Ey besâ ilm-ü
zekâvat-ü fiten
Geşte rehvey ra çu
gol-u râhzen
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
6.inci cilt 2369 inci beyit açıklaması)
“ Nice bilgi, nice zekâ, nice
anlayış vardır ki yolcuya bir gulyabani (İnsanı
felakete götürdüğüne inanılan vahşi varlık), yol vuran bir harami (Eşkıya) kesilir.”
Dünyaya tapan (İnancını ve bağlılığını tutku ile seven) kişi, yalnız
dünya muratları (İstek, dilek, amaç) için
ellerini açmış çalışıyor ki, bu dünyada muteber (Saygın,
inanılır, güvenilir) bir kimse olsun.
Hâlbuki onun zeyrekliği (Anlayışlı, uyanık, zekiliği) ve bilgisi onu Hakkın
huzurundan uzaklaştırır, gönül gözünü kör eder.
Hakikatte bu bilgi ve
zeyreklikten (Anlayışlı, uyanık, zekilikten)
geçen kişidir ki, bilgin ve zekidir.
Âlim asıl Rabbani (Kalbini ve fikrini Allah’a bağlamış ve sadece onunla meşgul
olan) ilmi bilendir, zahiri fazıl (Erdemli
görünmek isteyen) ve faziletten (Yaradılıştan
olan iyi huylarla) geçen ve yokluk (Göz önüne
gelmeme, adam olma, insanda bulunması gereken olumlu özelliklere sahip olmayı)
gösterendir.
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri
koll. Şrt.
***
Neler öğrendik:
1.
Allah’ın sözünü
yerine getirirken kendi aklımızı ve fikrimizi zorlamamamız gerektiğini,
zorlayarak amaçtan uzaklaşmamamız gerektiğini öğrendik.
2.
Allah’a
sığınmamız, ondan uzaklaştıran her şeyden kaçınmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Cahil kişinin
yaptığı işin zahmetle, eziyetle, dert ve bela ile dolu olduğunu öğrendik.
4.
Uzaklarda
aradığımızın çok yakınımızda olduğunu, ama göremediğimizi öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Akıllılığın gösterişli bir
tuzak olduğunu, asıl akıllılığın temiz gönüllü olmak olduğunu öğrendik,
anladık.
Akıllıların sanatı
gördüklerini, temiz gönüllülerin ise sanattan sanatkârı görüp hayran
olduklarını öğrendik.
Anneye sığınan bir çocuğun
nasıl ki annesi onun eli kolu olduğu gibi Allah’a sığınan kişinin halini
anlamaya çalışmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
RAVLİ İLMİ LEDÜN yazarak öğrenmelisin.
*
RAVLİ