26 Mayıs 2017 Cuma

DİVAN-I KEBİR 4. CİLT O İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Aşkı anlatıyor)

Başımızı ayak edindik de (Büyüklenmekten vazgeçip, hakiki Allah dostu büyüğümüzün yönlendirmesiyle ve ona hizmet eden kişi olarak), ırmağı (Kolaylığı olmayan engelden) aştık;
Bütün bir âlemi birbirine kattık da tezce âlemden dışarı fırladık.

Baldırımızın altındaki aşk Burak’ı (Aracına), Arş’ın Burak’ıydı (Göğün en yüksek katına gidebilen araçtı);
Bir sıçradık, gökyüzüne varıverdik.

Nelik-nitelik âlemini (Özellikleri tarif edilebilen madde ve mana dünyasını) zerreler gibi birbirine kattık da o neliksiz-niteliksiz (Özellikleri tarif edilemeyen) padişahın tahtına dek at sürdük (Görmek için bulunduğu yere ulaştık).

İnsan anlayışı da, insan vehmi de, insan aklı da, hepsi yola dökülüp saçıldı;
Çünkü insanı çevreleyen altı yönü (Yukarı-aşağı-sağ-sol-ön-arka) de aştık biz.

İlk konak olarak kanlarla dolu bir deniz göründü, kanlı ayaklarımızla dalgaları aşıp geçtik.

O Leyla’nın Mecnun’larının bulunduğu sınıra gelince atımız serkeşlik etti (İnatçılık etti, isyan etti), zapt edemedik (Tutamadık, hâkim olamadık), Mecnun’un (Âşık olmanın da) sınırını da aştık.

Kaarun’a benzeyen (Kişinin ölçüsüz ve kuralsız isteklerini yapma olanağı veren) nefis, bizim bu çalışıp çabalamamızla yerin dibine geçti;
Ondan sonra da ercesine Kaarun’un hazinesine (Kurallara ve ölçülere göre kullanılan olanaklara) doğru at sürdük biz.

Çöllerde, yazılarda, onun ışığıyla aştığımız yollardan bir zerresini bulsa çöl de canlanırdı, yazı da.

Gizlenmiş, saklanmış incilerin bulunduğu hazinelere varıncaya dek inci (Şekil değiştirmeyen asil değerler) gibi değerli nice  (İnciye benzeyen) sedefleri taşlar altında ezdik (İnciye benzeyen ancak inci olmayan değerleri yok ettik).
                             ***                                                                   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Ben demekten ve benliğin oluşturduğu büyüklenme hastalığından, geçici güvencelerden kurtulmadıkça görünmeyen engelleri aşamayacağımızı öğrendik.
2.    Bizi kontrol eden sınırlayan ortamdan çıkmak için hakiki Allah dostu bulmamız ve onun aydınlattığı ve yönlendirdiği yoldan ilerlememiz, bizim yıllarca engel gördüğümüzü aşabilmenin yollarını öğrenmemiz gerektiğini öğrendik.
3.    Mevlana Hazretleri gibi özellikleri önemsemeyip kararlılıkla Allah’a ulaşma ve Allah dostlarını tanıma yolunda ilerleme yapmamız gerektiğini öğrendik.
4.    Gerçek hazinenin nefsi isteklerle elde edilmediğini, nefsi isteklerin geçici olduğunu öğrendik.
5.    Aşkın ışığıyla canlanma olacağını öğrendik.
                                     *
İşte böyle yaren;
Gizlenmiş hazinelere ulaşılıncaya kadar, küçük ve sahte değerlerle oyalanmamamız, elimde değersiz ne varsa yok ederek kendimize yük etmememiz gerektiğini öğrendik, anladık.
(Geyik avlamaya giden avcı tavşanı görse bile tavşana ateş etmez, ateş ederse oyalanır ve geyik tüfek sesinden kaçar uzaklaşır)
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar