Akl-ı herattâr kâgeh şud ezô
Tabl-ı hârâ riht ender âb-ı co
(Hazreti
Mevlana, Mesnevi 6.inci cilt 625 inci beyit açıklaması)
“
Hangi bir koku satanın aklı, ondan haberdar olunca, bütün tablaları ırmağın
suyuna döküverdi.”
Güzel
koku satan, dostun kokusunu alınca tablaları döktü de o koku gelen tarafa
koştu.
Güzel
kokuları bizim burnumuza doğru uzatıp bize gönderdi ki, bizim burnumuz da o
güzel kokuyu alsın.
Zaten
güzel koku da O, koşulan da O’dur.
İstek
ve aşk yolunda koşan da O, koşulan da O’dur.
Kendi
niyazsızdı (İsteksizdi), niyaza (İştahla isteğe) geldi.
Namazda
secde eden de O, secde edilen de O’dur.
Talip
(İsteyen) de kendin, matlup (İstenilen) da kendinsin.
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev:
Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap
ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
***
Neler
öğrendik:
1. Vücudumuzun isteklerini önemsiz kılarak canımızı
tanımamız, değerini ve kuvvetini ortaya çıkartıp etken yapmamız gerektiğini
öğrendik.
2. Utanmaya, değişik düşüncelere, belirsiz düşüncelere ve
fikirlere, manasız korkulara, mutlak açık olmayanlara, iyice belli olmayana
düşman kesilmemiz gerektiğini öğrendik.
3. Kendimize doğru
bir yön, gitmemiz gereken aydınlatılmış bir yol, bu yolu gösterip yardım edecek
bir kılavuz bulmamız gerektiğini öğrendik.
4. Allah’ın insanı çeşitli yollarla kendine çektiğini,
davet ettiğini öğrendik.
5. Dünyanın geçici zevk ve değerlerine kendini sıkı
sıkıya bağlamış olanların bu bağları koparmadan Tanrı imkânlarından yeteri
kadar yararlanamayacağını öğrendik.
6. Nasıl ki dereye ulaşınca taşıdığımız suyu taşımaktan
vazgeçip dökersek, Tanrı’ya ulaşınca bütün dünyaya ait gerekli olarak
taşıdıklarımızın bize yük haline her şeyi bırakmamız gerektiğini öğrendik.
7. Tanrı’ya yolunda gittikçe görmediklerimizi
göreceğimizi, bilmediklerimizi bilir hale geleceğimizi öğrendik.
8. Başkalarına iyilik yapmak için kendimizde bilgi
birikim olması gerektiğini, bu birikimin acabalardan vazgeçmekle olacağını
öğrendik.
9. Kişisel mutluluğu kazandıktan sonra toplumsal
mutluluğa katkı sağlamamız gerektiğini öğrendik.
10.
Tenine tapanların
cehennemlik olduklarını öğrendik.
11.
Yücelmekte,
yükselmekte sınır olmadığını, temiz ve doğru insan olmakla kendimizi
sınırlandırmamamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Şu
yoktur, bu yoktur demekten vazgeçip var olanı görmemiz ve söylememiz
gerektiğini öğrendik, anladık.
Başkalarını
yönlendirme gayreti yerine var olanı söylememiz, yönlendirme işinin âşıkların
işi olmadığını öğrendik, anladık.
İnananla
inanmayanların vücudu bir olduğunu fakat inananların içinde ölümsüzlük manası,
inanmayanların ise zehir ile dolu sözler olduğunu öğrendik, anladık.
Mesnevinin
sözlerinin dış görünüşüne bakanları yanlışa götürdüğünü, mana ustalarını da
doğru yol, yücelere götürdüğünü öğrendik, anladık.
Derdin
varsa pireyi görürsün, derdin yoksa deveyi göremezsin.
*
RAVLİ