9 Mayıs 2017 Salı

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 4160 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

4160. Taşı kapar, oyunu tutar da sen kalakalırsın;
Sonucu bakalım kim kalır, kim kazanır?
Sen sonuna bak;
Yoksa bu dünya satrançdaki şu savaşıp çalışma nedir ki?

Bazı kere yampiri (Yan-yan) giden piyade, zulümle şahın yolunu keser;
Ben de vezir olduysam ne var, yampiri gitsem bile dumanı doğru çıksın.

Sonuna dek piyade olarak doğru-düzen gittim de vezir oldu, vezirin yolunu kesen bağları, râm (Buyruğuma giren) oldu bana.

At ona der ki:
Senin bunca konakların, bize bir konaktan ibarettir;
Kıyamete kadar bütün bu konaklar, iki adımdır bize.

Beden hacca yüz konakla konaklaya-konaklaya gider, gönülse bir adımda varıverir;
Göz gibi, gönül gibi yol almak gerek.

Şah der ki:
Sizin şu depdebeniz (Gösterişiniz) hep bendendir;
Gölgem olmasaydı hepsi de yel olur giderdi.

Atın bir değeri kalmazdı, fil, sivrisineğe dönerdi, evler, Ad kavminin evleri gibi yıkılır giderdi.

Şu binlerce oyunun bir kişi tarafından oynana geldiğini gördüm de bu santraçta kazanmak da bir geldi bana, yutulup kaybetmek de.

Kazanıp kurtulmada mat olmak var, mat olmada kazanıp kurtulmak var;
O bakıştan mat olduk padişahım, o bakış eksilmesin bizden, hep bize bak sen.

Miskle amber, sevgilimin saçlarını koklasalar kendi kokularını bir yana bırakırlardı da hemencecik onun saçlarını koklamaya koyulurlardı.
                              ***
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1. Santranç oyununun gerçek yaşamı gösteren bir oyun olduğunu, yaşadıklarımızın ve yaşayacaklarımızın örneklerini bu oyunda göreceğimizi öğrendik.
                                     *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin başından çıkan ve yayılan küçücük sözlerin bile kişilerde güzel duygular uyandırdığını, bizlerin güzel ama gizli tutulan bu sözleri sezecek yapıda olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar