(Mevlana
Hazretleri Mevleviliği anlatıyor)
40.
Sopa (Dayanılan yardımcı) düşüncedir, aşkınsa
düşüncesi yoktur;
Sopa
aklın malıdır, yani ben körüm (Olguları sezme ve kavrama yetim, dikkatim yok) der.
Can
(Güç ve dirilik), bir işarete (Anlamlı ize) bakmada, her an ağlayıp (Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık içinde) duruyor;
Yol
başına dikilmişim, bir evet (Olur, peki) sözünü
bekliyorum.
Bu
elden (Yerden, yöreden) değilim ben, garibim (Gurbette yaşayanım) ben, garip (Kimsesiz, zavallı halde olan biriyim);
Mademki
burada huzurum-kararım yok, elbette bir ildenim (Bir
yere aidim) ben.
A
âşıklar, yıldız gibi ateş kesilmişiz biz;
Hâsılı
(Sözün kısası) o Ay parçasının (Güneşten aldığı ışığı karanlıkta kalanlara yansıtanın)
çevresinde bütün gece dönüp oynamadayız.
Güneş
(Kendisi ışık kaynağı olan) meydana çıkınca
yıldız kaçar gider (Görünmez olur);
Güneşimizin
yüzü yokken bil ki avareyiz (İşsiz, güçsüz, başıboş, aylak), serseriyiz (Tutarsız, beğenilmeyen davranışları olan, belli bir hedefi
olmayan, rastlantıyla yaşayan da) biz.
Haydin
a âşıklar, haydin a şu işe girişenler, burada işe yarar, iş başarır bir şarap (Tanrı şarabı) var, çünkü biz bu işin ehliyiz (Yetkilisi, ustaca yapanız).
Her
seher çağı güzeller peygamberinden şu haber gelir;
“Haydin
a çaresizler, âşıklara çareyiz biz”
Hepsinden
de Lebbeyk-lebbeyk (Buyurunuz, emredersiniz)
narası coşmuş;
Diyorlar
ki:
“
Mana mushafı (Sayfa haline getirilmiş görünerek okunacak
olan) sensin, bizim her birimizse otuz cüze (Bütünden
bölünmüş her biri olarak) bölünmüşüz.
Öldürülenlerin
kan pahası (Değeri, fiyatı), mademki onun kanlı
bakışıdır,
Kanlar
içen çocukcağız gibi biz de kendi kanımıza bulanmışız.
Tur
dağı bile onun şarabını içince kendinden geçti, kör-kütük sarhoş oldu;
Ne
demirden dağız biz, ne mermer kaya.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Akıl ve düşüncenin dayanaklara bağlanmayı istediğinden
ve uygun gördüğünden insanı işlemez, yararlanılamaz duruma getirdiğini, böylece
kişinin önemini veya yeteneğini yitirme durumuna getirdiğini öğrendik.
2. Canımızın iş başarmak için hazır olarak yol kavşağında
davet beklediğini öğrendik.
3. Bir insan yabancı bir yerde bile olsa bir yere
ilgisinin ve ilişkisin olacağını öğrendik.
4. Karanlıklarda kalmışlara, çözüm yolu bulamışlara yol
gösteren, yolu aydınlatanın etrafından ayrılmamız gerektiğini öğrendik.
5. Güneş çıkınca yıldızların görünmez hale geleceklerini
öğrendik.
6. Çaresiz Allah âşıklarına Peygamberden müjdeler
geleceğini Peygamberin çare olacağını öğrendik.
7. Tanrı şarabını içen âşıklar Allah’tan gelene buyur,
emret diye işe başlamak için bekleyiş içinde olduklarını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Tanrı
şarabının dağa bile tesir ettiğini, iyice sarhoş ettiğini, insanın da aşırı
derecede sarhoş olacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ