11 Aralık 2016 Pazar

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 1280 İNCİ BEYİT

 (Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ini anlatıyor)
1280- A zevkimin, neşemin tazeliği, parlaklığı, neyle heyecana getirebilirsin beni, ne vakit, nasıl aydınlanır, güler gözlerim?
Efendim yanında değil.

Önü-ardı, yüzü-arkası olmayan canı gördüysen âşıklar, onu düşündükleri vakit önü-ardı, yüzü-arkası oluyor, bu neden yani?

A felek (Dünyayı belli bir düzene göre döndüren), sunduğun şarapla sarhoş olursam sana dönerim, düşmanlığa kalkışırım, Rabbimin nimetlerini inkâr eden (Yok sayan) biri olurum.

Aşktan asıl maksat biz değilsek, aşk defterinin başında adımız yoksa şu binlerce defter, şu binlerce haber, şu binlerce dedi-kodu nedir ki?

Senin huzurunda can nedir ki:
Sözü mü olur canın?
Can sensin, senden başka ne varsa hepsi beden, hepsi bir kuru ad-san.

Gerçi Ay, on elle yüzünü yıkamada;
Fakat o yüze kul-köle olmak (Sevgiyle, dostlukla kararla bağlanıp hizmet etmek) haddi (Seviyesi, yeteneği) mi onun?

Gerçi âşık olmak, aşk, işlerin en iyisi amma, bil ki bizim sevgilimizin (Tebrizli Tanrı Şems’inin) yüzü yoksa haramdır (İstenilen, beklenilen yarar ve rahat elde edilemez).

Aşkın canına and olsun, iki can karışıp birleşmedikçe sevenle sevilenin arasında ayrılık vardır, buluşmanın bir düzeni yoktur.

Tanrı lûtfunun şarabına (İnsana Allah’ı sevdiren, Allah nuru koyan nimetinde) bir uç, bir son yoktur;
Sınırlı görünüyorsa bu, kadehin kusurudur (Hakikati göstermede eksiklik-noksanlıktandır).

Ay ışığı eve, pencere ne kadarsa o kadar vurur, ışığı, doğuyla batıyı tutsa gene de bu, böyledir.
                             *
Neler öğrendik;
1.    Sevdiğimiz yanımızda olmayınca neşenin, heyecanın, zevkin olmayacağını öğrendik.
2.    Can şekilsiz olsa da âşıkların ona şekil vererek görünür kıldığını öğrendik.
3.    Sevenle sevilenin canı bir olmadıkça aşkın kuru bir söz olacağını öğrendik.
4.    Dünyanın nimetlerine dalanın Allah’ın nimetlerini yok sayacağını öğrendik.
5.    Tanrıyı sevmek, bağlanmak, dostluk ve hizmet etmenin sınırı olmadığını, fakat her kişiye izin verilmediğini öğrendik.
                              *                                 
İşte böyle yaren;
Hazreti Mevlana’nın karanlıkta kalanlara, yolunu göremeyenlere Şems Hazretlerinden aldığı ışığı her yöne yansıttığını, kim ne kadar ihtiyaç duyup gönül penceresini açarsa ışığın o kadar içeri girebileceğini öğrendik, anladık.
                               *                                                          

RAVLİ

Popüler Yayınlar