Bu kez karınca dayanamamış:
“ Çalışmadan yaşıyorsun,
hiçbir planın yok.
Gerçek ya da az miktar amacın
olmadığı gibi, yaşamının baskın bir özelliği de yok, bu nerde bitecek?”
Bu yeterince var oluşçu nesneldir.
Benim amacım amaçsız olmak.
Sen istediğin gibi plan
yapabilirsin, ama daha iyisi olduğuna ikna edemezsin beni.
Sen kendi işine bak, ben
benimkine”
Karınca düşünmüş:
“ Bana görünen şey, onun için
görünmez.
Karıncalara ne olduğunu
biliyor.
Ben yusufçuklara ne olduğunu
biliyorum.
O kendi işine ben kendi
işime”
Bunun üzerine karınca,
elinden gelen uyarıyı yapıp yoluna devam etmiş.
Bir süre sonra, yolları
tekrar kesişmiş.
Karınca, bir kasap bulmuş ve
bana ne düşer diye bir et kesme tezgâhının altında gözleyerek bekliyormuş.
Kırmızı eti yukarıdan gören
Yusufçuk, süzülerek gelmiş ve etin üzerine konmuş.
O anda, kasabın bıçağı hızla
etin üzerine inmiş ve yusufçuğu ikiye bölmüş.
Bedeninin bir yarısı,
yuvarlanıp karıncanın ayaklarının dibine düşmüş.
Cesedi alıp yuvasına doğru
götüren karınca düşünmüş:
“ Onun işi bitti, benimki
devam ediyor.
GURUR ÖNEMLİ GÖRÜNDÜ, ama
geçici olduğunu anlayamadı.”
“ YEMEKLE GEÇEN ÖMÜR, YEM
OLARAK SON BULUR”
“ Ben bu gerçekleri
söylediğim de onun düşündüğü benim için oyunbozan olduğumdu”
***
MEVLANA VE GİZEMLİ SUFİ BİLGELİK HİKÂYELERİ.IDRIES SHAH.
ÇEV. MERVE DUYGUN. 2009
BUTİK YAYINCILIK VE KİŞİSEL GELİŞİM HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.YAYINI
(Bu kitabı temin ederek evinde bulundurmanı önemle tavsiye ederim)
***
Yaren,
Gelişi güzel yaşayan yaşam
disiplinine inanmaz.
Uyarıları dikkate almaz.
İkna etmek zordur.
Tesadüf olarak yaşarlar,
tesadüf olarak ölürler.
Varlığının bir önemi olmadığı
için yokluğunun da önemi olmaz.
Gurur: Boş şeylere güvenerek
aldanma, boş şeylerle böbürlenme, kibir, kurum, kurulma, kendini yüksek ve
değerli tutma hissi.
*
RAVLİ
RAVLİ