17 Mayıs 2012 Perşembe

ŞEMS-İ TEBRİZİ VE TANRI BİLGİSİ NASIL İÇSELLEŞTİRİLİR

Şems Hazretlerinin bir sohbette söyledikleri:

Burada fayda, ancak bir lokma yiyebilmektedir.
Ne kadar sabırlı olursan o lokmanın faydasını görür sonra başka bir lokma daha yersin.
Hikmet budur.

Ama derdi ve ıstırabı olan bir insan vardır ki, çabuk-çabuk yemek ister, o başka meseledir.
O bilir ama bizim yemeğimizi sınamaz.

Eğer Tanrısal bilge, bu zahir (Gözle görünen) bilimlerini öğrenmeye başlasaydı, bir ders okumadan, başka bir derse başlamazdı.

Mesela bu bahsi birkaç kere okuyunca bu nükteyi (Herkesin anlayacağı ince manayı) anlamakta Mevlana’nın buyurduğu gibi zorluk çekmez ve fazla konuşmazdı.

Çünkü bu fikirle yoğruldukça bütün faydaları ve zorlukları adet haline getirebilirdi.

Gerekirdi ki, yarın asla başka bir derse başlamasın ve aynı dersi tekrar etsin.
Bir kimse bir meseleyi iyice kurcalarsa iyi bir sonuca varmak onun hakkıdır.

Onun arkasından da bin mesele çıkar.
Bazısı gelirken, bazısı da giderken gönül açıklığı verir.

Dikkat et ve iyi bak ki, sendeki bu gönül açıklığı giderken mi yoksa gelirken mi beliriyor?

ŞİİR:

Dikkat et ki, onun vuslatı (Sevgiliye kavuşma) herkesin eline geçmez.
Şeriat kadehinde sarhoşlara süt vermezler,

Orada dünya heveslerinden geçmiş erenler dem çeker,
Kendini tapanlara tek bir yudum bile vermezler.

                 ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
                    ***
Neler öğrendik:
1.    Tanrısal bilgi olan lokmayı alır içselleştirirsek, benimser doğru kabul edersek ve sabırla da bu bilginin faydasını gözlemler ve görürsek yeni bir lokma daha ister ve yeriz.
2.    Bazılarının acele ederek sabır göstermeden çok bilgiyi acele ederek ve hemen almak isterler, bu tarzda yaklaşım Tanrısal bilginin faydasını beklemedikleri için gerçek faydasını izleyip göremeyeceklerini öğrendik.
3.    Öncelikle alınan Tanrısal bilginin verdiği aydınlıkla diğer bilimlerden büyük faydalar sağlandığını öğrendik.
4.    Tanrısal konuyu okuyup geçmek yerine defalarca aynı yazıyı okumamız gerektiğini, içinde işaret edilen faydaları ve zorlukları inceleyerek, akıl yorarak bulmaya, anlamaya çalışılması gerektiğini ve bunu adet haline getirmemizin önemli olduğunu öğrendik.
5.    Aynı konu üzerinde yoğun çalışma yapılırsa, iyice düşünülürse sonunda muhakkak iyi bir sonuca varılacağının hakkı olduğunu öğrendik.
6.    Bir konunun iyice düşünüldüğü zaman o konudan bin konu daha ortaya çıkacağını ancak uğraşırken ilk konunun aydınlanacağını, kapalılıktan kurtulacağını, anlaşılır ve yapılır durumun ortaya çıkacağını öğrendik.
7.    Bazı insanların konuyu araştırırken gönlü serinletecek sonuca vardığını, bazılarında araştırma bittikten sonra gönül serinletecek sonuca vardığını öğrendik.
8.    Kendimizin araştırma yaparken mi, yoksa araştırmayı bitirdikten sonra kendimize zaman tanıyıp sonra anlarım dediğimiz vakit öğrendiğimizi bilmemiz gerektiğini öğrendik.
9.     

İşte böyle yaren,

Tanrısal bilginin faydasını gören, tadına varan artan bir iştahla daha da ister.

İçselleştirdiğin, kendine mal ettiğin, sindirdiğin bu kıymetli bilginin sorunlarını çözmede, belirsizliklerden kurtulmada, karar vermekte tereddüt ettiğinde sana doğru olarak gideceğin yolu gösterir ve aydınlatır.

Ham bilgi olarak alınan bu lokmanın (Tanrısal bilginin) kanında dolaşması sana güç ve enerji vermesi gerekir.
Ağzında bu lokmayı eveler geveler yutmaz da tekrar söz olarak çıkartırsan faydasını göremezsin.

Hikmet sahibi sözünü bilgi ile kontrol eder,
İşine kendini vererek ibadet gibi yaparak pratiğini geliştirir,
İşin iç yüzüne bakarak da farklılıkların farkına varır.

Yaren,
Bize arz edilen öğrenme ve sorun çözme sistemi üst düzeyde olduğundan anlamakta güçlük çekebilirsin.

Bu öğreti kavramlar üzerinden öğrenme sistemidir.

Mevlana Hazretleri havuz üzerinden anlatmıştır:
Okuyup öğrendiklerini (Doğru ve sağlam olan Tanrı kaynaklı olandan) ezberlemeden bir havuza at.
Bu havuza ekşi, tatlı, acı ve çeşitli tatlarda ne eline geçtiyse atmalısın.
Bir zaman sonra parmağını o havuza daldırıp parmağını yalarsan havuzdaki bütün tatları ağzında fark edersin diye anlatmıştır.

Hakikat Fâş olarak yani birdenbire meydana çıkar, duyulur, açığa vurulur, dile kendiliğinden gelir.
Böylece her şeyin hakikatini bu aydınlıktan görür yanılmalardan, zan etmekten kurtulursun.

Bu çalışmalar birikim yaptığı zaman söz söylenmeden, olay olmadan hissedersin, ona göre tedbir alırsın.

Tanrıyı sevgili bilip âşık olma, bu aşkta sarhoş olup kendinden geçmek için uygun hale böylece gelmemiz gerektiğini öğrendik.

Kendini beğenenlere, ben ve ben merkezli davrananlara bu lezzetin, sarhoşluğun zevkin verilmediğini öğrendik, anladık.

                          *
RAVLİ

Popüler Yayınlar