Asumanhâ-vü zemin
yek sîb dân
Kez dıraht-i
kudret-i şud ayân
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
4.inci cilt 1869 inci beyit açıklaması)
“ Gökleri ve yeri, Hakkın
kudret ağacından bitmiş bir elma farz et.”
O niteliksiz Tanrı yer ve gökte kendi kudretini
gösterdi.
Yer ve gökler hepsi O’nun eseridir.
O’nun nurundan aydınlandı.
O, yerden ve gökten münezzehken (Hiçbir şeye muhtaç olmayan) her zerrede göründü.
Tanrı yardım ederde senin
gözünü açarsa sen, onu apaçık görür de sır ehli (Ustası)
olursun.
Eğer O,
kahrından (Kızar) senin kalbini kaparsa ebediyen
körlükte ve bilgisizlikte kalırsın.
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM
ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri
koll. Şrt.
***
Neler öğrendik:
1.
Yer ve göğün
Hakkın kudretinden küçük bir parça olduğunu öğrendik.
2.
Bizim de elmanın
içinde olan, elma içinde ağaçtan ve bahçıvandan habersiz bir kurt olduğumuzu
öğrendik.
3.
Elma içindeki
kutrun bir canı olduğunu, bu kuvvetin elmayı delip dışarı çıktığını, elmanın
buna engel olma gücünün olmadığını öğrendik.
4.
Uyku ve yemeğin
önce insanı bağlarsa da sonra insanın meleklerden daha üstün bir duruma
gelebileceğini öğrendik.
5.
Gözümüzün nuru
dünyayı görür ama ruhumuzun göklere ulaşacak yetenekte olduğunu öğrendik.
6.
Nur için göz
gerekmediğini, gözlerimiz kapalı uykuda bile gördüğünü öğrendik.
7.
Nur olmayan bir
göz baksa da göremeyeceğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Hakkın gücünü gördüğümüz
kadar olmadığını, Hakkın kendi kudretini nuruyla gösterdiğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ