(Mevlana
Hazretleri Aşkı anlatıyor)
1430-
Tatlı nar tanesi bin olmuş, bir olmuş;
Sıkılınca
bir olur ya, artık ne manası var saymanın, ne değeri kalır sayının?
Humâr’la
(Mahmurlukla) hamr (Şarap),
birdir amma aradaki elif (â) bir sayılmalarına mani (Engel);
Elif
ortadan kalkarsa bir gör de bak, humar neler olur, neler.
Aşk,
öpmek, kucaklamak hevesine düşerse a benim canım efendim, kimde karar kalır,
kimde?
Padişah
avlanmaya çıktı mı güler av yeri;
Fakat
padişah av olunca ne dersin artık?
Gönlüm
o çeşit mahmur gözlerin sarhoşu olunca mahmurluğumu bin sağrak (Büyük kadeh) şarap bile sökmez.
Ölüp
toprak olduğum, toprağım da zerre-zerre dağılıp gittiği zaman her zerrem, gene
o sevgiliye âşıktır.
Yelden
bir toz koptu mu hangi tozdan bir hay-huy işitirsen bil ki o tozda bir zerrem
vardır benim.
Ah
da senin Ay yüzünden utanıyor amma gönlüm yatıştı, ah etmiyor da utanıyorum
doğrusu ondan.
Zamanede
sabretmekten daha iyi bir şey yok;
Fakat
sabretmek değil, sana sabretmek, pek büyük bir utançtır.
Ey
bir kârın peşine düşüp de ayağı, varlığına bata kalmış kişi, sen varlığından
çıkmadıkça, varlığın ortadan kalkmadıkça ne kâr elde edebilirsin ki?
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Her şeyin aslında
bir olduğunu, sayları çok olanları gördüğümüz zaman özlerinin bir olduğunu nar,
badem örneğinden öğrendik.
2.
Âşıklıkta her
zerremizin aynı şekilde aşık olacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Aşkın zara-kâr etmek olmadığını, kişinin kendini
sevdikçe, kendinde var olanlara güvendikçe, ben ve ben merkezli davrandıkça
aşktan payımıza düşen güzelliğe ulaşamayacağımızı öğrendik, anladık.
*
RAVLİ