5 Aralık 2016 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 1160 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ini anlatıyor)
1160- Seher çağı belirdi, gün, yüzüne düzgün (Fondöten) sürüyor;
Gün Vis’i (Râmin adlı horasanlı şehzadenin âşık olduğu güzel) , yüzüne (Düzgünlüğe ve pürüzsüzlüğe) beziyor.

Ben, gönül gününe kulum-köleyim, onun (Şems Hazretlerinin) yüzü, yüzyıla bedel;
Onun güzelim yüzünün düzgüne (Cildi pürüzsüz göstermesi, renk vermesi için yarı sıvı, yarı boyalı kreme) ihtiyacı yok.

Şu gönlün yüzündeki aklık, nurlar verir, yüz aklıkları bağışlar her yana;
Gök kubbenin tasıyla (Ölçüsüyle) da ot ölçülüp saman dağıtılmaz ya.

Gece, gözlere inen kara suya satmıştır düzgünü;
Dünya denilen kocakarının (Boyayla güzelleşen) yüzü, seyret de bak, kime layık (Uygun, yaraşır).

Şu düzenbaz (Hileci), şu riyakar (İki yüzlü) kocakarıyı (Boya sürmeden çirkin, boya sürünce güzel olan) binlerce defa boşa;
Kocakarının nefesi, gençliğini yıpratır, pörsür (Gevşeyip sarkar) gidersin.

Sen şeytan olmadan (Şeytanın huyunu iyice öğrenmeden)  sür şeytanı yanından (Şeytandan uzaklaş); yoksa yakında ne olacağını görürsün, ben susuyorum işte.

Biz mahmurlaştık (Sersemleştik), uykulara dalmıştık, can sakisi (İnsan canına Allah’ı sevdiren Allah nuru saçan) gelip çattı, aldı eline altın kadehi, aştı testinin ağzını.

Gelin, can şarabı geldi;
Haydin, koca sağrak (Kadeh) geldi;
Şu sabah çağında mahmurlara (Sersemleşmiş aşıklara, Allah yolunda gidenlere mutluluğu, sevinci) sundukça sunacak artık.

Ne de kutlu sabah, ne de yüce sabah şarabı;
Padişahtan şarap kadehini sunmak, bizden de ona karşı rüku etmek (Belden eğilmek), secdelere (Yerlere) kapanmak.

Şarap arı-duru, padişah arkadaşımız, devlet yâr olmuş bize;
Artık bu arada neler var, neler oluyor, söyleyemem de söyleyemem.
                             *
Neler öğrendik;
1.    Dünyanın ihtiyarlamış bir güzel gibi ancak boyalarla kendini sevdirdiğini, kendine bağladığını öğrendik.
2.    Çeşitli oyunlarla, göz boyamalarla kendine bağlayanlardan uzak durmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Güzelliği Allah tarafından verilmiş, çirkin olsa bile nurla yüz dolu kişiyi sevmemiz, bağlanmamız, onun bize vereceği sevinç ve mutluluğu almaya hazır olmamız gerektiğini öğrendik.
                              *                                      
İşte böyle yaren;
Allah dostları büyüklerimiz bizi önce adeta içki içmeden sarhoş ederek kendimizden geçirdikten sonra bize Allah’ın hazinesinden getirdiklerini verdiklerini, verdiklerini başkaları görmesin diye gizleyip perdelediklerini, eğer uygunluktan olgunluğa geçmemiş isek bize de kolayca anlamayacağımız sevinç ve güzellikler verdiğini öğrendik, anladık.
                              *

RAVLİ

Popüler Yayınlar