.

Şevk ve neşe denizlerinin hepsi onun yanındadır.
Onun kime karşı bir kini ve garazı olabilir?

O bunu sana, bütün kullara olan şefkat ve sevgisinden söylüyor.
Yoksa bu çekirgelere ve kurbağalara karşı kötü bir duygu neden beslesin?

Kendisinde böyle bir büyüklük ve saltanat olan kimse, bu miskinlerle bir olabilir mi?

Hayat suyunun karanlık bir yerde bulunduğunu söylerler.

Bu karanlık yer, velilerin cismidir.
Hayat suyu ondadır.

İnsan bu suya ancak karanlıkta ulaşabilir.
Sen karanlığı sevmiyor, ondan nefret ediyorsun.
O halde hayat suyuna nasıl ulaşabilirsin?

Korkaklardan korkaklığı, kahpelerden kahpeliği öğrenmek istersen hoşlanmadığın ve istediğinin aksine olan pek çok şeylere katlanman gerekir.

Yoksa istediğine ulaşamazsın.                                                                                                                                                                               

Velilerin ve nebilerin makamı olan ölümsüz bir hayat kazanmak istersen, hoşlanmadığın şeylere katlanmadan, nefsindeki kötülüklerden vazgeçmeden bu nasıl olur?

Şeyh sana eski şeyhler gibi hükmediyor ve:
“ Karını, çocuklarını, malını ve mansıbını terk et!” diyor.

Eski şeyhler:
“ Karını bırak, onu biz alacağız!” derlerdi ve müritleri de buna tahammül ederlerdi.

Şeyh size kolay bir şey teklif ettiği zaman niçin buna katlanmıyorsunuz?
Sizin hoşlanmadığınız birçok şeyler vardır ki belki onlar sizin hakkınızda hayırlı olur.

Nefislerini körlük, bilgisizlik kaplamış olan bu adamlar ne söylüyorlar?
Bunlar hiç düşünmüyorlar, insan, bir kadına bir çocuğa âşık olduğu zaman ne düşkünlüklere katlanır.

Onu kandırmak, gönlünü hoş etmek için varını yoğunu feda eder.
Gece gündüz bununla uğraşır.

Bundan hiç usanmadığı halde başka şeylerden sıkılır.
Şeyhin ve Tanrının sevgisi bundan aşağı mıdır?

O ise, yapılması pek kolay olan birtakım hikmetler söylediği için şeyhini terk etmeye kalkıyor.

Bu da gösteriyor ki o henüz gerçek âşık olmamıştır.
Eğer gerçek âşık ve isteyici olsaydı, bunun birkaç misline tahammül eder ve bunlar ona baldan, şekerden daha tatlı gelir.

                     ***
FİHİ MAFİH MEVLANA HAZRETLERİ
Maarif basımevi 1954
Çeviren Meliha Ülker TARIKAHYA

                     ***
Neler öğrendik:

1.   Tanrı erleri aleyhinde bulunmanın yanlış olduğunu öğrendik.

2.   Tanrı erlerinin söz ve yaptıklarını anlayamadığımız, sonuçlarını göremediğimiz için fena diye tanımlarız; o zaman kendimizi karanlıklara atacağımızı öğrendik.

3.   Tanrı erlerinin koruyucusu Allah olduğundan eğer böyle erlere düşmanlık beslersek kalp gözümüze karanlıklar indiğini ve perdeler konduğunu öğrendik.

4.   Tanrı erlerinin sözünü ve yaptığını anlamazsak sevgimiz ve saygımızdan dolayı inşallah ileride anlarım diye susarsak görünmeyen yardım alacağımızı öğrendik.

5.   Tanrı erini bulmak için çok fedakârlık yapıldığı halde yakının da olan böyle erlere saygı gösterilmediğini hatta hiçbir kötülük yapmadığı halde düşmanlık yapıldığını öğrendik.

6.   Hayat suyunun  (Ölümsüzlük) velilerde olduğunu öğrendik.

7.   Velilerin herkesin göremediği için karanlık olarak adlandırılan âlemine girmek ve yararlanmak lazım geldiğini öğrendik.

8.   Gerçek isteyici ve âşık olunca her zorluğu tatlılıkla kabul edip aşıp amacımıza ulaşabileceğimizi öğrendik.

İşte böyle yaren,

Allah ile konuşmak istiyorsan, Allah adamına git konuş, böyle yapmakla Allah ile konuşmuş olursun.

Çünkü onlar kendini yok edip Allah ile var olmuş olan kişilerdir.

Canlısını bulursan hazinedir, ganimetinden yararlan, canlısını bulamazsan ahrete gitmiş olanlara git çünkü onlar diridir, etkendir, yetkilidir.

Kendi aklımız ve bilgimizle elde edeceğimiz sonuç ile daha önce bu yolu gidip gelmiş usta olmuşu kendimize öğretmen, kılavuz yapıp ona teslim olursak kazancımız tahmin edeceğimizden çok daha fazla olacağını öğrendik, anladık.

                                         *
RAVLİ            

Popüler Yayınlar