İn aceb ki cân
bezindân enderest
Vangehi miftah-i
zindaneş bedest
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
4.inci cilt 2034 inci beyit açıklaması)
“ Bu şaşılacak şeydir:
Zindanının anahtarı elinde
olduğu halde, can gene zindanda mahpustur.”
Hak senin eline anahtarı
verdi mi, artık gönülde tecelli kandilini (Kendini
gösterecek aydınlığı oluşturur) yakar.
Allah sana idrak (Algılama, anlayış yeteneği, anlayış, akıl yürütme, ulaşma
imkânı) verdi, ihtiyar (Seçme, seçim yapma
olanağı) verdi, neden bu zindanda karanlıklar içinde kalıyorsun?
Vücudunda adalet (Kendine uygun düşeni yap, kendi hakkını kendine ver, doğru
olanı yap.) et, yardımcılık et de ruhu, ten hapsinin verdiği azaptan
kurtar.
Kim saadete (Mutluluğa) ermeye elinde kudret varken, zayi ederse (Kaybederse), pişmanlıkla ebediyen inler.
Bu (Durum);
berrak bir su gözünün önünde akıp dururken susuzluktan kıvranıp durmaya benzer.
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM
ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri
koll. Şrt.
***
Neler öğrendik:
1.
Canımızın
vücudumuzda esir olduğunu ancak bu esirlikten kurtaracak anahtarın da elimizde
olduğunu öğrendik.
2.
Benlikten
kurtulmamız, önder olmak isteğinden vazgeçerek kendimize bir önder bulmamız
gerektiğini öğrendik.
3.
Kibirlenmenin
ayrılığa düşürdüğünü, yiyeceklerle vücutları diri olsa bile canlarının ölü
olduğunu öğrendik.
4.
Üstünlük taslayanın kıskançlığından üstün
kişiyi kabul etmeyerek kendini karanlığa mahkûm edeceğini öğrendik.
5.
Canını aziz
edenin ayağa pisliğe bulaşmışsa bile her an temizleme uğraşında olacağını
öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Allah bizi sayısız bağlarla bağlamasına
rağmen bağlardan kurtulup selamete ulaşacak olanaklar verdiğini, yollar
gösterdiğini açıkça görmekteyiz.
Bize düşen; doğru kişiyi
bulmak ve onun önderliğinde aydınlattığı yolu ve yolun inceliklerini öğrenerek
gitmek olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ