Cân-ı şer’u cân-ı
tekvâ ârifest
Mârifet mahsul-i
zühd-i sâlifest
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
6.inci cilt 2090 inci beyit açıklaması)
“ Şeriatın (Tanrı’ya giden yolun) canı da, takvanın (Birliğin) canı da ariftir (Çok
sezgili ve anlayışlı kişi).
Marifet (Ustalık) geçmiş zamanlardaki zahitliğin (Din kurallarını dikkatlice uygulamanın) mahsulüdür.”
Geçmişler, marifet-i Hakta
çok çalıştılar.
Elde ettikleri bu marifetleri
(Ustalıkları) sonra gelenlere sundular.
Binlerce mesai ile ilahi (Allah’a ait) maarifi (Bilgi ve
kültür) topladılar ve bu ilahi maarif içinde ışıklar yaktılar.
Maksatları, gizli sırların
belirmesiydi.
Ariflere bu sırları bilmek
kolaylıkla müyesser (Kolaylıkla elde edilmiş)
oldu.
Allah’a hamdolsun, tevhit (Birlik) sırrı bize görüründü.
Kendimizden kurtulduk, Allah
ile var olduk.
Bizliğimiz, bizden fani (Yok) oldu, yalnız O (Tanrı)
kaldı.
Biz elden gittik, bizden el
çek.
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri
koll. Şrt.
***
Neler öğrendik:
1.
Allah’ı bilme ve
sevgisini kazanma yolunun ariflerin yoluyla olduğunu öğrendik.
2.
Ustalık işinin
hazır bilgiyi kullanmak olmadığını, marifetin kişinin kendi çabasıyla
kazanması, yetiştirip büyütüp işe yarayacak hale getirmek olduğunu öğrendik.
3.
Helal olanı
emretmek, helal olanla yaşamak gerektiğini öğrendik.
4.
Benliğimizi mal,
mülk, para bir zaman sonra kendiliğinden elden çıkacağından; sahip olduğumuz
varlığı yok edince, üstümüzden temizlenmedikçe sırların kendini göstermeye
başlamayacağını öğrendik.
5.
Varlığı yok edip
yokluktan arayışa geçmekle gelişme başlayacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Geçmişten bize miras kalanla
yetinmememiz gerektiğini, arif olarak bizim de elde edişler yapmamız
gerektiğini öğrendik, anladık.
RAVLİ ARİFLİK YOLU yazarak Googleden okumalısın.
*
RAVLİ