Halk ekmek diyor, ekmek istiyor ve sapır-sapır düşüp ölüyordu.
Yol, adam ölüsüyle dolmuştu…
Yarı canlılar, ölenleri
yiyorlardı.
Bir meczup halkın ölmekte
olduğunu ve bir parçacık ekmeğin bile bulunmadığını gördü.
Dedi ki: Ey dünya ve din
padişahı, verecek rızkın yoksa bari az yarat!
***
Bu kapının küstahı, küstahlık
(saygısızlık) eder de sonra kendine gelir, yaptığını anlarsa özür diler.
Bu kapıda doğru bir söz
söylemez de eğri bir şey söylerse anlayınca tatlılıkla özür diler.
***
* Sen doğru olmaya çalış…Yoksa zahmetlere düşesin.
* Aşıklar, işe kızışarak
girişirler..
Onlar, varlıklarından
usanmışlardır.
Deli ne yaparsa yapsın,
deliliğine bağışlanır, affedilir.
* İyi olmasa bile yaptığı şey
kabul edilir de sonra iyi bir şey yüzünden onu tutar, sıkıştırırlar!
* Onun gibi günahlara batmış
kimse yoktur ama Tanrı, şüphe yok, lütuf eder, bağışlar onu!
* Halk da onu sayar…
Onu mükâfatlarda bulunur.
* Tanrı âşıkları, ayıptan,
noksandan arınmışlardır…
Ağaçlar gibi hepsi de
oynamaya koyulmuşlardır.
Topraktaki ağaç gibi tertemiz
bir hale gelmişler, hâsılı yakınlık makamında kemale ermişlerdir.
***
MANTIK AL- TAYR 2
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Yaren,
Gerçek olarak tanımladığımız
gördüklerimizi, işin aslını öğrenip anlayınca, çoğu kez ilk yorumu yanlış
yaptığımızı anlarız.
Diyelim ki şahit olduğumuz
bir davranış fena bir davranıştır.
Bu yanlışı yapan kişi bunun
farkına vararak özür dileyebilir, kul hakkını ödeyebilir, Allaha karşı ise
pişmanlığını belirterek af dileyebilir ve bunlar af ve helal edilebilir ama sen
bunlara şahit olmayabilirsin.
Ama yeren sen fenalığı
gördüğün için orada bu olay fena olarak sende kalacağından, bu konudan söz
ettiğinde hep farkında olmadan günaha girersin.
İşin aslını öğrenmek ve
anlamak için de sonuç alınıncaya kadar takip etmelisin.
Köpeğe su veren fahişenin
hikâyesini hatırla.
Eşkıyalık yaptıktan sonra
evliya olanları hatırla.
Alkolik olup sonra saygıyla
andığımız evliyaları hatırla.
Hatırla ki Hamza’yı öldüren
Vahşi bile Allah yolunda savaşlara girmiştir hatırla.
Kendini yok etmiş Tanrı ile
birlik olmuşların nazı samimiyetindendir.
Allah’la birlikte olmak
istiyorsan her yapacağın işte:
“böyle yapmak istiyorum,
Allah buna ne der?” dersen
ve kalbinden aldığın cevapla
yaparsan akıl hocan Allah olur, yardım eder, işlerin yoluna girer.
Yaren Tanrı’nın yaptıklarını eleştirmek için deli olman lazım.
Delilik makamına vardıysan zaten hoş görülürsün.
*
Delilik makamı: Aşk makamında
olup aklın etkisinin en aza indiği, duygu ve hislerinle hareket edilen makamdır.
Aklı az olanın deliliği ile
bu deliliği karıştırma.
*
İNSANDAKİ GELİŞME
1.
Fiziki gelişme:
(Babadan anneye geçiş, anne karnında ve
kucağında, çocukluk, gençlik, orta yaş ve ihtiyarlık.)
2.
Ruhi gelişme.
Bilgi ile gelişilir.
Doğru ve kaliteli bilgi olmazsa gelişme
SERSEMLEŞME ile son bulur.
Bilgi doğru ve kaliteli olursa gelişme
SARHOŞLUKLA son bulur.
(Bu sarhoşluk içki ile olan sarhoşluk
değildir, her ne olursa olsun sevinç içinde olmaktır)
1.
Duygularla
gelişirler.
2.
Hislerle
gelişirler.
3.
Akılla
gelişirler.(Anlam, mana sır)
Beş duyunu doğruluk yolunda
kullanırsan buradan ikinci kademeye geçer hislerin gelişir, buradan da akla
geçip başarı sağlarsın.
Bu yolla elde ettiğin başarı
sana sıkıntı vermez.
Akıl gelişmenin ana
maddesidir.
Akıl yoksa veya azsa veya
doğru bilgiye ulaşamıyorsa belli bir sınırda kalır, ileriye geçemez.
Aklın bu üç kademe arasında
gider gelir.
En fazla kaldığı aşama o
kademedir.
Yani amaç ve araç olarak
duyguyu ve hisleri akılla birlikte kullanırız.
Amacında duygular hâkimse;
duygu boyutundasın.
Amacında hisler hâkimse; his
boyutundasın.
Amacında akıl hâkimse; akıl
boyutundasın.
Duygu boyutunda akıl yanlış
anlayabilir ve yorumlayabilir, böyle durumda iken çok tuzağa düşersin.
Duygu boyutunda çeşitli dış
amaçlar seni yönlendirir ve kullanır.
His boyutunda kendin nesnelere kendince anlamlar yükleyerek kendi kendine tuzak kurarsın.
Anlama doğru olursa manaya
ulaşır.
Anlamadan sonraki durak
manadır.
Manadan sonra durak sır olur.
Sırdan sonra Tanrı’yı anlamak
gelir.
Akıl doğru ve kaliteli
bilgilerle.
1.
Aşamada
duygularla çalışır başarı elde edilir.
2.
Aşamada hislerle
çalışır başarı elde edilir.
3.
Aşamada akıl
akılla çalışır başarı elde edilir.
4.
Aşamada akıl
sırlara ulaşarak başarı elde edilir.
5.
Görünmeyen
âlemden bilgi akışı ile başarıya ulaşılır.
Bu süreçte yanlış, yanıltıcı, altadıcı bilgiler ile inançta değişme olursa veya aldığım mesafe yeterli dersen bu süreç durur.
Bu beş kademe:
Kendine dönme,
Kendini bilme,
Kendini tanıma,
Aklını inançla birlikte
egemen kılma yoludur.
Altıncı kademe:
Samimiyetin ve bilgileri doğru
kullanacağına inanıldığı zaman ulaşma olur.
Bu kapının açılması Tanrı takdiri
ile olur.
***
RAVLİ