12 Kasım 2012 Pazartesi

KARINCA VE YUSUFCUK HİKÂYESİ

Kafasında sabit düşüncelerle dolu bir karınca, bir balözüne bakarken, bir yusufçuk çiçekten tad almak üzere konmuş. Uçmuş ve defalarca gelmiş.

Bu kez karınca dayanamamış:
“ Çalışmadan yaşıyorsun, hiçbir planın yok.

Gerçek ya da az miktar amacın olmadığı gibi, yaşamının baskın bir özelliği de yok, bu nerde bitecek?”

 Yusufçuk yanıtlamış:
“ Ben mutluyum ve mutluluk arıyorum.

Bu yeterince var oluşçu nesneldir.
Benim amacım amaçsız olmak.

Sen istediğin gibi plan yapabilirsin, ama daha iyisi olduğuna ikna edemezsin beni.

Sen kendi işine bak, ben benimkine”

Karınca düşünmüş:
“ Bana görünen şey, onun için görünmez.

Karıncalara ne olduğunu biliyor.
Ben yusufçuklara ne olduğunu biliyorum.

O kendi işine ben kendi işime”
Bunun üzerine karınca, elinden gelen uyarıyı yapıp yoluna devam etmiş.

Bir süre sonra, yolları tekrar kesişmiş.

Karınca, bir kasap bulmuş ve bana ne düşer diye bir et kesme tezgâhının altında gözleyerek bekliyormuş.

Kırmızı eti yukarıdan gören Yusufçuk, süzülerek gelmiş ve etin üzerine konmuş.

O anda, kasabın bıçağı hızla etin üzerine inmiş ve yusufçuğu ikiye bölmüş.
Bedeninin bir yarısı, yuvarlanıp karıncanın ayaklarının dibine düşmüş.

Cesedi alıp yuvasına doğru götüren karınca düşünmüş:
“ Onun işi bitti, benimki devam ediyor.

GURUR ÖNEMLİ GÖRÜNDÜ, ama geçici olduğunu anlayamadı.”
“ YEMEKLE GEÇEN ÖMÜR, YEM OLARAK SON BULUR”

“ Ben bu gerçekleri söylediğim de onun düşündüğü benim için oyunbozan olduğumdu”

                                     ***
MEVLANA VE GİZEMLİ SUFİ BİLGELİK HİKÂYELERİ.
 IDRIES SHAH.
ÇEV. MERVE DUYGUN. 2009
BUTİK YAYINCILIK VE KİŞİSEL GELİŞİM HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.YAYINI
 (Bu kitabı temin ederek evinde bulundurmanı önemle tavsiye ederim)                                                    
                                                
                                       ***
Yaren,

Gelişi güzel yaşayan yaşam disiplinine inanmaz.
Uyarıları dikkate almaz.

İkna etmek zordur.
Tesadüf olarak yaşarlar, tesadüf olarak ölürler.

Varlığının bir önemi olmadığı için yokluğunun da önemi olmaz.

Gurur: Boş şeylere güvenerek aldanma, boş şeylerle böbürlenme, kibir, kurum, kurulma, kendini yüksek ve değerli tutma hissi.
                                       *
RAVLİ

 

                                                                                             RAVLİ

 

Popüler Yayınlar