Vallah ez aşk-ı vucud-i canperest
Güşte ber katli duvum âşık terest
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 6.inci cilt 1543
inci beyit açıklaması)
“
Vallah, o canlar bağışlayan varlığın aşkıyla şehit olan, ikinci defa
öldürülmeye pek aşikârdır.”
Ne
mutlu o kimseye ki dostun aşkında şehit olur.
Onun
kan bedeli, dostun visalidir (Allah’a kavuşmaktır).
Bir
damla can, can denizine mustağrak (Manevi âleme
karışmış) olur.
Damla
mahv olur (İnsan olarak noksanlıklarından kurtulur),
umman olur.
Heva
ve heveste mahvolan (Zevklerden, şehvetlerden, boş ve
geçici şeylerden kendini temizlenen) damla ise yok olur, şüphesiz ki
ziyan olur (Tertemiz).
Uzun
gecelerde sakın uyuma, aşlayarak Cenab-ı Hakka yalvar.
Seher
vakitlerine kadar cananın aşkıyla mum gibi yana yakıla gözyaşları dök.
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev:
Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap
ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
***
Neler
öğrendik:
1. Tozu gören gözün, rüzgârı da görmesi gerektiğini,
köpüğü görenin denizi de görmesi gerektiğini öğrendik.
2. Görmenin işin aslını görmek olduğunu, insan olmanın
gereği olduğunu öğrendik.
3. Görüşe önem vermemiz gerektiğini, görmek için bakmamız
gerektiğini öğrendik.
4. İleriyi görmenin sayısız farkların olduğunu görmeye
yaradığını, bu görüşü kazandıracak kişiyi bulmamız gerektiğini öğrendik.
5. Her şeyin görünmeden önce yapım yerinin yokluk
âleminin denizinde olduğundan o denizi bulup yok olmamız gerektiğini öğrendik.
6. Has dervişin teninden, malından geçebilen olduğunu,
işin beden yokluğu olduğunu, geri kalanın dilencilik olduğunu öğrendik.
7. Aç gözlü olmayıp hırs göstermememiz, kısmetimizden
fazlasını göz dikmeden, helal ile yetinip haramı istekli olmamamız gerektiğini
öğrendik.
8. Karşılaştığımız dertlerden şikâyet etmeden sarsılmadan
yokluk yolunda gitmemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Yukarıda
işaret edilenleri anlamayanların zikir etmeleri gerektiğini, zikrin fikri
harekete geçirdiğini öğrendik, anladık.
Bu
yolda hemen olgunluğa ulaşılmadığını, istekle çalışarak emek vermek gerektiğini
öğrendik, anladık.
Bu
yolda reddedilme veya kabul edilme endişesine düşmememiz gerektiğini, Allah’ın
emirlerini yaparak, yasakladıklarından uzak durarak doğru yolda gitmemiz
gerektiğini, Allah’ın takdiri gelene kadar yoldan ayrılmamamız gerektiğini
öğrendik, anladık.
Her
şeyin zamanı, yeri ve imkânı olduğunu, duruma göre hareket tarzımızı
oluşturmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
Gözü
nurlu keskin olan kişinin, dışa bakarken içi de gördüğünü öğrendik, anladık.
Kendi
isteklerimizden temizlendiğimiz vakit doğru olanı Hak için yapmaya
başlayacağımızı ve bu davranıştan sorumlu tutulmayacağımızı öğrendik, anladık.
*
RAVLİ