29 Kasım 2012 Perşembe

MEVLANA VE ANAHTAR VE KAPI

Güzel yazıya çalışın;
Çünkü o, rızkın anahtarıdır.

Orucu elden bırakmayınız;
Çünkü o, kalplerde gizli olan bilgilerin anahtarıdır.

İyilere hizmet ve onları ziyarete devam edin;
Çünkü onların sohbetinde bulunmak çok önemli işlerdir.

Açlık, hikmet bulutu ve gözün nuru, ibadetin kapısı ve gayb kapısının anahtarı, samimiyet ve yakin vesilesidir.

( Şüphesiz Tanrı, fenalıklardan sakınanlar ve iyilik edenlerle beraberdir)(Nalh suresi 128) yani Tanrı, bu dünyada rahatı, bir kimseyi haksız yere incitmekten çekinene de ihsanla karşılayıp affeder.

ŞİİR:
“ Eman (eminlik, korkusuzluk) istersen dilini tut”
“ Ey dil!
Senin elinden zahmetteyim.
Başımı kesmemem için, başını keseyim “

Buyurdu ki:
Bu ekmek torbası (insanın karnı) olmasaydı, Cebrail, bu tayfanın tozunu bile bulamazdı.

Küfür (Dinsizlik, imansızlık) ve kâfirlik  (Hakkı tanımayan, bilmeyen, öğrenmek istemeyen, iyilik bilmeyen) akıla göredir.

Yoksa Tanrı’ya göre ikisi de birdir.
Yine bu ikisi birbirinden ayrıdır.

Şüphesiz Tanrı’yı birleyenle kâfir birbirinden ayrıdır.
Nazardan (bakış şeklinden) başka bir şey değildir.

Buyurdu ki:
Bir padişah ve bu padişahın güzel yüzlü ve olgun ruhlu cariyeleri vardı.

Bir gece kölelerini denemek maksadıyla cariyelerinden birine “ Kendini onlara göster de hain ve eminleri belli olsun “ diye buyurdu.

Cariye, çeşitli süs ve ziynetlerle bezenerek dışarı ve baş göz işareti yapmaya başladı.

Kölelerden biri göz atıyor, biri elini oynatıyor, birisi de çimdikliyordu.

Padişahın haslarından ve emin kişilerden olan bir gurup şahımızın adını kirletiyor ve ona hainlik ediyorsunuz “ diyerek o terbiyesiz hizmetçilere küfrediyor ve cariyeyi de “ Kalbinden kötülük geçirme, yoksa sen bilirsin “ diye paylıyordu.

Cariye olup biteni sultan hazretlerine anlattı.
Sultan, küstah köleleri cezalandırdı;
Kalbi temiz kölelere de hediyeler verdi.
İşte bu böyledir.

Tanrı hazretlerinin eminleri, peygamberler ve veliler;
 Hainlik edenler ise dünya ve şehvet; ehlidir (Yakındır)

O, cariyede bu kocakarı gibi olan dünyadır.
Eminlerin yeri İlliyin (Cennetin ve gökyüzünün en kutsal, en yüksek tabakası), hainlerin yeri ise Siccindir (Ruhların hapishanesi)

Tanrı daha iyi bilicidir.
                                ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ ŞARK İSLAM KLASİKLERİ 29 AHMET EFLAKİ M.E.B. YAY. 489
                              ***
Neler öğrendik.
1.      Rızkın artması için okuyup yazmaya önem vermemiz gerektiğini öğrendik.
2.      Kalbimizde gizlenmiş, derinlerde saklanmış, bizi rahatsız eden, sevinçli yaşamamıza engel olan her ne varsa oruçla aklımıza çıktığını, yeniden değerlendirerek geri planda düşüncelerimize, isteklerimize tesir eden, ruh sağlığımızı bozan, doğru kararlar almamıza engel olan farkında olmadığımız, kaybettiğimiz, önemli her ne varsa gün yüzüne çıkarıp tesirsiz hale oruçla getirebileceğimizi öğrendik.
3.      Ayrıca Tanrı yazılımı gizlenmiş bilgilerin yine ortaya çıktığını, aklın faydaya kullanabileceği, zanlardan, şüphelerden arındıracak ilahi bilgilerin kullanılabilir hale getirilmesi için oruç tutulması gerektiğini öğrendik.
4.      İyi işler yapmış, iyi şeyler söylemiş kişilerden kopmamamız, uzaklaşmamamız ve onların gönlüne girerek, örnek olarak benzer davranışlar yapmamızın önemli olduğunu ve ismimizin Tanrı defterinde onların topluluğuna yazılmasını önemsememiz gerektiğini öğrendik.
5.      Gerçeği olduğu gibi görebilmek için, aydın görüş yeteneğimizin artması için, ibadet etmenin lezzetini ve faydasını almak için, görünmeyen âlemi görmek için samimiyetle Tanrı’ya ve Tanrı erlerine yakın olmak gerektiğini öğrendik.
6.      Tanrı ile beraber olanlarla beraber olursak Tanrı ile de beraber olacağımızı öğrendik.
7.      Korkudan emin olmak için gelişi güzel söz söylememek gerektiğini, yanlış anlamalar ve açık-gizli düşmanlar oluşturmamak için az konuşmamız gerektiğini öğrendik.
8.      Vücudumuzun devamlı yiyecek ve içeceği temin etmek için uğraşırsa diğer güzelliklerden mahrum kalacağını öğrendik.
9.      Aklı olup da aklını kullananın mümin olabileceğini, kullanamayanların kâfir olacağını öğrendik.
10.                  Tanrı’nın insanlara bakışı aynı olduğunu, insanların Tanrı’ya bakışında farklılıklar olduğunu öğrendik.
11.                  Tanrı emirlerine bağlanarak eminlik kazananların ruhlarını yerinin İlliyin Cennetin ve gökyüzünün en kutsal, en yüksek tabakası olan yerde hür bir şekilde kalacaklarını, Tanrı iyiliklerine nankörlük edenlerin yerinin ise Siccin denilen ruhların hapis edildikleri yerde kısıtlı hareketlerde kalacaklarını öğrendik.
12.                  Her zaman açık veya gizli olarak biz yerini ve zamanını bilmeden imtihan edileceğimizi ve bu denemelerden sonra yerimizin belirleneceğini öğrendik.
13.                  Dünya nimetlerine hevesli olanların hataya, tuzağa, yanlışa düşeceklerini ve kendi ruhlarını kendilerinin hapsedeceğini öğrendik.

İşte böyle yaren,
Durum bu.
İmkânlar ve yapılanlar ve sonuçları açıkça bilgine verildi.

Bunların doğru olup olmadığını düşünürsen sayısız delil ve örnek bulursun.
Tercih senin.
Sonuçlarını öğrendin.

Ruhunu aşağıda ve hapiste bırakmak veya yükselmek istiyorsan, hangisini istiyorsan tercihini yap ve ona göre davranarak hiçbir kimseyi suçlama, suçu başkasına atma, bahanelere sığınma.
                                  *
RAVLİ

Popüler Yayınlar