18 Mayıs 2012 Cuma

ŞEMS-İ TEBRİZİ VE SOĞUKLUK KARANLIK CENNET KÖTÜLÜKLERLE ÇEVRELENMİŞTİR NE DEMEK

Şems Hazretlerinin bir sohbette söyledikleri:

Bütün bu söylediklerimizle beraber, mürit, yani Hak yolunun yolcusu olgunlaşmadıkça hevasına uymaktan kurtulamaz.
Şeyhin gözünden uzak olmak onun için uygun düşmez.

Çünkü soğuk bir nefes onu o anda soğutur, bir ejderhanın nefesi gibi öldürücü bir zehir olur.
Her neye değerse karartır.

Ama mürit, bir kere olgunlaştı mı, onun şeyhinden ayrı düşmesi zarar vermez.

“ Uzun gecelerde Tanrı’yı tesbih et” buyuruldu.
Yani, mürit (Öğrenen) ile mürşit (Öğreten) arasına perde girince o gece demektir.

Mademki karanlık başlamıştır, gerektir ki bu zamanlarda onu ciddi olarak anasın ve o perdenin aradan kalkması için çalışasın.
Ne zaman karanlık artar ve mürşit sana çirkin görünürse ona yaklaşmaya daha çok çalış.

Gam çekme, tasalanma, umutsuzluğa düşme!
Karanlığın uzamasından, uzun gecelerden sonra aydınlık günler başlar.

“ Bir adam dinini kuvvetlendirirse belası da artar.
Dinini incelten, zayıflatan adamın da belası hafifler” derler.

Nasıl ki, Emir Kabus da:
Yücelikler, ancak çekilen zahmetler ölçüsünde elde edilir” demiştir.

Hicap (Utanma, sıkılma) ve perde olmadığı zamanlarda, o zevk ve nur kendiliğinden harekete geçer.
Her ne bulursa, Ulu Tanrı’nın kutlu kitabında buyurduğu:
Ona ruhumdan üfledim” nüktesinin (Herkesin anlayacağı ince mana) aydınlığı ile bulur.

Yani ona perdelenmek ve yabancılık yüzünden öyle bir hal gelir ki, halden habersiz olur ve nefsini idare etmek yolunu tutar.
O sevgiden ve aydınlık âleminden söz açamaz.

Her ne kadar nefsini başka türlü göstermek istese de, sen kendini aptal yerine koy.
Çünkü” Cennetlik kullarım birçoğu gafillerdendirler.
Çünkü onların çok uyanık ve akıllı olmaları, kendilerine perde olmuştur.

O bilgi ve düşünce erlerinin her hayalinden, on hayel doğar.
Onlar Ye’cuc nesli gibi, ya yol yoktur derler yahut da yolun uzak olduğunu söylerler.

Evet, yol uzaktır ama bir kere yürümeye koyulunca son derece coşkunluk ve neşe içinde yolun uzaklığı görünmez olur.
Nasıl ki:
Cennet kötülüklerle çevrelenmiştir” buyruldu.

Cennet bahçesi çepeçevre dikenliktir.
Ama burnumuza gelen cennet kokusu sevgilinin haberini aşıka ulaştırınca, o dikenlik pek hoş olur.

Cehennemin çepeçevre dikenliği, hep gül ve reyhan kokar, ama burunlarına ateş kokusu gelir.
O latif yol uygunsuz görünür.
Eğer bu yolun hoşluğunu tefsir edecek olsam parlak düşmez.

                   ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
                    ***
Neler öğrendik:
1.    Olgunlaşana kadar yol gösterici kılavuz olan şeyhten fikir ve davranış olarak ayrı düşmememiz gerektiğini öğrendik.
2.    Bizde yol gösterenin sevgisi azaldığı zaman, daha da yaklaşmamız, uzaklaşmamamız gerektiğini öğrendik.
3.    Her karanlıktan sonra aydınlığın, her zahmetten sonra ferahlığın, her beladan sonra huzurun geldiğini, kıştan sonra yazın geldiğini hatırlayarak ilerlemeye devam etmemiz, isteğimizden kopmadan yola devam etmemiz gerektiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Bize yol gösterenin, bize çirkin taraflarını gösterdiği zaman, sıkıntılar, zahmetler verdiği zaman bunu bir imtihan kabul edip bağı koparmamız hata olduğunu öğrendik.

Zahmet çekmeden yücelik elde edilemeyeceğini öğrendik.

Cennete ulaşmak için bir takım kötülüklerin, zahmetlerin, zorlukların içinden geçerek yara almamıza rağmen amacımızdan vazgeçmeyip o kapıyı bulana kadar yılmadan geçmek olduğunu, fena şartlarda olsak bile cennet kokusuna doğru azimle gitmemiz gerektiğini öğrendik, anladık,

Sen kendini aptal yerine koy: Aldatan olma yolunda gitme.
Aldatırlarsa bile intikam almak için uğraşma.

Çünkü huyun bozulur.
Huyun en güzel özelliğindir, korunması gerekir.


                                             *
RAVLİ

Popüler Yayınlar