Yek dem-i hicrân
ber âşık çu sâl
Vasl-i sali
muttasıl pişeş hayâl
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
6.inci cilt 2674 inci beyit açıklaması)
“ Âşığa bir an ayrılık bir
yıl gibi gelir.
Ayrılıksız bir yıllık vuslatsa
(Sevgili ile buluşmak) bile ona göre hayal gibidir.”
Âşıklar, sevgililerin
ayrılığıyla tatlı-tatlı ağlarlar ve inlerler.
Uzun gecelerde aşk ile
inlemek, feryat etmek, niyaz (Yalvarış) etmek,
ah ne tatlıdır!
Âşıkların ayrılığı hakikatte
visaldir (Kavuşma), mülakattır (Buluşup konuşmadır).
Âşık, maşukundan bir an bile
ayrı kalmaz.
Aşk, maşukunda naz (İsteksiz gibi görünerek yalvartır) eder.
Maşuk (Sevilen, sevgili), âşıktan niyaz (Yalvarış) eder.
Hakikat gözüyle bakarsan,
görürsün ki, âşık (Seven) da, maşuk (Sevilen) da aşktan başka bir şey değildir.
*
Neler öğrendik:
1.
Aşkın susuz olduğunu
ve susuzu aradığını, gecenin gündüzü, gündüzün geceyi takip ettiği gibi
birbirini takip ettiğini öğrendik.
2.
Gündüzün karanlık
geceye çaresizlikle zorlanmış bir âşık olduğunu, gecenin de gündüze daha çok
hasret çeken bir âşık olduğunu öğrendik.
3.
Âşık olan ve
olunanın her an birbirlerini aradığını ve birbirlerinin peşinden koştuğunu
öğrendik.
4.
Âşık olan ve
olunanın birbirine hayran ve kul köle olarak birbirine bir şekilde tuttuğunu
öğrendik.
5.
Sevenin gönlünde
her an sevdiğinin olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Âşıkların çektiği sıkıntının
acı vermediğini, tatlılık verdiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ