Çun hori yekbâr ez
mekûl-i nur
Hâk rizi berser-i
nân-ı tenur
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
4.inci cilt 1959 inci beyit açıklaması)
“ Bir kerecik nur yemeğini
yedin mi ekmekliğin de, ekmek pişirilen tandırın da başına toprak saçarsın.”
Sen Allahın mest (Kendinden geçmiş, sarhoşçasına) bir aşığı (Aşırı sevgi ile bağlılık duyan) olursan her rızıktan,
her gıdadan Hakkın nurunu bulursun.
Sevgiliden başkasından yüzünü
dönersen sevgiliyi gönlünde bulursun, bulunca da artık onu gönlünden
ayıramazsın.
Gerçi sen et ve deri içinde
hapistesin ama bu hapis ve meşakkat (Güçlük)
içinde de dostla berabersin.
Kim bir samanlıkta sevgilinin
visaline ererse (Kavuşursa) o samanlık, onun
için çimenlik ve çiçeklik olur.
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM
ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri
koll. Şrt.
***
Neler öğrendik:
1.
Yemekten maksadın
akıl olduğunu, canımızı Hakkın akıl nuruyla nurlandırmamız gerektiğini
öğrendik.
2.
Hakkın nur
gıdasıyla gıdalaşmanın insanda gelişme sağladığını öğrendik.
3.
Su ekmek telaşını
bırakıp Hakkın nur gıdasına (Aklına) kavuşmak
için uğraşmamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Haktan gelen nur ile çalışan
aklın faydasını görenin başkalarından daha üstün görüşe sahip olacaklarını
öğrendik, anladık.
Hakka yaklaşmakla, Hakkı
sevmekle, Hakkın sözlerini önemseyerek ve doğru kabul ederek yaşamına geçirenin
elinden hiç gitmeyecek kazanımlara kavuştuğun öğrendik, anladık.
*
RAVLİ