Mühr-i Hak
berçeşm-ü bergûş-i hired
Ger Felâtunest
hayvaneş kuned
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
4.inci cilt 1923 inci beyit açıklaması)
“ Bir adamın akıl gözünü,
akıl kulağını Hak kapattı mı o adam Eflatun bile olsa onu hayvanlaştırır.”
Allahım!
Bizim çılgın, mecnun
gönlümüzü kapatma.
Hislerimiz aynasını
cilalandır da o aynada güzelliğini göster.
Gözümüze eğer fer ve nur
bahşetmezsen kahır perdesi içinde biz kör kalırız.
Ey nefis!
Yağlı, yağlı maddi gıdalardan
perhiz ettiğimiz zaman, gönül aynası cilalanır.
Ten gıdasından kesilirsen
Hakkın has sofrasının nur lokmalı yemeklerini yersin.
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM
ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri
koll. Şrt.
***
Neler öğrendik:
1.
Gördüğünü
anlamayan, kendine ders çıkarmayan kişinin gözünü Hakkın kapattığını, ancak
Hakkın açabileceğini öğrendik.
2.
Duyduğunu
anlamayanın, verilen öğütleri değerlendirmeyenlerin kulağını Hakkın
kapattığını, ancak Hakkın açabileceğini öğrendik.
3.
Doğru olanı
görmek ve duymak için verdiği organı kişinin doğruluktan ayrılması durumunda
doğruyu göremeyeceğini, doğru olanı duyamayacağını öğrendik.
4.
Doğru olanı yapmadıkça,
sevmedikçe, seçmedikçe işlerimizin normal olamayacağını, bu yönden Hakkın
denetimi altında olduğumuzu öğrendik.
5.
Başımıza gelen bir sıkıntının yaptığımız
hatadan dolayı olduğu meydana geldiğini bilmemiz ve düzeltmemiz gerektiğini,
başkasını suçlayarak kolaycılığa ve yanlışlığa düşmememiz gerektiğini öğrendik.
6.
Hiç kimsenin
hakkında kötü düşüncede bulunmamamız gerektiğini öğrendik.
7.
Düşmanımızı
dışarıda değil kendi içimizde olan nefsimizin olduğunun bilincini varmamız,
bununla savaşmamız gerektiğini öğrendik.
8.
Kör gönüllü
insanın düşmanı daima kendi dışında aradığını öğrendik.
9.
Aklımız,
bilgimiz, olanaklarımız ne kadar güçlü olursa olsun Hakkın hükmünden
kurtulamayacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Hakkımızda her şey Hakkın
hükmü olarak görünmededir.
Bize tercih etmemiz için
bırakılan alanda doğru olanı hiçbir çıkar gözetmeksizin yapmamız gerekmektedir.
Kime sorarsan sor; duyduğunu
da kendi anlayışına göre doğru kabul eder ve söylediğini doğru olarak söylediğini
iddia eder.
Kendi duygu, düşünüş ve
kararlarımızı ölçü alırsak yanılgıya düşeriz.
Peki, doğruluk ölçüsü ne?
Din ölçüsü ne?
Eğer çıkarlarımız için
doğruyu görmezlikten gelir, yanlışı över ve etken kılarsak Hakkın hükmü ile gözümüz bakar ama sonuç olarak onun fayda
ve zararını göremez duruma geliriz.
Eğer çıkarımız ve rahatımız
için doğru sözü duymazlıktan gelir ve gereğini yapmazsak Hakkın hükmü ile duyarız ama anlamayız, ne manaya
geldiğini bilmeyiz adeta sağır olanların davranışlarında bulunuruz.
Allah’a yalvararak gönül
gözümüzün ve kulağımızın açılmasını istemeliyiz.
*
RAVLİ