İn düvi evsaf-ı did-i ahvelest
Verne evvel âhir, âhir evvel est
(Hazreti
Mevlana, Mesnevi 6.inci cilt 819 inci beyit açıklaması)
“
Bu ikilik şaşı gözün görüşüdür.
Yoksa
evvel âhir , âhir evveldir .”
(
Allah’ın sıfatı olarak evvel ve âhir, ilk varlık ve
yaşamaya devam edecek olan son varlık, öncesi ve sonrası bulunmayan)
Allahım!
Evvel
de, âhir de sensin.
Senden
başka bir şey yoktur.
Zahir
de, batın da sensin.
Bizim
bizliğimiz nefi’dir (Faydacılık), ispatımız
ancak sensin.
Zatimizde
ne varsa hepsi sendedir.
Sen
güneş gibisin, biz gölge gibiyiz.
Senin
şulelerinden biz var olduk.
Çünkü
gölgeyi vücuda getiren ziyadır.
Ziya
(Işık, aydınlık, nur) olmasa gölge nasıl
görünür?
Fazl
ve keremin (Olgunluğun ve büyüklüğün) güneşi
izinde ben gölge gibi döner dururum.
Benim
aslım da sen, medarım (Sebebim) da sensin.
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev:
Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap
ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
***
Neler
öğrendik:
1. Can âleminde ikilik olmadığını, şaşı bakmanın
olmayacağını, birlik âleminin olduğu yer olduğunu öğrendik.
2. Peygamberlerin sözlerinin can âleminin sözleri
olduğunu öğrendik.
3. His gözünün yani başımızdaki gözle gördüğümüz her
şeyin kalıcı olanı göremediğini, ancak yansımalarını gördüğünü, bunların
hepsinin de geçici olduğunu öğrendik.
4. Öldükten sonra tekrar dirileceğimizi görmemiz, buna
göre değerlendirme yaparak yaşayışımızı yeniden düzenlememiz gerektiğini
öğrendik.
5. Kıyamet gününün şartının, önce ölmek olduğunu,
öldükten sonra diriliş olduğunu bilmemiz gerektiğini öğrendik.
6. Yokluk âleminin sığınacağımız yer olduğunu, fakat
halkın bu sığınacağı yerden korktuklarını öğrendik.
7. Dünya yaşamını terk etmeden ahret yaşamına
kavuşamayacağımızı, ahreti terk etmeden Allah’a kavuşamayacağımızı öğrendik.
8. Görünmeyeni gören özelliğine sahip göz, görüneni
görünmeyen gözle gördüğünü yani can gözüyle göreceğini öğrendik.
9. Gözü nurlanmış, aydınlaşmış bir göz ile karanlıkta
kalmış bir gözün aynı gerçeği göremeyeceğini öğrendik.
10.
Ham,
olgunlaşmamış kişilerin anlamamaları için can gözüyle görmelerine izin
verilmediğini, doğruların yanlış kullanılmasına izin olmayacağından
yasaklandığını öğrendik.
11.
Can gözüne hakiki
alıcı gerektiğini, vakit geçirmek, eleştiri için konu bulmak için yaklaşanların
bu birikimden fayda elde edemeyeceklerini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Can
gözüne, gönül gözüne müşteri olmak, soğuk davranmamak gerektiğini, taş
halimizden çıkıp parlaklık kazanmayı istememiz gerektiğini, ısrarla bu yolda
yürümemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
Avcı
gibi davranıp sabırla, tekrar ederek, nasihatleri önemseyerek arayış içinde
olmamız ve çalışarak bekleyişten kurtulmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
Bu
yolda geç kalmışlık olmadığını, sevince ulaşmanın yakın olduğunu, bu yolda her
yenilginin zafere yaklaştırdığını, kötü algılamaların şüphelerin geçersiz ve
önemsiz olduğunu, zor gözükenin bir
kolaylık yönü olduğunu, cansız gözükenin bir canı olduğunu, yok demekle
kurtulamayacağımızı, dert sahibi olmadıkça, sabır etmedikçe elde edişin
olmayacağını öğrendik, anladık.
Şüphe
ve tereddütlerin yolumuzu keseceğinden bundan kurtuluş için Peygamberlerin
sözlerine dayanmamız ve güvenmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ