11 Şubat 2014 Salı

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 357

Akl-ı imani çu şahne-i âdilest
Pasban-u hâkim-i şehr-i dilest
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 4.inci cilt 1986 inci beyit açıklaması)

“ İmana mensup akıl, adil bir şehir muhafazasına benzer.
Gönül şehrinin bekçisidir, hâkimidir.”

Gönül şehrine kâmil (Olgun, tam, eksiksiz) akıl bekçi oldu mu, artık araya hırsız şeytan ziyan veremez.

Akıl bekçisi uyudu mu, o vakit şeytan orasını harap eder.
Hain nefis, aklı uykuda görünce, şeytanın eline şehrin anahtarını verir.

İnsanın ruhu, nefse hâkimse, gönül şehri zalim hırsızdan emin kalır.
Cenkte, yüz binlerce kişilik bir ordunun kumandanı olmazsa, o ordu muzaffer olmaz.

                                          ***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
                                           ***
Neler öğrendik:
1.    Aklımızı imanla kuvvetlendirirsek yanlışa, zarara uğramaktan kendimizi kurtarabileceğimizi öğrendik.
2.    İmanla akıl birbirine sahip ve destek olunca kalıcı olan iyi işler yapacağını, zamanın iyi diye inandırdığı aslında yanlışa sürüklediği işlerden işin başında kurtulacağımızı öğrendik.
3.    Akıl dikkatsiz olsa, uyusa bile imanın uyarıcı ve iyiye yönlendirici kuvvetinin bizi yanlış yola gitmekten kurtaracağını öğrendik.
4.    İman ruhunun kuvvetinin başarı sağlamakta çok büyük önemi olduğunu öğrendi.
5.    Düşmanımız iyi de olsa ondan akıl danışmamızın yanlış olduğunu öğrendik.
6.    Hiç kimseyi incitmememiz, onları düşmanımız haline getirmekten sakınmamız gerektiğini öğrendik.
7.    Allah rızası için halka iyilik yapmaya çalışarak herkesi her an dost görerek gönlümüzde insanların kinini taşımadan canımızın rahat etmesini sağlamamız gerektiğini öğrendik.
8.    Başkasına evvelce bir kötülük yaptıysan ondan akıl danışmanın yanlış olduğunu öğrendik.
9.    Aklımızın kötülük etmekten alıkoyduğunu öğrendik.
10.                      Akıllı kişinin daima uyanık olduğunu öğrendik.
                                                                         *
İşte böyle yaren,
Aklımızın bilgiyle güçlendiğini, bu bilginin de Allah’ı ve İslamiyet’i kabul edip düşünce ve hareketlerine esas tutması gerekmektedir.

Dinin bütün hakikatlerini kabul edip yerine getirenler nurlara kavuşurlar.

Bu iman nuru insanın içindeki kalbi, cana, gönlü, nefsi ışıklandırarak hakikati olduğu gibi akla bildirerek aklın bilinçli karar vermesine sebep olur.

Bu iman nuru kişiye emniyet verir ve insanın başına ne gelirse gelsin ayakta ve dinç tutar, kalbe genişlik verir.

Bu iman nuru olanların ruhi bunalımlardan kendilerini koruduklarını, iman nuru olmayanların ise bunalımlarla ve şikayetlerle yaşayıp ahrete gittiklerini öğrendik, anladık.
                                               *                                                    

RAVLİ

Popüler Yayınlar