3 Mayıs 2014 Cumartesi

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 518

Akl-ı herattâr kâgeh şud ezô
Tabl-ı hârâ riht ender âb-ı co
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 6.inci cilt 625 inci beyit açıklaması)

“ Hangi bir koku satanın aklı, ondan haberdar olunca, bütün tablaları ırmağın suyuna döküverdi.”

Güzel koku satan, dostun kokusunu alınca tablaları döktü de o koku gelen tarafa koştu.

Güzel kokuları bizim burnumuza doğru uzatıp bize gönderdi ki, bizim burnumuz da o güzel kokuyu alsın.

Zaten güzel koku da O, koşulan da O’dur.
İstek ve aşk yolunda koşan da O, koşulan da O’dur.

Kendi niyazsızdı (İsteksizdi), niyaza (İştahla isteğe) geldi.
Namazda secde eden de O, secde edilen de O’dur.

Talip (İsteyen) de kendin, matlup (İstenilen) da kendinsin.

                                       ***
 GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
                                           ***
Neler öğrendik:
1.    Vücudumuzun isteklerini önemsiz kılarak canımızı tanımamız, değerini ve kuvvetini ortaya çıkartıp etken yapmamız gerektiğini öğrendik.
2.    Utanmaya, değişik düşüncelere, belirsiz düşüncelere ve fikirlere, manasız korkulara, mutlak açık olmayanlara, iyice belli olmayana düşman kesilmemiz gerektiğini öğrendik.
3.     Kendimize doğru bir yön, gitmemiz gereken aydınlatılmış bir yol, bu yolu gösterip yardım edecek bir kılavuz bulmamız gerektiğini öğrendik.
4.    Allah’ın insanı çeşitli yollarla kendine çektiğini, davet ettiğini öğrendik.
5.    Dünyanın geçici zevk ve değerlerine kendini sıkı sıkıya bağlamış olanların bu bağları koparmadan Tanrı imkânlarından yeteri kadar yararlanamayacağını öğrendik.
6.    Nasıl ki dereye ulaşınca taşıdığımız suyu taşımaktan vazgeçip dökersek, Tanrı’ya ulaşınca bütün dünyaya ait gerekli olarak taşıdıklarımızın bize yük haline her şeyi bırakmamız gerektiğini öğrendik.
7.    Tanrı’ya yolunda gittikçe görmediklerimizi göreceğimizi, bilmediklerimizi bilir hale geleceğimizi öğrendik.
8.    Başkalarına iyilik yapmak için kendimizde bilgi birikim olması gerektiğini, bu birikimin acabalardan vazgeçmekle olacağını öğrendik.
9.    Kişisel mutluluğu kazandıktan sonra toplumsal mutluluğa katkı sağlamamız gerektiğini öğrendik.
10.                      Tenine tapanların cehennemlik olduklarını öğrendik.
11.                      Yücelmekte, yükselmekte sınır olmadığını, temiz ve doğru insan olmakla kendimizi sınırlandırmamamız gerektiğini öğrendik.
                                            *                                                        
 İşte böyle yaren,
Şu yoktur, bu yoktur demekten vazgeçip var olanı görmemiz ve söylememiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Başkalarını yönlendirme gayreti yerine var olanı söylememiz, yönlendirme işinin âşıkların işi olmadığını öğrendik, anladık.

İnananla inanmayanların vücudu bir olduğunu fakat inananların içinde ölümsüzlük manası, inanmayanların ise zehir ile dolu sözler olduğunu öğrendik, anladık.

Mesnevinin sözlerinin dış görünüşüne bakanları yanlışa götürdüğünü, mana ustalarını da doğru yol, yücelere götürdüğünü öğrendik, anladık.

Derdin varsa pireyi görürsün, derdin yoksa deveyi göremezsin.
                                            *

RAVLİ

Popüler Yayınlar