(Mevlana
Hazretleri Dünya malına güvenilmeyeceğini,
bağlanılmayacağını anlatıyor)
1680.
Neden şu kervandakilerden (Ömür yolculuğu yapanlardan)
bir kişi bile uyanmıyor (Gerçekleri anlayıp
kavrayamıyor);
Hâlbuki
tertemiz ömrün varını-yoğunu alıp götürüyor hırsız.
Neden
uykuya (Etkenlere karşı bilincini bütünüyle veya bir
bölümüyle yitiriyorsun, tepki gücünü zayıflatıp azaltma durumunda kalıyorsun),
Hırsıza
incinmiyorsun da sana bunları haber verene (Uyarıcıya)
kırılıyor (Güceniyorsun), inciniyorsun (Üzüntü duyuyorsun)?
Seni
kıran, inciten şeyhindir (Sana önderlik, kılavuzluk
eden, yol gösteren, yolunu aydınlatan, tehlikeleri bildirenindir),
Öğütçündür
(Yanlışı ve doğruyu anlayabileceğin şekilde, uzatmadan,
kısaltmadan, kıvırmadan, bükmeden hakikati sana açıkça söyleyerek dikkatini
çekendir, özeleştiri yapmana yardım edendir):
Dünyanın
lütfu (Bize yaptığı iyiliği), esirgemesi (Bizi koruyup, gözetmesi) suya yapılan resme benzer,
kararı yoktur hiç (Kalıcı iş yapmaz)
Biri
boyuna gizlice “A yapı” diyordu eve, “Sakın yıkılma;
Yıkılacaksan
da bana haber ver”.
Bir
gece ev, ansızın çöküverdi.
Adam
ne dedi biliyor musun?
Dedi
ki:
“Bunca
zamandır sana söyledim;
Ne
oldu sözlerim, hiç mi tesir etmedi sana?
Yıkılmadan,
çökmeden önce bana haber ver;
Haber
ver de çoluğumla (Eş, anne, baba)-çocuğumla
kaçmaya bir çare bulayım demedim mi sana?
A
ev, bir habercik bile vermedin, nerde bunca yıllık sohbet hukuku?
Çöktün,
yıkıldın da beni ağlar-inler bir halde bırakıverdin”
Açık
bir dille ev, ona cevap verdi de dedi ki:
“Gece-gündüz,
kaç kere ama kaç kere sana haber verdim.
O
yanda, bu yanda çöküntüler, yıkıntılar oldu, ağız açtım da gücüm kuvvetim
kalmadı, aklını başına devşir, vakit geldi, çökeceğim dedim.
Sense
öfkeyle boyuna ağzıma balçık tıkamadaydın;
Duvarlarım
baştanbaşa delikle doldu”
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Zamanın kendi
kuralınca bir sona devam ettiğini, kişilerin hangi zaman dilinde bu yolculuğa
katıldılarsa bir zaman sonra bu yolculuklarının sonlanacağını öğrendik.
2.
Gelişen ve
değişen durumlara katkı sağlamamız, gelecek yakın ve uzak tehlikelere karşı
donanımlı olmamız için uyanık olmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Problemleri
çözmek yerine kaçmayı, umursamazlığın, beni ilgilendirmez diye görmezden
geldiğimizin tercihin tembelliğini ortadan kaldırmaya çalışan yakınlarımızın uyarılarını
dikkate almamız gerektiğini öğrendik.
4.
Herkesin yaşadığı
zamanda kendine düşen görevleri olduğunu, bu görevi yapmayanların uyarıldığını,
bu uyarıların zarar görmeden gelmesinden dolayı uyaran kişiye saygı duymamız
gerektiğini öğrendik.
5.
Herkes özeleştiri
yapması gerektiğini; kişinin kendi hatasını, yetersizliğini, eksikliğini
göremeyeceğini, kendi ham bile olsa olgun insanlardan daha üstün olarak kendini
göreceğini, ona kendisini görmesi için ayna tutulması gerektiğini öğrendik.
6.
Dünya yaşayışının
kendi programında güçlü olarak devam ettiğini, sözle değişmeyeceğini, doğasında
ne varsa bunun fayda ve zararını gösterip şekil değiştirdiğini öğrendik.
7.
Yenilenme,
değişme zamanı gelince tamirle zaman kaybetmemek gerektiğini, öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin” Yarabbi
benim yüzüme hakikati olduğu gibi söyleyen dostlardan yoksun bırakma”
mealinde dua ettiğini hatırlamamız gerektiğini öğrendik, anladık.
Düşmanımızdan da gelse, dostumuzdan da gelse
eleştiriyi bunun önce doğru mu, değimli değerlendirmesini yapıp faydaya
çevirecek davranışlarda bulunmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ