(Mevlana
Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ini anlatıyor)
1350-
Gene onun (Ulu kişinin) sayısız lütuflarına nail
olursam (İyiliklerini görürsem) binlerce
abıhayat (Ölümsüzlük) kaynağı elime düşer,
sayıma girer.
Altın
gibi sararmış yüzüme sordum;
Ne
vakte dek dedim, böyle altın haline geleceksin;
Canım,
şu sararıp solmandan (Korku-kuşku yüzünden parlaklık ve
diriliği yitirmen yüzünden) gene
feryatlar etmede (Yüksek sesle bağırıp çağırmada).
Altın
gibi ayarı tam bir sözle cevap verdi de dedi ki;
Ayarı
tam gömüş (Beyaz
renkli) bedenli güzelim, tekrar gelinceye dek hep böyle altın gibi
sapsarıyım ben.
Ona
dedim ki:
O
candan ayrıldıktan sonra nasıl oldu da diri kaldın, o güzel yüzlü tekrar
gelince ne özür getireceksin ona?
Ben
onu-bunu bilmiyorum, ancak şunu biliyorum:
Ah o Tabriz, ah…
Ah o Tabriz, ah…
Ateşinden
gene gönlümden, sakının, sakının sesleri geliyor.
*
Yeniden
işrete başlayayım (Mutluluktan kendimden geçeyim);
Çünkü
ayağım defineye girdi;
O
dayanılan, o güvenilen güzelin yüzünden bütün arkalar yüz-göz kesildi.
Artık
gönül, tekrar döner, gelir diye ümide kapılıp oturmayayım;
Aşk
mahallesine giden gönül, nerden geri gelecek?
Aşkın
yanından ateş gibi memurlar geliyor bana;
Aşkın
yanına kaçayım, çünkü bütün fitneler zaten ondan meydana geldi.
Şarabından
(Verdiğin mutluluktan) başımda ne göz kaldı, ne
gözde uyku;
Yoksa
başım, o arı-duru şarabı (Her şeyden arınmış temiz
Allah sevgisi, Allah nuru) sunup duran sakisinin (Sunan kişinin) eline mi düştü, şarap dolu bir kabak mı
(Daha da fazlasını sunan mı) kesildi yoksa?
Aşk
sofrasına geçtim oturdum, tuzunu-ekmeğini tattım;
Aşk,
boğaz kesildi bana, kendimi bir lokma ettim yuttum (Ben
ve benliği aşk yolunda yok ettim).
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretleri Allah’ın ululuk verdiği kişi olan Tebrizli Tanrı Şems’inden sayısız iyilik
gördüğünü ölümsüzlüğün kaynaklarını eline geçirdiğini öğrendik.
2.
Allah’ın ululuk
verdiği kişiyi görenlerin tekrar görmek arzusuyla yanıp-tutuştuklarını
öğrendik.
3.
Ulu kimseyim
tanımakla, onu sevip bağlanmakla, onunla dost olmaktan dolayı aşkı
öğrendiğimizi, isteklerimizin aşkın olduğu yere gittiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Aşkın tadını-lezzetini tanıyanın, inanıp aldanıp
kananın aşkı içselleştireceğini, ben ve ben merkezli davranışlardan kurtulup
aşk insanı olacağımızı Hazreti Mevlana’dan öğrendik, anladık.
*
RAVLİ