13 Mayıs 2017 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 4240 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri aşkın faydalarını anlatıyor)

4240. Yüz binlerce üzüm, kabuk perdesinden meydana gelir, kabuğu kalmadı mı (Suyu sıkıldı mı posası ayrılır da) padişahın şarabı belirir.

Harfleri saymaksızın gönülde beliren sözlere dikkat et, neden meydana geliyor şu sözler?
Renksizlik yok da asıl işi düzüp koşandan bir şekle bürünüp (Herhangi bir görünüşe, kimliğe girerek) beliriyor.

Tebrizli Şems padişahçasına kurulmuş, benim şiirim de seçilmiş kullar gibi huzurunda saf düzmüş (Sıralanmış emrini bekliyor).

Bir âşık, sanki sevgili kendisiymiş gibi sevgilisine kızdı;
Bir yazmacı, ünlü, adlı-şanlı güneşe öfkelendi.

Hem de o yazmacı, bütün yazmacılardan daha yoksul;
Hem de o güneş, her ülkenin güneşi.

Güneş yazmacının nazını görünce işte onun işi-gücü bu, hadi bakalım, kendi kendine kalakal deyip bulutla yüzünü gizleyiverdi de.

Yazmacı gülmedikçe ben de buluttan çıkmam;
Onun gönlü hoş olmadıkça bende de huzur-karar kalmaz dedi.

İşin-gücün, asıl tek yazmacının elinde olduğu meydana çıksın diye öbür yazmacıların deste-deste yazmaları, öylece kalakaldı.

O güneşe, candan, gönülden âşık olan kişi, sakın o tek yazmacının ayağını bastığı topraktan baş kaldırmasın.

O yazmacı kimdir, söyleyeyim;
Ancak Tebrizli Şems’tir o;
Her ülkeden doğan, her ayanı (Belli olanı, bilineni) ışıtan güneş yalnız onun için doğmadadır.
                              ***
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Her cinsin özünün aynı olduğunu, bunu bulmak için de üstündeki o yere ve o zamana ait koruyucu kabuğun etkisiz hale getirilmesiyle özlerinin aynı olacağı görülüp anlaşılacağını, bu görüşe varıldığı zaman da insanı sarhoş edecek düşünceye ulaşılabileceğini öğrendik.
2.    Harf olmaksızın içimizde beliren sözlerin sonra şekle büründüğünü öğrendik.
                                     *
İşte böyle yaren;
Şiirin konusu da yazanı da, yazmaya sebep de Şems Hazretleri olduğunu, her yanı ışıtan bir güneş gibi parladığını Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar