8 Kasım 2012 Perşembe

ÖĞRETMEN VE YOL GÖSTERENE NASIL DAVRANILMALIDIR

1.   Herhangi bir konuda şeyhini aldatmamalıdır.

2.   O’na son derece saygı göstermelidir.

3.   O’nun öğrettiği zikir ile kalbini düzeltmeye çalışarak gafletten kurtulmaya çabalamalıdır.

4.   Bir konuda haklı bile olsa şeyhin sözünü ve gayesini anlamaya çalışmalı; ona karşı ölü yıkayıcısının eli altındaki ceset gibi olmalıdır.

5.    Şeyhi bir şey sormadan söz söylememelidir.

6.   Herhangi bir isteğini şeyhinden başkasına söylememelidir.

7.   Eğer mürşidine ulaşamazsa ve çok gerekliyse Salih (yetki sahibi), eli açık ve takva sahibi (Allah korkusuyla dini yasakları yapmayan) kişilerden istekte bulunabilir.

8.   Ancak mürşidi (Öğreticisi, yol göstereni) aracılığıyla istek ve gayesine ulaşabileceğine inanmalıdır.

9.   Sevgisi başka bir şeyhe yönelirse kendi mürşidinden (Öğreticisi, yol göstereni) yarar göremez ve feyz (Bolluk, kendiliğinden çoğalma) kapısı kapanır.

10.                  Mürşidinin (Öğreticisi, yol göstereni) kendi üzerindeki tasarrufunu kabullenerek emrine uymalı ve her konuda ona hizmet etmelidir.

11.                  Çünkü arzu ve sevgi bu yolla oluşur ve ihlâsla (Doğrulukla, dostlukla, samimiyetle, temiz, katışıksız) gönülden bağlılığın ölçüsü bu yolla anlaşılır.

12.                  İbadetlerinde adetlerinde ve tüm yaptığı işlerinde mürşidinin (Öğreticisi, yol göstereni)  isteğini kendi isteğinden üstün tutmalıdır.

13.                  Mürşidin (Öğreticisi, yol göstereni) iyi ahlakına ve olgunluğuna güvenerek onun hoşlanmadığı şeyleri yapmaktan kaçınmalıdır.

14.                  Kendi durumunu mürşidine açıkladıktan sonra bir şey istemeden verilecek karşılığı beklemelidir.

15.                  Birisi şeyhine bir şey sorarsa kendisi cevap verme küstahlığında bulunmamalıdır.

16.                  Mürşidinin (Öğreticisi, yol göstereni) bulunduğu toplulukta yüksek sesle konuşmamalıdır. Çünkü bu çok kötü edepsizliktir.

17.                  Bize anlatıldığına göre bir gün İmamı Züfer abdest alıyordu, hocası İmam-ı Azam Ebu Hanife ( r.a) onun yanından geçti. İmam-ı Züfer ayağa kalkmayarak saygıda kusur etti. Bundan dolayı en üstün öğrenci olacakken derecesi en düşük kaldı.

18.                  Mürşidinin hiçbir haline kalben dahi olsa karşı koymamalı ve içinde şüphe belirirse iyiye yormalı; iyiye yoramazsa kusuru kendinde aramalıdır. Musa ( a.s) ile Hızır ( a.s) arasına geçen olayı düşünmelidir.

19.                  Çünkü mürşide karşılık vermek çok çirkindir ve bundan ortaya çıkacak perdelenmenin ilacı yoktur. Ayrıca tüm feyiz kapıları kapanır.

20.                  Mürşidinin (Öğreticisi, yol göstereni) çare bulması için iyi veya kötü tüm olayları ona açıklamalıdır. Çünkü mürşit doktor gibidir; müridin halini öğrendiğinde onun sorununu düzeltmeye ve iyileştirmeye çalışır. Bu nedenle nasıl olsa şeyhim benim sorunumu biliyor diye sorunu ona iletmemek doğru değildir. Çünkü bazen mürşit keşfinde yanılabilir. Velilerin keşfinde yanılması âlimlerin içtihatda (Yorumlarında)yanılması gibidir, yanılan da sevap kazanır. Şeriatın kurallarına uymadıkça keşiflere uyulmaz. Gerçek bile olsa bunlarla karar verilmez.

21.                  Müridin (Öğrenci) şeyhine gönülden bağlılığı eziyetli ve sıkıntılı olduğunda bile bozulmamalıdır. Moral bozacak sözler, dedikodular ümidini kırmamalı; Allah’tan ( c.c) istediği feyzi ancak mürşidinin aracılığıyla elde edebileceğine inanmalıdır. Bunun için şeyhine olan sevgisi be bağlılığı kendi nefsinden, çoluk çocuğundan ve malında daha fazla olmalıdır.

22.                  Mürşidinin (Öğreticisi, yol göstereni)  yaptığı ibadet ve hareketlerin hepsini yapmaya kalkışmamalıdır. Çünkü mürşidinin bulunduğu hal ve derecesiyle ilgili bazı yaptıkları müride (Öğreticiye) uygun düşmeyebilir.

23.                  Şeyhinin emirlerini yorumsuz başkasına devretmeden hemen yerine getirmelidir. Geciktirirse veya yapmasa feyiz kesilir.

24.                  Mürşidinin (Öğreticisi, yol göstereni) verdiği zikir, teveccüh ve murakabe gibi görevleri emrettiği şekilde yerine getirmelidir.

25.                  Mürşidi (Öğreticisi, yol göstereni) ile birlikte bulunurken hareketlerine, sözlerine, sorduğu soru ve verdiği cevaplarına dikkat etmeli; ileri- geri konuşmamalıdır. Zira böyle şeyhin büyüklüğünü ve saygısını müridin kalbinden gider.

26.                   Mürşidiyle konuşacağı anları iyi ayarlamalı; verdiği cevapları can kulağıyla dinlemeli, konuşurken edepli ve haddini aşmadan kısa ve öz derdini anlatmalıdır.

27.                  Mürşidinin (Öğreticisi, yol göstereni)  kendisine açıklanan sırlarını gizlemelidir.

28.                  Allah Teâlâ’nın (c.c) mürşidi aracılığıyla kendisine bağışladığı keşif, keramet, hal ve düşünceleri şeyhinden saklamamalıdır.

29.                  Uygunsuz kişilerin yanında mürşidinden söz etmemeli ve onun sohbetlerini anlatmamalıdır. Onlara ancak akılları ve anlayışları derecesinden açıklama yapabilir.

30.                  Mürşide (Öğreticisi, yol göstereni)  kapılanmak gerçekleştiğinde size Allah’u Teâlâ’yı (c.c) tanımak ve bilmek için geldim demelidir. Şeyhi kendisini kabul ettikten sonra bir şey istemez, ancak hizmet eder. Böylece mürşidinin kendisini kabulü tam olur. Bu süre boyunca şeyhi bir şey emrederse bildiği şey dahi olsa onunla uğraşmalıdır.

31.                  Herhangi bir kimse şeyhine selam söylemek isterse, o görevi üzerine almamalıdır.

32.                  Mürşidi ile beraberken başka şeylerle ilgilenmemeli, tam anlamıyla ona yönelmelidir.

33.                   Mürşidinin(Öğreticisi, yol göstereni)  karşısında abdest bozmamalı, tükürmemeli, sümkürmemeli, nafile namaz kılmamalı, tespih çekmemeli ve bir şeyle oynamamalıdır.

34.                  Mürşidi (Öğreticisi, yol göstereni) emretmedikçe başköşeye geçmemelidir.

35.                  Mürşidin (Öğreticisi, yol göstereni) seccadesi, yatağı, kap ve kaçağı gibi özel eşyaları kullanmamalıdır.

36.                  Karanlık gibi zorunlu haller olmadıkça mürşidinin önünde yürümemelidir.

37.                  Mürşidinden(Öğreticisi, yol göstereni)  uzakta iken ilgiyi kesmemek için mektuplaşmalı, bu mektupları korumaya özen göstermelidir.

38.                  Abdestsiz olarak şeyhinin yanında oturmamalıdır.

39.                  Nehir gibi akarsu kıyısında abdest alırken mürşidinden üst tarafta bulunmamalıdır.

40.                  Uzakta bulunsa dahi şeyhinin bulunduğu yöne ayağını uzatmamalıdır.

41.                  Mürşidi bir şeyle uğraşırken veya elini tutup yakalayarak, çekerek öpmeye çalışmamalıdır.

42.                  İzin almadan günlük tutma bile olsa karşısında bir şey yazmamalıdır.

43.                  Şeyhinden olağanüstü halde ve keramet beklememeli ve istememelidir.

44.                  Mürşidinin (Öğreticisi, yol göstereni) kendisine verdiği armağanlara özen göstererek ömrü boyunca saklamalı; hiç kimseye vermemeli ve satmamalıdır.

45.                  Mürşidinin(Öğreticisi, yol göstereni)  ahlakıyla ahlaklaşmaya çalışmalıdır.

46.                  Mürşidinin (Öğreticisi, yol göstereni) sevdiklerini sevmeli, hoşlanmadıklarından hoşlanmamalıdır.

47.                  Mürşidi(Öğreticisi, yol göstereni)  ayakta dururken kendisi oturmamalıdır. Sırtını şeyhine dönmemeli ve kapıyı vurarak sertçe örtmemelidir.

48.                  Bir mürşit (Öğreticisi, yol göstereni)  müridini tarikattan çıkarırsa tamamıyla ondan ayrılmaz. Çünkü böyle bir müridin başkasının aracılığıyla kurtulması imkânsızdır.

49.                  Benim mürşidim (Öğreticisi, yol göstereni) Peygamberden, sahabelerden, tabiin hazretlerinden daha büyüktür gibi düşüncelere sapmamalı ve konuşmamalıdır.

50.                  Mürşidine (Öğreticisi, yol göstereni) gözünü dikip bakmamalı; o başka tarafa bakarken rabıta amacıyla göz ucuyla bakmalıdır.

51.                  Mürşidiyle (Öğreticisi, yol göstereni) birlikte otururken manevi yarar sağlamak için kalbini onun kalbine bağlı bulundurmak gerekir. Çünkü nispet ve feyiz şeyhinin sohbetiyle oluşur ve gafil olanlardan geriye döner, uyanık olanların kalbine girer. Manevi nispet dumanın yayılması veya yağmurun yapması gibi yayılır ve onu ancak ihlas ve ilahi sevgisi tam olanlar hisseder.

52.                  Mürşidiyle(Öğreticisi, yol göstereni)  birlikte otururken gönlü engin ve iç huzuruyla olmalıdır. Bunu sağlamak için gözleri kapayıp sanki başının üzerinde duran kuşu ürkütmeyecek şekilde kıpırdamadan durmalıdır.

53.                  Zamanı öğrenmek için iki de bir saatine bakmamalı; içine sıkıntı gelince şeyhin yanında çıkıp gitmelidir.

54.                  Mürit, şeyhinin çocukları, akrabalar ve komşuları yanında da edepli, saygılı ve vefalı olmalıdır.

55.                  Mürşit (Öğreticisi, yol göstereni) kendisini yemeğe çağırdığında, mürit güzel yemekler ve içecekler, rahat yataklar isteğinde bulunmamalıdır. Hazırlananı yemeli; bulunduğu yerde yatmalı ve bu durumu nispet alması için büyük bir devlet ve nimet saymalıdır. Bu sırada bir kusur işlerse Cenab-ı Hakk’a (c.c) istiğfar etmelidir.

56.                  Hizmet ederken gerek mürşit, gerek diğer müritler, gerekse de misafirler için yaptığı hizmetin nispet bakımından eşit olduğuna inanmamalıdır.

57.                  Mürşidiyle(Öğreticisi, yol göstereni)  herhangi bir konuda görüşmek isteyen onun boş ve uygun zamanı kollamalı;

58.                  Mürit mürşidinden herhangi bir şey veya hizmet istememelidir. Sadece hastalık, sıkıntı gibi durumlarda bilgi verilir. Mürşit ister dua eder, isterse etmeyebilir.

59.                  Mürşidi (Öğreticisi, yol göstereni) başkalarıyla konuşurken, yanına sokulmamalıdır. İzin isteyeceği zaman evinden çıkmasını istememeli; çok acil işi varsa uygun bir şekilde haber göndermelidir.

60.                  Sabah namazından güneş doğuncaya kadar ve akşam yatsı namazları arasında özel görevleri olduğundan mürşidiyle konuşmamalıdır.

61.                  Mürit herhangi bir yerde sohbet etmesi gerekirse mürşidiyle ilgili konuşma yapmalıdır.

62.                  Mürşidini (Öğreticisi, yol göstereni) ziyaret geldiğinde kendi başına ne kadar kalacağına karar vermemelidir. İstek ve arzusu olduğu sürece orada kalmalı ve gitme kararını mürşidine bırakmalıdır.

63.                  Mürşidini (Öğreticisi, yol göstereni) kabul etmeyen kişilerle bir arada bulunmamalıdır.

64.                  Mürşit (Öğreticisi, yol göstereni)  herhangi bir konuda yasaklama getirirse ( bir yere gitmeyi, bir şeyi yemeği, bir şey yapmayı yasaklarsa) üzülmemeli, aksine gizli bile davranmamalıdır).

65.                  Gördüğü rüyaları kendi yorumunu önemsemeden mürşidine (Öğreticisi, yol göstereni)  anlatmalı, onun yorumuna göre davranmalıdır.

İşte böyle yaren,

Yapacağımız bir işin istenilen ve beklenilen faydasını görmek için terbiye ile bağlanmak gerekiyor.

Kişiliğimizi ve bildiğimizi yok etmemiz gerekir.

Allah’ın ve insanların beğeneceği biri olmak için yeni kaliteli bilgiler almak ve uygulamakla için eskiyi atmak ve boşaltmakla yeni beğenilen bir kişiliğe yer açmak ve böylece sonuçta beğenilen kişiliğe sahip olabiliriz.

Ben ve ben merkezli davranışlardan kurtulmak için kendimizi yok saymamız, önerileri doğru kabul ederek yeniden doğmalıyız.

RAVLİ KAKNUS yazısını Google dan okumalısın.

                                   *

RAVLİ

 

Popüler Yayınlar