Çeşm-i men çun did
ruy-i ân Kubâd
Kesret-i âdâd ez
çeşmem fütâd
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
6.inci cilt 3040 inci beyit açıklaması)
“ Gözüm o büyük Padişahı
görünce sayı çokluğu gözümden düştü.”
Böyle bir arkadaş benimle hem-sohbet
(Birbiriyle konuşan arkadaş) olsaydı, benim
sırdaşım ve mahremim (Sırlarımı bilen) olurdu.
Yoksa ben, nefsinin havasına,
hırsına bulanmış bir kimseye tevhit (Birlik) nüktesini
(İnce, anlamlı, düşündürücü ve şakalı sözler) nasıl
söyleyeyim?
Ben söylesem de zaten o
anlamaz.
Meğerki onu takva (Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine
getirmek) suyuyla yıkayayım.
Allah aşkı ateşiyle gönlünü
yıkayayım, o da iyice yansın ve Hakta mahiv (Alçak
gönüllü) ve fani (Yok) olsun.
İşte o arkadaş ancak o
zamandır ki benim aşk ateşiyle yanık gönlümden haberdar olur.
*
Neler öğrendik:
1.
Nur yüzlü birini
bulunca diğer insanların önemsiz olduğunu göreceğimizi öğrendik.
2.
Güneşin bir tane
olduğunu, yıldızların çok olduğunu, güneşin huzurunda yıldızların kaybolduğunu
öğrendik.
3.
Binlerce fare
olsa bile kedinin bunlardan korku duymayacağını öğrendik.
4.
Görünüşte insana
benzeyen kalabalığın faydasız olduğunu, Hakta manaya ulaşmış topluluğun faydalı
olduğunu ve bu topluluğu istememiz gerektiğini öğrendik.
5.
Koyunun çokluğundan kasabın korkmadığını
öğrendik.
6. Boynuzlu ve cesur olan geyik topluluğuna aslan
saldırınca bütün hayvanların kaçıştığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah’tan nur almış bir
kişinin güçlü ve etkin olduğunu, sayısız insandan daha faydalı olduğunu,
yaşarken böyle birini bulup dost olma yollarını bulmamız, sevgiyle bağlanıp ona
terbiyeli bir biçimde hizmet etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ