10 Kasım 2012 Cumartesi

BAŞKASINI GÖRMEK

Bir sarhoş vardı;

Tamamıyla yıkılmış, aklı başından gitmiş, tamamıyla işi bitmişti.

 

O kadar saf ve tortulu şarap (Şarap küpünün dibinde biriken tortu) içmişti ki sarhoşluktan başını, ayağını kaybetmiş gitmişti.

 

Bir ayık adam ona acıdı, bir küfe bulup onu içine koydu.

 

Yerine götürmek üzere sırtladı, yürümeye başladı.

Yolda başka bir sarhoşa rastladılar.

 

O sarhoş önüne gelene sataşıyor, bir hayli sarhoşluklarda bulunuydu.

 

Küfedeki, onun bu halini görünce dayanamadı,

Dedi ki:

 

A evi yıkılısıca, bir iki kadeh az içseydin de benim gibi rahatça gideydin olmaz mıydı?

                                            

                                            ***

Sarhoş, kendi sarhoşluğunu görmedi de onun sarhoşluğunu gördü.

Hepimizin hali de bundan ileri bir şey değil!

 

Sen ayıbı görüyorsun, çünkü sen âşık değilsin;

Bu şiveye, bu edaya liyalatın yok!

(Güzel davranışlarla yaşamayı yol bulamamışsın)

 

Eğer bir zerrecik aşk eserini elde etseydin bütün ayıpları, hüner (marifet, bilme, ustalık) olarak görürdün!

 

                                      ********

MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri.

M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI

( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                        *****

Yaren,

Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan utanılacak durum ve davranışa

AYIP denir.

 

Yapılan bir işin kötü görüldüğünü bildirir söz söylemeye

AYIPLAMAK diyoruz.

 

Eksiklik, leke, kusur, utanç veren durumun başkası tarafından kınanan tutum ve davranışlarla ifade edilir.

 

Ayıp hareketleri yapan sonunda utanır ve pişman olur.

 

Ayıpları örten

 

MERHAMETLİDİR:

 

Topluluğumuzda küçük bir hataya da ayıp, büyük günaha da ayıp dediğimiz için çocuğun beyninde karışıklık olur.

Çocuğa ayının

 

DOĞRU-YANLIŞ üzerinden anlatılması faydalı olur.

 

Ayıpların giderilmesi için; bilge kişilerden yararlanılmalıdır.

Ayıpları gören ve düzelten dostlar edinmelidir.

 

Düşmanların eleştirilerinden faydalanmalıdır.

Başkasında gördüğü ayıpların olup olmadığını kendinde de aramalıdır.

 

Sözünü altın gibi sakla ki cevaplardan üzülmeyesin.

Sözünden dolayı başın belaya girer hapse atılırsın.

 

Konuştukça küçülürsün.

Konuştukça düşman kazanırsın.

Toplantıda söylenenli dışarıda söylersen hain derler.

 

Söz söylememekle kendini düzeltebilirsin.

Yalan söz söylemezsen eminlik oluşur.

 

Sırları saklarsan isteklerine kavuşursun.

 Doğruyu söyleyen kazanır.

 

Kısa ve manalı söz iyi sözdür.

Yerinde susmak sözün en güzelidir.

 

Dilini tutmak imanın başıdır.

Dilini tutup, gönlünle Allah’la konuşmak en iyisidir.

 

Her bildiğini halka söyleme.

Bilmediğine de bilmiyorum diye rahatlıkla söyle.

 

 Eşine ve dostuna sırrını söyleyen onların mahkûmu olur.

Fakir ve yoksulluğunu halka anlatırsan itibarı yok olur.

 

Malına cömert, sözüne cimri olan yükselir.

Her soruya cevap vermek zorunda değilsin.

 

Aklın ermediği konuda konuşma.

Bildiğin gerçekleri değersiz kişilere söyleme; bu değerli sözden itibar görmesinler.

 

Sır saklayan emin kimse olur.

 

Cahiller ariflere düşmandır.

Bilmeyenler bilenlere düşmandır.

 

Düşünmeyenler düşünene düşmandır.

O halde düşmanından susarak gizlenmelisin.

 

Dilini tutup kalbini söyletenin günahı az, kalbi rahat olur.

                                     *

Sevgi ve anlayış ile gözlemlemek çok güzeldir ve faydalı sonuçlar verir.

 

Başkasının ayıplarını dile getirerek onun seviyesini düşürdüğün zaman sen yükselmiş olamazsın.

Hatta seni pislik olarak tanımlarlar.

 

Pislikle uğraşan bir şekilde o pisliğe bulaşır.

Acaba benim ayıbımı da görüp söz eder diyen yanından uzaklaşır.

                                    *

RAVLİ

Popüler Yayınlar