(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
4160.
Taşı kapar, oyunu tutar da sen kalakalırsın;
Sonucu
bakalım kim kalır, kim kazanır?
Sen
sonuna bak;
Yoksa
bu dünya satrançdaki şu savaşıp çalışma nedir ki?
Bazı
kere yampiri (Yan-yan) giden piyade, zulümle
şahın yolunu keser;
Ben
de vezir olduysam ne var, yampiri gitsem bile dumanı doğru çıksın.
Sonuna
dek piyade olarak doğru-düzen gittim de vezir oldu, vezirin yolunu kesen
bağları, râm (Buyruğuma giren) oldu bana.
At
ona der ki:
Senin
bunca konakların, bize bir konaktan ibarettir;
Kıyamete
kadar bütün bu konaklar, iki adımdır bize.
Beden
hacca yüz konakla konaklaya-konaklaya gider, gönülse bir adımda varıverir;
Göz
gibi, gönül gibi yol almak gerek.
Şah
der ki:
Sizin
şu depdebeniz (Gösterişiniz) hep bendendir;
Gölgem
olmasaydı hepsi de yel olur giderdi.
Atın
bir değeri kalmazdı, fil, sivrisineğe dönerdi, evler, Ad kavminin evleri gibi
yıkılır giderdi.
Şu
binlerce oyunun bir kişi tarafından oynana geldiğini gördüm de bu santraçta
kazanmak da bir geldi bana, yutulup kaybetmek de.
Kazanıp
kurtulmada mat olmak var, mat olmada kazanıp kurtulmak var;
O
bakıştan mat olduk padişahım, o bakış eksilmesin bizden, hep bize bak sen.
Miskle
amber, sevgilimin saçlarını koklasalar kendi kokularını bir yana bırakırlardı
da hemencecik onun saçlarını koklamaya koyulurlardı.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Santranç oyununun gerçek yaşamı gösteren bir oyun olduğunu, yaşadıklarımızın ve
yaşayacaklarımızın örneklerini bu oyunda göreceğimizi öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerinin başından çıkan ve yayılan küçücük sözlerin bile kişilerde güzel
duygular uyandırdığını, bizlerin güzel ama gizli tutulan bu sözleri sezecek
yapıda olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ