19 Mayıs 2017 Cuma

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 4490 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ini anlatıyor)

4490. Abu-Lahab’i orda gördüm, elini ısırıyordu (Kendi kendine ceza veriyordu).
Abu-Hurayra’ysa elini dağarcığına sokmuştu (Eski bilgileri ve inançları zihninden atıp yeni bilgileri zihnine yerleştirmişti).

Abu-lahab, arka gibiydi, arka hiç yüzü görmez;
Abu Hurayra’ysa kendi Ay’ına, kendi Zühal yıldızına (Gamdan, kaygıdan, ahmaklıktan, cahillikten, pintilikten, yalan ve fenalıktan korunma ve arınma yoluna) yüz çevirmişti (Yüzünü bu istikamete tutmuştu) .

Abu-Lahab, düşüncelere dalmıştı, delil aramadaydı;
Abu Hurayra’ysa kendisi, kendisinin deliliydi.

Her küp, bu şaraba lâyık (Uygun, yerinde) değildir, şu küpü kapa da saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi), kendi meyhanesinden (Tekkesinden) bir küp getirsin.

Susayım artık da meclisin beyi, kendi gizli meclisinin yüz binlerce  (Kahramanlık hikâyesini) size söylesin.

Mahmurluk (Uyku veya içkiden sonra olan geçici sersemlik), aşk sevdasının başına bir baş ağrısı verdiyse şimdicek aşk şarabının sakisi (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi) imdada erişir (Yardıma gelir).

Neşe davulu âşıklar ordusunu perişan ederse “Gerçekten de biz açtık, fethettik”  (Feth suresi) müjdesini üfürür aşk zurnası.

Aşktan bitip coşan, akıp duran o şekerler yüzünden hemencecik zehir, âşığın dilinde-damağında bal olur gider.

Bir zaman bulut gelir, Ay’ı örter amma cana canlar katan aşk şimşeği hemen çakar, bulutu yakıp dağıtır.

Görürsün, çöl yolunda yakıcı kumlar içinde aşk sakası (Su getiren), gök gürlercesine naralar atar.
                             ***  
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Doğru ve güzel insanın yüzüne bakmayanın, sözlerine değer vermeyenin arka yüze bakan olduğunu, böyle bakış sahibi olanların fenalığı kendine yapıp kendi kendini cezalandıracaklarını öğrendik.
2.    Güzel, yeni, doğru, sonsuza kadar geçerli söz ve bilgileri alıp, çerçöp mesafesindeki sözleri zihninden atan kişilerin mutlu ve beğenilen geleceğe doğru emin adımlarla ilerleyeceğini, iyi olarak anılacağını öğrendik.
3.    Bazı kişilerin delille bir şeyi kabul ettiklerini öğrendik.
4.    Bazı kişilerin kendisinin sözlerinin, duruşunun, davranışının delil olarak kabul edildiğini öğrendik.
5.    Her vücudun Tanrı şarabına uygun olmadığı için Allah dostlarının aramıza gelmesi, bizi kendi âlemine çekmesi gerektiğini öğrendik.
6.    Allah isterse kulunu zafere ulaştıracağını öğrendik.
                                     *
İşte böyle yaren;
Allah’a ve Allah dostlarına seven âşıklara yardımı hiç beklenmeyen, aklın yorumlamayacağı bir yerde ve zamanda sebebe bağlanmamış bir şekilde ulaşacağını öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar