7 Mayıs 2012 Pazartesi

KENDİMİZİ NASIL KONTROL EDEBİLİRİZ 2

KEYİF
Keyif aldığın ne ise, onda en iyi olmaya çabalamalısın.
Ne yapıyorsan keyif alarak yap başkasının onayını ya da saygısını kazanmak için olmasın.

Bir şeyi iyi yapmaktan keyif almak ve daha iyi koşullarda var olabilmek adına yapın, egoyu tatmin etmek için yanlıştır.

KAÇMAK VE KAÇINMAK
Kaçmak ve kaçınmak zor sorunlarla yüz yüze gelmenize engel olur.
Bu ileride başka yeni zorlukların ortaya çıkmasına yol açar.

Bitirilmemiş işler bekler, sorunlar çözümsüz kalır, yeni ve daha büyük zorluklar ortaya çıkar.
Yaşamak ve istediklerini yapmak için sonsuz zamanın yok.

Sorunlardan kolayca kaçmak, aslında hayatın getireceği güzelliklerden kaçmak anlamına gelir.
Küçük kaçışlar az olsa da kaçma alışkanlığı yapar, her şeyden kaçmaya başlanır.

Bir kere yoldan çıkmaya başladıysanız, yönü düzeltmek çok kolay olmayacaktır.

KISA VADELİ ÇÖZÜMLER
Kısa vadeli çabuk çözümler bir süre kendini iyi hissettirir ama bağımlılık yapar (Çikolata, içki, hap).
Ye, iç, eğlen; çünkü yarın olmayabilir şeklinde dile getirilen kısa vadeli hazlardan yana olursan gerçeklerden ve akılcılıktan uzaklaşırsın.

KAYBEDİLEN
Kaybettiğimizden konuşulmasını yasak ederek saklamaktansa açıkça konuşmak sağlıklıdır.

KUŞKU
Kuşku maya gibi kuşkuları üretir.

KÖTÜ DAVRANIŞ
Kötü davranış içindeki insanlar kendilerinden hoşlanmazlar.
Kötü davranırlar çünkü kendilerini beğenmezler ve ardından kötü davrandıkları için kendilerini beğenmezler.

Kendilerini reddedilmiş ve istenmeyen kişi gibi hissederler, bir yakın arkadaşa çok fazla ihtiyaç duyarlar.
Konuşmaktan kaçınacağın konular suçluluk, sevilmezlik, utanma, inançlardır.

KORUYUCUK
Belli bir zamana kadar iyi sonuçlar verir, devam eden koruyuculuk zarar verir.

KURUNTU
Bir durumun muhakkak olumsuz zorlukları ve zorlamaları olacaktır.
Bu zorlukları keyifle karşılarsan iyi sonuçlar alırsın.

Bu durumun sonuçta mutlaka mutsuz ve bitkin bırakacağına inanırsan kuruntulu olursun.
                                                         
                                                       
MUTLULUK
Mutlu insanlar, standartları (herkesçe kabul edilebilir ölçü), değerleri (yararlı nitelikleri) ve etikleri (toplun içinde nasıl davranılacağı, görgü kuralları) ile makul (Akıllıca, akla uygun, akıllıca iş gören, anlayışlı, mantıklı, söylenmiş ve söylenen sözlere önem veren) uyum içinde yaşayanlardır.

Mutluluk; güzellik, sağlık, şöhret ile geldiğini sanma, mutluluğunu yok edecek özelliklerdir.

Kısa yoldan mutluluğa ulaşmak o an için keyif verici olabilir fakat uzun vadede düşünüldüğünde, maliyeti son derece yüksek ve üzücü sonuçlar yaratabileceğini de akıldan çıkarmamak gerekir.

MUTSUZLUK
Mutsuz olan makul hoşnutsuzluk düzeyinin altında yaşıyorsa, uykusu düzensizleşir, arkadaşları sinirlisin diye uyarır, kendisi bu durumu itiraf edemez, geçici düşüncelerle çözüm arayarak zaman kaybeder.

Şikâyet etmeyi bırakması, çektiği sıkıntının farkına varması, sorunu kabul etmesi, dışlanma ve öfke devresine varmadan farklı bir çözüm yolu izlemelidir.

Geçmişte yaşadığın mutsuzlukları geleceğe taşımakta fayda yoktur.
Neden geçmişin mutsuz eden olaylarını hatırlayıp duralım.

MAHCUBİYET
Utangaç insanlar, durmadan, başkalarından uzak durmalarını, küçük düşmekten acı duyacaklarına inananlardır.

Kendine yaptığın çok sert bir yargıdır.
(utangaçlığı oku)

MÜLKİYETÇİLİK
Mülkün sahibi gibi davranışlar her sevgi ilişkisini zedeler.
Ruhsal ve bilinçsizlikten kaynaklanan sebeplerden dolayı öz-disiplin sahibi olamazlar.

Başaramama korkusu tesirindedirler.

MİRAS
Miras olarak sağlıksız bir ortamda büyüdüğünü kabul et.
Yaşamına akılcı olmayan düşüncelerle, incinmiş duygularla, yersiz davranışların etkisi oldu.

 Denetimsiz giren bilgilerin duyguya dönüştüğü akılcı olmayan tüm düşünceleri ve hatıraları yeni baştan ortaya çıkarıp; alacağını al, yaramayanı atarak sorgula ve seç.

Geçmişi silip atmak kolay değil, aklınla savaşmayı bıraktığın an çok kısa sürede eski hatalara düşersin.
Yanlış olana saldırmalısın, yok edene kadar durmamalısın.

MÜKEMMEL
Mükemmel olmakta ısrar edenler en kötü olmaya mahkûmdur.

NEFRET
Yanlış davranmış olsanız bile, asla kendinden nefret etme, yaptığın yakışıksız davranışından nefret edin.

NEZAKET
Nezaketle (Saygı ve ince) ve sakinlikle davranmak sonra pişman olacağın birçok yanlış davranışı engeller.

NEVROZ
Nevroz kişinin ruh ve karakter yapısındaki bozukluklardır.
Çoğunlukla dış çevrenin etkisi ile meydana gelir.

Kişiliğin ve uyumun tümünü etkilemez.
İçgüdülerin, bilincin, sansürün birbiri ile uyuşması gerekir, bu uyuşma bozulursa nevroz hastalıkları ortaya çıkar.
Psikoloji alanıdır.
NİŞANLISININ değişeceğini beklemek boşunadır.  
                                                        
ORTAK ZEMİN
Ortak zemin tüm iyi iletişimin sırrıdır ve eğer endişelerimizin üstesinden gelebilir ve çaba gösterebilirsek hepimiz bunu becerebiliriz.

ONAYLATMA
Kendini onaylatma sorularından ısrar edersen güvensizlik ve bağımlılık sinyalleri verirsin ki sevgiyi zedeler, seni terk etmesini sağlarsın.
Olumsuzluğu yaşamamak tek düşünceniz olmalıdır.

Başkaları ve dünya hakkında fazlaca olumsuzluğun öğretilmesi, sizin de buna inanarak kendinize zarar vermeniz zehirli pedagojidir.

OLUMSUZLUKLAR
Olumsuzlukları devamlı gündeme getirmekten sakınmalısın.

OLGUN OLMAK
Olgun olmak için insan olgularını (Birtakım olayların dayandığı neden ya da bu nedenlerin yol açtığı sonuç) değiştiremeyeceğini kabul etmelisin.
Bu gerçeği öğrendikçe daha olgun bir insana dönüşürsün.

Ongunlaşmanın önemli kaynağı risk alabilmektir.
Bildiğinle gerçeğin yüzleşmesidir.

                                                         

ÖZ-DİSİPLİN
Öz disiplin yüzleşmek, anteraman, egzersiz ile kazanılır.
Yüzleşmekten korkma.

Şimdi yapılması gerekeni yap.
Hatalı yapsanız bile yaparak pratiği geliştirin.

Yapılacak büyükse parçalara böl, yavaş-yavaş yap.
Kendini ödüllendir.

Yaptıklarınızı geriye doğru sorgulayıp hatalarından ders alın.
Denemeden vazgeçmeyin.

Sorundan kaçmaktansa üstüne gitmek doğrudur.
Yeteneğini kullanabilmek için gerekli tahammül ve öz-disipline sahip olmalısın.

Yeteneklerini, niyetlerini, kararlarını sonuçlandırmak için öz-disiplin gereklidir.
Öz-disiplini denetim altına alacak olan kendinsin.

Gerçekle yüzleşebilme olgusunu içinize sindirir.
İnatçılık yapmadan karşındaki kişinin sizi bir şeylere ikna edebilmesine açık olun.

Başarısızlık ve eleştirilmek, korkusuna kapılmadan neden reddedildiğini öğrenmeli sonra rahat bir biçimde denetlemeye başlamalıdır.

Zayıf öz-disiplinli insanlar inanmak istedikleri şeylere inanabilmek için akla gelebilecek en uçuk mazeretlerin arkasına saklanırlar.

Öz-disiplin ve acı çekmek her zaman kol kola gider.
Yapmak iyi yapmaktan önemlidir ve pratik yaparak yetkinliğe (Gerekli olgunluğa ve bütünlüğe erişmiş, kâmil, mükemmel) ulaşılabilir.

Gereğinden fazla en az disiplin varsa zarar verici olabilmektedir.
Zayıf öz-disiplinin sizi mutluluklardan alıkoyabilmesi gibi aşırı disiplin de yaşamdan zevk almanızı engelleyebilir.

Ölçüsünü dengeli bir şekilde ayarlamalısın, sonuçta yoran aşırılığa düşmemelisin.
Her şeyi kararında yapmak lazımdır.  
 
ÖZ-SAYGI
Öz saygısı olanlar göz göze bakarak iyi niyetlerini belli ederler.
Öz-saygıları zayıf insanlar, hataları düzettiği zaman alınganlaşmak eğilimindedirler, suçlanma olarak kabul ederek tepki verirler.

Samimi bir anlaşmanın ihtiyacı içindeyiz ve etrafımızdakilerinse yardım ettikçe, onları cesaretlendirdikçe, kendi öz-saygımız da yükselir ve kendimizi günlük işler dünyasında evimizdeymiş gibi hissederiz.

Suçluluk duygusu öz-saygımızı azaltan ve tanıştıklarımızla ilişkilerimizde bizleri güvensiz, yapan en büyük düşmanlardan biridir.

Kendi kaynakları ile yaşamaya yönelerek kendi başının çaresine bakabilen biri haline gelmek gerekir.

ÖNEMLİ OLMA
Başkaları için önemli olmanın yolu, onlara karşı işbirliğine0 istekli, saygılı ve sevgi dolu olmaktan, ihtiyaç duymaktan geçer.

ÖNEM VERMEK
Hiç bir şey, başkalarını, onlara önem verdiğinize inandırmaktan daha etkili olamaz.
Her insanın kendine göre önemsediği ve öne çıkardığı vardır.

ÖDÜLLENDİRMEK
 Başkalarını, iyi davranışları için ödüllendirmek, tüm davranışlar içinde en basit fakat en yararlı olandır.
Kusur aramak yerine söyleyecek güzel bir şey aramak doğrudur.
Davranışı ödüllendirmek, onu pekiştirir.

ÖFKE
Kızgınlıktan hemen sonra gelir.
Öfke, bir şeyi istemeniz, dilemeniz, arzulamanızla başlar.

İstediğiniz olmamış ve elde edememişseniz düş kırıklığına uğrarsınız ve üzülürsünüz bu normal bir değerlendirmedir.

Öfke istediğiniz şeye sahip olmak zorunda olduğunu düşünmekle olur.
Öfke başladığı zaman çocukça davranışlar başlar.

Öfkelendiğin zaman ilk işin susmak olsun ve kendine şu soruyu sorarak düşünceye geçin.
(İstediğim her şeyi elde etmek gerekir mi?)

Öfkeli iken haklılık tartışmasına asla girmeyin.
Haklı olsan bile bu davranışından dolayı kabul görmez.

Öfkeliyseniz ve bunu dışa vurmayı seçerseniz diğer kişi ile daha fazla soruna yol açarsın karşı kişiyi öç almaya teşvik etmiş olursun.
Öfke nedeni görülmez olur, hakaret sözleri görülür.

Öfkeliyseniz, dışa vurmazsanız pasif saldırgan yöntemlerle diğer kişiden öç almaya çalışırsın ki için rahat olmaz.
Buluğ çağındaki gençler kurallar koyanlara karşı öfke duyarlar.

Sorumluluğunu kabul etmekten kaçıyorsan, durumu olduğu gibi kabul etmiyorsun demektir ve duygularınla aşırı öfke tepkisi verirsin. 


Öfkeyi yenmedikçe yaşamının denetimini kazanamazsın.
İyi ilişkilerin düşmanıdır.

Değerli gördüğün hedeflere ulaşmanı engelleyen koşullar ortaya çıktığında veya egemenliğin alanda kişisel kurallarına saldırıldığında, yersiz ve haksız davranıldığı iddiasıyla öfken ortaya çıkar.

Karşındakinin davranışı değil, sizin o sonuca varmanıza yol açan evvelce yüklenmiş akılcı olmayan telkinlerle olur.

Karşındakini sözünü kesip ses tonunu yükselterek konuşmaya başlamışsan öfke anındasın.

Öfkelerini bastıranlar kendilerini suçlarlar sonuçta kendilerini kötü hissederler.
Öfkelerini sürekli canlı kalmasına izin vermeyenler kalp ve damar hastalıklarına yakalanırlar.

Öfkeye kapılan kötü ve değersiz insan olmaz, sadece yanılgıya düşebilen bir kişi olarak kabul etmelisin ve denetimi kaybetmekten hoşlanmazsın.

ÖZ-ELEŞTİRİ
İyidir ama fazla olursa kendinden nefret ederek suçluluk duymayı sağlar.

ÖZLEŞMEK
Kendine acıma içinde çırpınmaktansa başka bir karakterle özleşmek ve onların acılarına ortak olmak akıl sağlığını kurtarır.

ÖNLEYİCİ TEDBİR
 İlerideki problemlerin oluşmasını veya büyümesini önler.

ÖLÜM
Kabul edilmesi ve ders alınması gerek en açık yaşamın örneğidir.


ÖNYARGILAR
(önceden verilmiş hüküm)
Yüzleşerek önyargının zararlı ve adaletsiz olduğunu, böyle bir ayrımcılığa maruz kalmak istemediğimizi kendimize anımsatmaktır.

Öğrenmek istediğinizi yapın tribünlerden setretmeyin.
Yaparken neyin işleyip neyin işlemediğini öğreniriz.

Yeteneğini öğrenmenin en iyi yolu, onu denemektir.
                                                     
PATRON
Patronlar yanlarında çalışanlar tarafından değiştirilemezler, onlara katlanmak gerekir.

PASİFLİK
Pasiflik aşırı olursa, ailelerini memnun etmek için inanılmaz çok çalışan, sonunda kendilerini tükenmiş ve ezilmiş hisseden modern zaman köleleri olurlar.

PARA
İnsanın sağlığı, ahlaki, ruhi değerleri dışında başka her şeyin vereceğinden daha çok mutluluğun, rahatlığın, Özgürlüğün ve kişisel olarak bir şeyler meydana getirebilmenin kaynağıdır.

 Sağduyu (Doğru, akla uygun yargılar vermeyi sağlayan yetenek) ve sağlam muhakemeyle (Bir sorunu çözmek için çıkar yol aramak, bir işi zihinde iyice düşünüp inceleyerek karar verme.) kullanılmalıdır.
Ne kadar çok eğitim görürseniz o kadar paraya hükmedebilirsiniz.
                                                      
RAHATLIK
Rahatlık genelde, o işi bitirmenizden sonra gündeme gelir.
Her zaman için rahat etmeliyim düşüncesine kendimizi kaptırdığımızda: rahatlık tuzağına tutulmuş olursun.

Bu tuzağı aşmadıkça hayalin, hevesin, hedefin yerine gelmez, mutluluk hayal olur.
Bir gün yaparım deme, bugün yap, hemen yap. 

RAHATSIZLIK
Rahatsızlık veren duyguları hoş görmezsen amacına ulaşmanızı ve mutluluğunuzun uzun süre devam etmesini engellemiş olursunuz.
                                                     
SEVGİ VE İLGİ SÖZLER SİHİR ETKİSİ YAPAR.

SUÇLULUK
Suçluluk kendinden nefret etmektir ve fazla özeleştirinin sonucudur.
Sinirsel heyecan aptalca davranan fakat aptal olmayanda görülür.

Sorgulanmaya dayanamayan, çok güvensiz kişilerdir.
Sevgi yalnızca, çocuk bilgisiz ve itaatkâr kalırsa verildiğinden, bu tür yetişme tarzından hiç bir ilerleme çıkmaz.

SEVDİRME
Başkalarına iyi davranıp, size iyi davranmayı teşvik ederek, ailenize dostlarınıza, çalışma arkadaşlarınıza kendini sevdirmelisin.

Diğer kişiyi ne olursa olsun, hoşnut ediyorsa onu yapın.
Kızma.

Sabırlı ve hoşgörülü ol.
Yanlış bir şey yapılmışsa bu durumu yeniden konuşarak doğru anlamalısın.
Bütün bu işleri sakince yapın.

SUÇLULUK
Suçluluk duycusunu yenmedikçe yaşamının denetimini kazanamazsın.
Bu savaşta kazanan ilişkiye en az önem verendir.

Ayrılık ya da boşanma tehlikesinin, eşlerden biri üzerinde etkisi yoksa güç mücadelesinde en uzun ayakta kalan o olacaktır.

Suçluluk duygusu küçük yaşta hükmedici veya aşırı eleştiri ile olur.
Kendilerini suçlu hissedenler savunma eğilimindedirler ve bu onları geçinmesi zor insanlar yapar; genelde hiç anlamı yokken saldırıya geçerler.

SUÇLAMAK
Suçlamak sorumluluğu başkasına atmak olur.
Soya çekim, beslenme, sosyal eğitim, politika, ekonomi ve çevresel koşullar güçlü etki ederler.

Suçlama yapmadan, önce karşı tarafın savunmaya geçmesini önlemek için iyi tarafını yakalamalısın.

Kendinizi suçlamanın bir faydası olmaz, sorunu yapıcı biçimde ele alma yeteneğinizi de olumsuz etkiler.

SEVGİ
Sevgisi çok olup, sevdiğinin nefret ve dışlamasını katlananın sayesinde her şey daha iyi gider.
Sevgi akıllıca, kin duymak aptalcadır.

Sevgi ve karşılıklı saygı ile birbirimizi memnun etmekle ilgilenelim.
Suçluluk hissetmek acı duymaya neden olur.

Acımak zamanla zayıflığa neden olur.
Sertlikle sonuçlanan, kullanılmışlık duygularına yol açar.

Bu konu için sert ve hep terbiyeli ve saygılı biçimde müdahale edilmekle doğru sonuç elde edilir.
Söylenen başkasının sözüne değil, yapılanlara inanarak doğru olanı anlarsın.

SEVİLMEK
Sevilmeyi başkasından bekleme, bekleyiş içinde olma, sana düşen görev ve sorumluluğunu güzel yerine getir.

SALDIRI
Öfkeden sonra gelir.
Duyguyu kontrol ettiğin gibi öfkeni de kontrol etmelisin.

Kötü huylu inatçı olmak, yakınlarına zorbalık yapmak, onlara bağırmak, itip kakmak, kötü niyetli, sataşmalar, sürekli kusur bulma, başkaları ile mukayese etme, çabaları küçümseme.

Mutsuz isen sebebinin başkalarını suçlayarak sorumlu tutmak, güzel bir şey için övgüde bulunmamak saldırıdır.

Saldırı incitmeyi, boyun eğdirmeyi, yenmeyi amaçlar.
Bu davranışlar sonunda arkadaşların terk eder, çocuğun güç mücadelesine girişir ve zıt kişiler olurlar, eşiniz karşı saldırı ve sevecenlikte eksiklik oluşturur.

İnsanların sizden birazcık korkmaları iyidir, çünkü böyle saygı görürüz.
Kötü huylu ve inatçı olmak saygı kazanma yolu değildir.

Sohbet, düz sözcük alış verişinden çok daha fazlasını ifade eder.
Gülümseyişler, imalı bakışlar, hassas dokunuşlar, fısıldayışlar, kahkahalar, iç çekişler, kaş çatmalar, bağırış ve çığlıklar, öfkeli patlamaları içerir.

Vaaz verilmemeli, patronluk taslamamalıyız.
Kişiyi saldırganlığı ile yüzleştirmeye teşvik etmeli, mümkünse yaşamından çıkartmalısın.

SORUNUN ÖZÜNÜ KAVRAMAK
Sorunun özüne ulaştıkça, gerekeni yaptıkça, kendine güvenin gelir.

SORUNLARINI YAZMAK
Sorunlarımızı, üzüntülerimizi, öfkemizi yamalıyız ve yazdığımızı yakıp yok ederek ferahlama sağlamalıyız,

SORUN ÇÖZMEK
Sorun çözmede izlenmesi gerek yol şudur.
Tanımla, hedef belirle, çözüm yollarının listesini yap, listedeki en iyiyi seç, yazılı bir plan oluştur, uygulamayı üstlen, gidişi gözden geçirin, çözümün sonucunu değerlendirin.

Sorunların içyüzünü kavrasan bile sorun ortadan kalkmaz devam eder.
Duygusal açmazları etkin bir şekilde ortadan kaldırmak üzere adım atmalısın.

Sorunun ana nedenini kavramak çözüm yolunda yarıya gelmektir ki önemlidir.
Sadece kaynağını kavramak durumunuzu sürekli yeniden kavramaya çalışırsın ki sorunla hep karşı karşıya olacaksın.

Umutsuzluğa düşecek ve bazı şeylerin değişmeyeceğinden, onları değiştirmenin çok zor olduğundan ve olduğumuz gibi kalacağımızdan emin hale geleceksiniz.

Sorunların farkına varmak güzel.
Onların neden oluştuğunu bilmek daha güzel, ama sorunların kaynağı neyse ona yol açmamak ve onu ortadan kaldırmak üzere sürekli çabalamak en güzeli.

Sorunlarını çözmek istiyorsan, en iyisi, çalışmaktan ve denemekten başka bir yol olmadığını kabul etmelisin.
Bu hoşuna gitmeyebilir, ama kesinlikle böyle yaşayabilirsin.

Sorundan kaçmaktansa üstüne gitmek doğru olur.

SAKİNLİK
Sakinliği koruyarak, gelecekteki istediklerimi elde etmenin bir yolunu bulabilirsin.
Başkalarına ait sorunları gereksizce üslenerek ilişkileri bozarız.

Bu sorun benim için ne ifade ediyor?
Nasıl hissediyorum?
Sınırlar ne kadar?

Benim rolüm ne diye kendine sorduğun zaman gerçekten ne yapman gerektiği ortaya çıkar.
Başka birinin sorunu ile mutluluğunu azaltma.

SÜRE BASKISI
Süre baskısı işine yeterince zaman ayırmadığından, ağırdan aldığından olur.
Son dakikaya bırakmak eziyet ve sıkıntı verir.

SÜREKLİLİK
Süreklilik işin, verimin, başarının kilit noktasıdır.

SAPLANIP KALMAK
Saplanıp kalma mutsuz koşulları değiştirmek için bir şey yapmıyorsan olur.
Hala, aynı, sıkılıyorum, başka bir şey bulamıyorum, ilgilenecek başka bir şey bulamıyorum diyorsan saplanıp kalmışsındır demektir.

Kazanımlarını kaybetmeden değişmek için kendinle anlaş.
Korkularını, şüphelerini sorgulayıp bu saatten sonra değişemem gibi tembel düşüncelerden kurtul.
Kendini kandırmayı bırak, kendine acıma, kendine hile yapma.

SATIN ALMAK
Satın almayı arzu ettiğimiz şey gerçekçi ve satın alınması için haklı bir neden ileri sürebileceğiniz, er geç zaten alacağınız bir şey olmalı.

Bir malı satın almaya karar vermenizle, gerçekten parayı ödemeniz arasında üç günlük bir ara bırakın.

Doğru durum değerlendirmesi için kendinize zaman aralayın.
Düşünmeksizin alışveriş yaptığınızda anlık keyif alırdınız, ardından da suçluluk duygusuna kapıldığını fark ederdiniz.

SAHTELİK
Sahte işler yapacağımıza, her an yeni ve güzel özelliğini ortaya çıkarmak için çalışmalıyız.

SAĞLIK
Sağlıklı olmak istiyorsan; isteklerini tanımlamalısın, ulaşmak için çalışıp çabalamalısın, engel durumlardan kurtulmak için problemleri atlamadan çözmek durumundasın.

Kendinizi hırpalıyor, üzgün veya bunalımlı hissetmiyor olduğunuz sürece amaçlarımız doğrultusunda sağlıklı şekilde çalışmıyorsunuz demektir.

SOHBET
Sohbet düz sözcük alışverişinden çok daha fazlasını ifade eder.
Sohbet gülümseyişler ve imalı bakışlar, hassas dokunuşlar, fısıldayışlar ve kahkahaları kapsar.
Din ve siyaset her ne kadar çok insanı ilgilendiriyorsa da fazla tartışmalı konu olduğu için uygun konu değildir.
.
SÖZ
Söz kararsızlıktan, anlamsızlıktan uzak olmalıdır.
Kısa sürede konuya girilmelidir.

Basit ve doğal olmalıdır.
Saygı ile başla, sevgi ile bitir.

Hiç kimse sevdiğinin yanlışlarının söylenmesini istemez.
Hiç kimse sürekli konuşanı sevmez.

SALDIRGANLIK
Saldırganlık mantıksız davranıştır.
Meydan okumayı temsil etmedir.

Haklıyım diyen, saygı görmeyenler, dinlenmeyenler saldırgan olur.
Saldırganlık gerçeğiyle yüzleşmelisin, yaşamından çıkarmalısın.

Doğru iletişim kuramamaktan olur.
Yaşamın acı dolu olan kısmını ortaya çıkmasından korkanlar, kendisini ifade edecek sözcükleri bulamayanlar utanç duyarlar.

Kendilerini iyi eğitimli ve akıllıymış gibi hissederler ve kendi özel yaşantısına kapanıp kendilerini kendilerine saklamayı yeğleyenlerdir.

Farkında olmaksızın, biz kendimiz, özlediğimiz dostça alışverişi engelliyoruzdur.
Sorun nedir?
Diye sorarak dürüst ve özen gösteren bir yaklaşımla  itiraf ve özürleri de içeren bir konuşma yapılmalıdır.

Hatasını anlasa bile söylemeyen yüzleşme yapmış sayılmaz.
İtirafta büyük rahatlama sağlanır, sonra yanlış yaptığını ve zararın karşılanacağı  karşı tarafa iletilerek rahatlama sağlanır ve zarar tazmin edilmelidir.

SAKİN
Sakin ve gevşemiş olmaya çalışın.
Kendi yanıtlarından, tepkinden yalnız kendin sorumlusun.

Gevşek olarak kalabilir ve zarar görmekten kurtulabilirsiniz.
Öfkeyi bastırırsan elinde olmadan patlama yaparsın, güvenli küçük patlamalar iyi gelir.
 
Kendine sakin ol, enerjini yaratıcı projeler için kullanmalısın diye telkin etmelisin.
Sakinlik ve nezaketle (Saygı ve incelik) davranmak sonra pişman olunacak çok davranışı engeller.  

SAKLANANIN
Sır diye saklananın ortaya çıkmasını hiç kimse istemez, dilemez.

SORUMLULUK
Hiçbir zaman tek taraflı değildir.

SIKINTI
Sıkıntı duymadan, herhangi bir şeyi sürekli olarak keyif alarak yapabilmek imkânsızdır.
Can sıkıntısına tahammül eden insan, başarının daha yüksek ve ilgi çekici basamaklarına ulaşabilmek için gereken sıkı çalışmayı bata-çıka gerçekleştirir.

Acıya, üzüntüye, mutsuzluğa ve tüm sıkıntılara katlanabileceğiniz bir zihinsel yaklaşım geliştirmeniz gerekir.
(Öz disiplini oku.)

ŞEVKAT                                                    
Şevkat (Acıyarak, esirgeyerek sevme) ve anlayış Tanrı’nın ve Tanrı erlerinin işidir, yüksek bir davranıştır.
Anne en güzel görünen örnektir.

ŞİKÂYET
Sahip olduklarının değerini bilmeyenlerin davranışıdır.
Büyüklenme hastalığına yakalananların hastalığıdır.

ŞIMARTILMAK
Şımartılmak hazır bulmayı alışan çocukların öz-disiplin konusunda ciddi sorunlar oluştururlar.
Yumuşak başlı ve Şevkatli ebeveynin açtığı sorundur.
Çocukları yavaş-yavaş kendi kaynakları ile yaşamaya yöneltmekle disipline edilmelidir.
                                                      
TUZAK
Tuzağa düşmemek için ne yapman gereken; ihtiyacın için liste çıkartmalısın.
Problemin ne olduğunu kendine sormalısın.

Gerçek olanları gözlemlemelisin.
Yanlışı görmemezlikten gelmemelisin.

Sadece bakmak yeterli değildir, baktığına dikkat etmelisin.
 Mantıklı tepki göstermelin.

Duygusal tepkilerde kusur bulma hatası vardır, bil ve mantıklı alana yönel.
Okuduğun, duyduğun, yaşadığın olaylardan ders alman için bu konularda doğru soruları sormalısın ve doğru yanıtlar alırsan gelecekteki hataları önlersin.

Yanlış yaptıklarını gönüllü olarak itiraf etmedikçe değişim ve gelişim sağlayamazsın.
Kendini geliştirmenin farkına varmakla olduğunu bilmelisin.

Suçlamayı çözüm sayanlar güvensiz insandır sonuçta kaybederler.

TERK
Birini terk ettiğinde, bazı değişimlerin olduğuna ilişkin kanıt görene dek geri dönmeyin.
Terk ettiğin eşin ise kendine çeki düzen verene dek ayrı kalabilirsiniz.

TEHDİT
Tehdit olması kötüdür fakat berbat değildir.
Duruma katlanabilir, gerekeni yapabilirim ve kendimi, bu koşullar altında kabul edebilirim.

Tehlike yaşamın bütününü içerdiğinden farkında olarak kadınlar ve erkekler tehlikeleri göze almaktan korkmazlar.

TELKİN
(düşünce aşılama)
Mantıklı(akla uygun doğru düşünme) ve gerçekçi (gerçeği olduğu gibi gören ve ona göre davranan) olmalıdır.

Sağlıklı duygular; akılcı telkinlerden, tercihlerin dile getirilmesinden olur.
Akılcı telkinler esnektir, kesinlik taşımaz, mantıklıdır ve gerçekçidir.

Sakinliği koruyarak, gelecekteki isteklerini elde etmenin bir yolunu bulabilirsin.
Telkin akılcı olursa; maddi dayanağı var, anlam taşıyor, tarafsız ve zekice verilen yargılarla benimsenip belirlendiği için gerçekçi ve tutarlı, mantıklı, örnekle varılan sonuçlar verilen sözlere uyuyor, insanların amaçlarına ulaşmasını sağlıyor ve sorunların üstesinden gelmeleri için teşvik eder.

Yaşamında bu güne kadar herkes sana doğrularını telkin etti.
Seçim yapmadan birbiri üstüne kondu.

Şimdi akıllıca kendi doğru telkinlerini kendine defalarca söyleyerek kendini ikna et.
Yaşamın için bunu anlamaya ve uygulamaya çalış.

Kolay olmadığını biliyorum ama kendini kendin denetim altına almak için bu gereklidir.
Yapmazsan; rüzgâra kapılmış sıradan biri olarak dünya hayatını tamamlarsın ve unutulursun.

TEDİRGİNLİK
(rahatı kaçmış, huzuru kalmamış)
Tedirginlik duymak rahatsızlık yaratır, sosyal toplantılardan kaçılır, keyif alacağı etkinliklerden mahrum bırakır.

Bu duyuş güçlük çıkarır, sıkıntı verir ama çözümü, hoşgörüdür.

TERCİH
Tercihlerin olabilir ama başkasının istediğin gibi davranmasına neden yok.
Böyle kabul edersen hoşlanmıyorum ama katlanabilirim diyerek gereksiz yere acı çekmekten kurtulursun.

Karşındakine tercihlerini mutlaka sormalısın.

TEHLİKE
Tehlikeye atılmazsan, hiç bir şey kazanamazsın.

TARTIŞMAK
Tartışmayı her insan sevmez.
Kökten, temelden, dipten, fikrini sabitleyenlerle tartışmaya girme, sonuçta kırgınlıkla ayrılırsın.

TAKDİR
Takdir edilmeyi başkasından bekleme, kendine düşen görev ve sorumluluğu güzel yerine getir.
                                                      
UTAGAÇLIK
Utangaç insanlar, kendisine gülünmesinden, kendileri hakkında kötü düşünülmesinden, küçük düşürülmekten ve aşağı olduklarının hissettirilmesinden, dışlanmaktan korkarlar.

Değersiz olduklarına inanmışlardır ve herkesin bu inançta olduğunu sanırlar. Reddedilmekten korkarlar.

Gözlerini kaçırırlar.
Yüzleri kızarır.

Pısırık bir şekilde el sıkışırlar.
Başka birinden daha iyi yapabileceği bir şey olduğunu görmez.

Bu duyguyu yenmek için anlamlı karşılaştırmalar yapın.
Başkalarından aşağı olmak değersizlik anlamına gelmediğini bilmelidir.

İnsanlarla çocuk ve yaşlıdan başlayarak konuşun sonra korktuğunuz kişilerle sohbet edin.
Uzun vadeli hedeflere ulaşmalarını engelleyecekse, kısa vadeli hazlardan vazgeçmek gerekir.
                                                      
ÜZÜNTÜYÜ
Üzüntü yıkıcı bir depresyon veya suçluluk, düşmanlık duygusu veya size adil davranılmadığı için duyarsınız.
Acı vermeye başlamasına izin vermeden sorunun üzerine gidin.

Toplumun üzerinizdeki baskısı kaçınılmazdır.
Yaşananların sizi çökertmesine izin vermeyin.

                                                        
YENİLGİ
Yenilgi telaşlandırır, soğukkanlı kalamazsın, paniğe kapılırsın, öfke duyarsın.
Yapacağın incelikle kabullenmektir.

Bir sonrakine hazırlanmaya başlamaktır.
Yaşa dilediğin gibi, farklı kuşağın dilediği gibi yaşamasına izin ver.

YANLIŞ
Yanlış olan hareket değil, hareketin amacıdır.

YARGI
Davranışlarınızı yargılayın, yapabilirseniz düzeltin ve hatalarınızdan ders alın.
Fakat kendinizi yargılamayın.

İşe yaramadığınıza, değersiz, tümüyle istenmeyen veya kötü olduğunuza ve kendinizden utanmanız gerektiğine inandırmanız saçmalıktır.
Kendinizi ya da başkalarını davranışlarımızdan yargılama hakkına sahip olmadığımız gibi, kendimizi ya da başkalarını ayıplama hakkına da sahip değilsiniz.

YÜZLEŞMEK
Istırap veren olguyla yüzleşmelisin, acı ile ilişkili olsa da toparlanmak için çok gereklidir.
Sağlıklı bir düşüncedir.

Korktuğun sürece yüzleşmekten kaçarsın ve bunalımlı duycularını değiştirmeye yanaşmazsın.
Kötü bir durum vardır unutma ki daha da kötüsüne gidecek olan bu durumu yüzleşmekle o noktada durdurabilirsin.

Vereceği rahatsızlığa katlanabilirsin.
Geleceğinle ilgili aptalca felaket senoryaları yazmayı bir kenara bırakıp çıkacak fırsatlardan birini yakalamaya çalışmalısın.

Yüzleşmeden kaçan korkaktır, suçludur, hastadır.
Zor bir görevle yüzleşebilmek, ondan kaçmaktan daha kolaydır.

YAŞLI İNSANLAR
Yaşlı insanlar çok alıngan olabilirler ve onlarla iyi geçinmek için daha dikkatli davranmak gerekir.

YIPRANMAK
Yıpranmak fiziksel açıdan ise sonucunda akıl sağlığından da zarar görür.

YANLIŞ SONUÇ
Yanlış sonuç hiç bir dayanağı olmayan bir şeyden olumsuz bir sonuç çıkarmaktır.

YAŞAM
Yaşam ister beğenin, ister beğenmeyin çok çalışmayı, tekrar yapmayı gerektiriyor ve bunu kabul etmekten başka seçeneğiniz de yok.

YANILĞI
Yanılgıya düşebilen insandan hatasızlık ve büyük güç bekleyemezsin, hiç bir şey garanti altına alınamaz.

YÜZ YÜZE GELMEK
Yüz yüze gelmek durumunda korkuların becerilere yönlendiğini görürsün.
Ölüm, sevdiğinden ayrılmak gibi acı gerçeklerle yüz yüze geldiğinde gerçekle yaşamayı öğrenirsin, hayal kırıklığına uğrar hayatına yeni bir düzen verirsin.

YENİLGİ
Yenilgi kısa dönemli haz peşinde olduğundan bu alışkanlığını denetim altına alamadığından, uzun vadeli haz almayı düşünmediğinden olur.

Rahat edeceğin ve keyif alacağın bir düzenleme yaparak her gün nerede ve hangi saatte ne yapacağını sapta, yararını ve zararını zaman dilimleri içinde yaparak çalış.

YAS
Yas dönemine herkesin ihtiyacı vardır.
Geleceğe dönük olumlu yaklaşım, hızlı toparlanma için çok gereklidir.
Gün tayin et mesela 7, 40, 52 gibi.

YAŞLILIK
Yaşlı isen kuşkuların, korkuların, düş kırıklıkların içindesindir.
Kuşkuların, korkuların, kaygıların, öz-güvensizliğin, üzüntün, düş kırıklıkların varsa yaşlısın.

Genç isen inançlısındır, öz-güven sahibisindir, umutlusundur.

YAPMAK
Yapmaya başlamak iyi yapmaktan daha önemlidir.
Sonuç pek parlak olmasa da başladığınız işi mutlaka bitirin.

İşi sıkı tutun ve sansınızı zorlayın.
Kazanmak veya kaybetmek çok önemli değildir.

Kaybetmekten korkunuz için gerekçeler aramaktan vazgeçin.

YARAMAZLIK
Kendisini hiçbir işe yaramaz hisseden bir insan için sağlam bir öz-disiplin sahibi olabilmek zor bir iştir.

Belli yetenekler söz konusu olduğunda değersizlik olabilir.
Kendini değersiz hissetmek aşırı nevrotik bir davranıştır.

Eğer kendini işe yaramaz veya değersiz hissediyorsan kendinizi davranışlarınıza eşitlemekten vazgeçin.
Kendinizi yaptıklarınızla yargılamaktan vazgeçin.

Güçlülük ve güçsüzlüklerinizi kendinize eşitlemekten vazgeçin.

ZARAR ZİYAN                                                          
Zarar ziyan görürsen kabullen (gücenmeden hoşgörü gösterirsen rahatlama anında gerçekleşir), değiştirmeye çalış (güçlüklerle karşılaşırsın), çekip git (kendine, yaşamına başka bir yerde veya başkaları ile sürdürme ve huzur bulma şansı vermiş olursun).

ZEHİRLİ PRDOGOJİ
Ana babalar, öğretmenler, din adamları gibi önemli kişiler tarafından size, kendiniz, başkaları ve dünya hakkında fazlaca olumsuz şeyler öğretilmesi, sizin de bunlara inanarak kendinize zarar vermenizdir.

Hassas ve kendiniz için düşünmeyi zor bulduğunuz bir zamanda, böyle haklı gösterilemeyecek dünya görüşlerine inanabilmeniz sürpriz sayılmaz.
Genellemeler yapılarak korku eğemem kılınır.

Tuzak, yararlanılmak, saf durumuna düşmek gibi istenmeyen duruma düşmekten genelleme yapılarak korkutulursun ve böylece gelişmen engellenerek kendisine muhtaç kılınarak güdüme hazır, kullanabilir insan sağlanır.

ZAMAN
Zamanı iyi kullanmak için önem ve öncelik sırasına göre işlerini yerine getirmek için düzenleme yaparsan en etkin biçimde kullanmış olursun.

ZORUNLULUK
Zorunlu gibi yerine getirilen bir eylemin, her ne kadar ciddi sorun oluşturursa oluştursun, kişinin ana sorunu değil, ana sorununu gizleyen bir maske olduğunu hatırda tutmak önem taşıyor.

Korkulardan kaçınmaktan vazgeçtiğin zaman neler kazanacağını gösteren liste yap, gün boyu defalarca oku, tekrar oku.

ZIDDİYET
(karşıtlık, sevişmezlik, düşmanlık)
Zıddiyet varsa karşılıklı konuşma yarar sağlamaz.

ZEVKLERİN geçici tadına vardıktan sonra bunları yeniden defalarca isteyeceksin adeta bağımlı hale gelirsin.
                                        *
RAVLİ

Popüler Yayınlar