23 Mayıs 2012 Çarşamba

ŞEMS-İ TEBRİZİ VE AÇIK DİLEĞE AÇIK CEVAP

Şems Hazretlerinin bir sohbette söyledikleri:

Birinin gözünde sulanma vardı, toz kaçmıştı.
Aman şu gözüme bir ilaç koyun diyordu.

Herkes:
“ Bizim işimiz var, eski pabuçlara pamuk mu tıkayacağız” diye geçip gidiyorlardı.

Ey hoca!
O köhne yırtık pabuçları bir zaman hamamda giyerdim, benim dileğim budur.
Demiyorlar ki, o dilek aşikârdır (açık ve anlaşılır)

Vaizin biri halka öğüt verirken onları evlenmeye teşvik ediyor, bu konuda bir takım hadisler de anlatıyordu.

Kadınlara da minberin önüne giderek koca istemeleri için ayrıca teşvikte bulunuyor, hatta evli erkekleri arabuluculuğa, çöpçatanlığa davet ediyor, bu babta hayli hadisler naklediyordu.

Kalabalık arasından biri kalktı.
“ Sofu vaktine bağlı bir insandır, ben garip bir adamım.
Bana bir kadın gerektir ki evleneyim” dedi.

Vaiz yüzünü kadınlar tarafına çevirdi.
“ Ey avratlar, aranızda bu adamı isteyen var mı?” dedi.
“ Vardır” dediler.

Kadının biri ayağa kalktı:
“ Ben varım” dedi.
“ O halde ileri yürü buraya gel! Dedi.

Kadın minberin önüne yürüdü.
Vaiz:
“ Şu halde aç yüzünü!
Çünkü evlenmeden önce bir kere yüzünü görmek Peygamberin sünnetidir” dedi.

Kadın yüzünü açtı.
Vaiz yüzünü erkeğe dönerek:
“ Bak yüzüne delikanlı!” dedi.

Genç:
“ Evet, gördüm” dedi.
“ Nasıl beğendin mi?” diye sordu vaiz.
“ Beğendim!”

Vaiz tekrar kadına dönerek:
“ Ey hatun kişi!
Dünyalıktan neyin var?”

Kadın cevap verdi:
“ Bir eşekçiğim var, su taşır, bende ondan aldığım paralarla geçinirim”

Vaiz:
“ Ama bu delikanlı kişizade bir gence benziyor.
Onurludur.
Eşek sürücülüğü yapamaz” dedi. 

Vaiz tekrar kadınlara döndü:
“ Daha başka istekli var mı?”
“ Var” dediler.

O da evvelki gibi ileri yürüdü, yüzünü açtı.
Delikanlı “ Beğendim “ dedi

“ Pekâlâ, senin neyin var?”
Kadın” Bir öküzüm var, kâh su çeker, kâh çift sürer, kâh dolap (Değirmen döndürür) çevirir, onun kazancıyla geçinirim” dedi.

Vaiz:
“ Bu delikanlı onurludur, öküz çobanlığı yapmak ona yaraşmaz” dedi ve devam etti:
“ Daha başka isteklisi yok mu?” diye sordu, “ Var” dediler.

“ O halde kendini göstersin” üçüncü kadın kendini gösterdi”
Üçüncü kadın kendini gösterdi.

Vaiz sordu:
“ Çeyizinden neyin var?”
“ Bir bağım var” dedi.

Vaiz delikanlıya döndü:
“ Artık bunlardan birini seçmek sana düşer” dedi.
“ Hangisi uygunsa onu kabul et”

Delikanlı kulağının dibini kaşımaya başladı.
Vaiz:
“ Ama çabuk kararını ver, hangisini istiyorsun? Dedi.

Delikanlı şu cevabı verdi:
“ Hocam ben istiyorum ki eşeğe bineyim, öküzü önüme katayım, bağ yolunu tutayım”

“ Evet, doğru ama sen de o kadar nazenin (Cilveli, oynak, şımarık) bir şey değilsin ki, her üçünü birden kafese koyasın!” dedi vaiz.
                                 
                   ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
                    ***
Neler öğrendik:
1.    Açık, net ve anlaşılır bir dileğe bahane bulmak veya dolaylı yoldan cevap vermenin yanlış olduğunu, açıkça hayır veya olur diyerek söylemek gerektiğini öğrendik.
2.    Sofi vaktine bağlıdır: O an yapılması gereken ne ise yapar.
3.    İstenilenle verilen yanıtta ablam birliği olması gerektiğini öğrendik.
4.    İnce nükteler sevili kişiler arasında olduğunu, alt düzeyde olanların nükte yapacağım diye karışıklığa, anlam kargaşasına ve belirsizliğe sürüklerini öğrendik.
5.    Kendi durumumuza uygun istekler yapmamız gerektiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Çok kişi hayır demesini bilmez.
Hayır, olmaz diye direk diyemeyenler karma karışık cevap vererek, bahaneler üreterek, sebepler göstererek, sonra bakarız diyerek kararsızlık ortamına sokarlar.

Bu tarzda hareket edenler öz güven eksikliğinden yaparlar.
İkiyüzlü davranışın, sebeplere sığınarak mazeret üretenlerin davranış biçimidir.

Güvenilmez olduklarından yakın çevresi böyle davrananlara saygı göstermez.
Bu durumda olan yarenler, kırmamak adına diye konuyu belirsizliğe götürenler yanlış yaparlar.

Yapacaksan yapıver, yapmayacaksan yapmayacağım de ki o kişi senden ümidini kesip başka çareler bulup derdini halletsin.

Korkma, çekinme mert ol.
Böyle daha saygın olursun.

Kıvırmakla, bulandırmakla, sulandırmakla sana düşen işten kaçıyorsan bu davranış zeki olduğunu göstermez, ancak ahlak bozukluğunu gösterir.
                                      *
RAVLİ

Popüler Yayınlar