28 Mayıs 2017 Pazar

DİVAN-I KEBİR 4. CİLT 4O İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Mevleviliği anlatıyor)

40. Sopa (Dayanılan yardımcı) düşüncedir, aşkınsa düşüncesi yoktur;
Sopa aklın malıdır, yani ben körüm  (Olguları sezme ve kavrama yetim, dikkatim yok) der.

Can (Güç ve dirilik), bir işarete (Anlamlı ize) bakmada, her an ağlayıp (Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık içinde) duruyor;
Yol başına dikilmişim, bir evet (Olur, peki) sözünü bekliyorum.

Bu elden (Yerden, yöreden) değilim ben, garibim (Gurbette yaşayanım) ben, garip (Kimsesiz, zavallı halde olan biriyim);
Mademki burada huzurum-kararım yok, elbette bir ildenim (Bir yere aidim) ben.

A âşıklar, yıldız gibi ateş kesilmişiz biz;
Hâsılı (Sözün kısası) o Ay parçasının (Güneşten aldığı ışığı karanlıkta kalanlara yansıtanın) çevresinde bütün gece dönüp oynamadayız.

Güneş (Kendisi ışık kaynağı olan) meydana çıkınca yıldız kaçar gider (Görünmez olur);

Güneşimizin yüzü yokken bil ki avareyiz (İşsiz, güçsüz, başıboş, aylak), serseriyiz (Tutarsız, beğenilmeyen davranışları olan, belli bir hedefi olmayan, rastlantıyla yaşayan da) biz.

Haydin a âşıklar, haydin a şu işe girişenler, burada işe yarar, iş başarır bir şarap (Tanrı şarabı) var, çünkü biz bu işin ehliyiz (Yetkilisi, ustaca yapanız).

Her seher çağı güzeller peygamberinden şu haber gelir;
“Haydin a çaresizler, âşıklara çareyiz biz”

Hepsinden de Lebbeyk-lebbeyk (Buyurunuz, emredersiniz) narası coşmuş;
Diyorlar ki:
“ Mana mushafı (Sayfa haline getirilmiş görünerek okunacak olan) sensin, bizim her birimizse otuz cüze (Bütünden bölünmüş her biri olarak) bölünmüşüz.

Öldürülenlerin kan pahası (Değeri, fiyatı), mademki onun kanlı bakışıdır,
Kanlar içen çocukcağız gibi biz de kendi kanımıza bulanmışız.

Tur dağı bile onun şarabını içince kendinden geçti, kör-kütük sarhoş oldu;
Ne demirden dağız biz, ne mermer kaya.
                             ***           
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Akıl ve düşüncenin dayanaklara bağlanmayı istediğinden ve uygun gördüğünden insanı işlemez, yararlanılamaz duruma getirdiğini, böylece kişinin önemini veya yeteneğini yitirme durumuna getirdiğini öğrendik.
2.    Canımızın iş başarmak için hazır olarak yol kavşağında davet beklediğini öğrendik.
3.    Bir insan yabancı bir yerde bile olsa bir yere ilgisinin ve ilişkisin olacağını öğrendik.
4.    Karanlıklarda kalmışlara, çözüm yolu bulamışlara yol gösteren, yolu aydınlatanın etrafından ayrılmamız gerektiğini öğrendik.
5.    Güneş çıkınca yıldızların görünmez hale geleceklerini öğrendik.
6.    Çaresiz Allah âşıklarına Peygamberden müjdeler geleceğini Peygamberin çare olacağını öğrendik.
7.    Tanrı şarabını içen âşıklar Allah’tan gelene buyur, emret diye işe başlamak için bekleyiş içinde olduklarını öğrendik.
                                     *
İşte böyle yaren;
Tanrı şarabının dağa bile tesir ettiğini, iyice sarhoş ettiğini, insanın da aşırı derecede sarhoş olacağını öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar