(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerin etkisini
anlatıyor)
4070.
O yardım, o lütuf (Karşılıksız iyilik), padişah
Salâddin’dir (Sarraf Şeyh);
O,
bir Yusuf’tur ki (Güzel ve asil yaratılmıştır) mezatta
müşterisi ancak Mısır azizi (Ermişi, ereni) olabilir.
Dün,
âşıklar meclisinde saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren,
Allah nuru saçan kişi) de beydi, çalgıcı da;
Birbirimize
girdik (Birbirimizden ayrı olmayacak kadar birleştik),
çünkü tut-kap günüydü (Allah dostların yanında
getirecekleri kişilerin kabul olunacağı gündü).
Bu
coşkunluğumuzu görünce araya, akıl girdi amma düşünceli aklın öylesine ateşte (Aşk ateşinin kızıştığı yerde) yeri mi olur?
Âşıkları
avlamada yüzlerce can gözü tuzak kurmuştu;
Aşk
yayından binlerce ok (Yeni âşıkları avlamak için)
uçuyordu.
Ejderha
gibi ceylan, meydanı tozutmaya başladı Aslanlar bile onun karşısında değersiz
birer dağ keçisiydi sanki.
Orda
ihtiyar bir adam gördüm;
Gözleri
kan çanağına dönmüştü, saçı-sakalı süt gibi bembeyazdı.
Bir
de gördüm ki o ceylan, hemencecik onun yanına koştu;
Gökler
birbirinden ayrıldı;
Sanki
bu bir düzendi.
Kavgadan
gürültüden güneş kâsesi de kırıldı, Ay kâsesi de;
Çünkü
sarhoşların sağrakları (Büyük kadehleri), adam-akıllı
doluydu.
Kutlu
cana, bu haller nedir diye sordum;
Dedi
ki:
“Kendimde
değilim, ben de bilmiyorum, fakat hep o ihtiyarın fitnesi bunlar.
A
Tebrizli Şems, sarhoşların halini gene sen bilirsin;
A
efendim, bir kusur ettiysem bağışla;
Ne
gönlüm var, ne elim.”
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Dostların sema yaparken akıl ve düşünceyle açıklanamayacak mutluluk
yaşadıklarını, birbirisi arasında mesafe bırakmadıklarını, her ne kazanılmışsa,
her ne görülmüşse, her ne yaşanmışsa hep beraber yaşandığını, kazanımların aynı
miktarda olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Tanrı
sözlerinin şarap gibi tesir edip orada duyanların sarhoş olduklarını,
kendilerinden geçtiklerini kaybedilmeyen mutluluk ve kutluluk kazandıklarını
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ