(Mevlana
Hazretleri Aşkı anlatıyor)
1420-
Sevgili, bir ancağız (Çok kısa bir zaman) beni
okşarsa ne olur ki?
Şu
ağaç, o bahar yüzünden gülerse ne çıkar ki?
Sevgilinin
hayali yanıma gelir, nasılsın diye hatırımı sorarsa, şu arık (Zayıf-cılız) beden, yeniden yaşayışa kavuşur, yeni bir
can bulursa ne olur ki?
Onun
yaralı avıyız biz;
Ne
olur büyücü bakış oklarını atsa, ne çıkar sevgiyle gel a av diye çağırsa?
Aşkının
kararsızlığından su üstündeki kâseye döndüm;
Ne
çıkar testi gibi ben de sevgilinin dudaklarına kavuşsam?
Toprağın
kucağı, gözyaşlarımdan lâ’llerle (Kıymetli kırmızı
taşlarla), incilerle doldu;
Ne
olur sevgilide bir kerecik vuslat (Kavuşma) isteğiyle
kollarını açsa, bağrına bassa beni?
Dedi
ki:
Şikâyetin
ne?
Bin
keredir açıyorum kollarımı;
Doğru,
fakat can balığı denizin bin kere kucaklaması da nedir, bir şey mi bu yani;
Doyar
mı suya balık?
Erlerin
katarına (Gittiği yola, hedefe) bağlandığım akıl
yularını kopardım gitti (Akıllı davranmaktan vazgeçtim);
Onun
sarhoş devesine bir yular da nedir ki?
Yularımı
(Bir yere çekerek gitmekten) kopardıysam, yükümü
sırtımdan attıysam ne olur;
Şu
katardan tut ki bir deve eksilmiş, ne çıkar bundan?
Gönlüm,
öfkeyle bakıyor, yeter, kısa kes şu sözü diyor;
Binlerce
nükteden (İnce anlamlı, düşündürücü sözlerden)
bir taneciği sıçrar, çıkarsa ne olurmuş yani?
Gönülle
aşk, Ahmed’le (Peygamber) Abû-Bekr (Ebu-Bekir)
gibi mağara dostu;
İki
mağara dostunun adları iki, canları bir olursa ne çıkar bundan?
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Mağara-dost:
Hz. Muhammet, Mekke’den Medine’ye göç ederken AbÛ-Bekr’le beraber
bir mağaraya sığınmıştı.
Kur’an-da Tevbe suresi 40. Ayetinde “ Siz ona yardım etmezseniz
hatırlayın o zamanı ki kâfirler, onu yurdundan çıkardıkları zaman yardım
etmişti ona.
O, iki kişinin ikincisiydi ancak ve hani ikisi de mağaradaydılar,
arkadaşına, mahzun olma demişti, şüphe yok ki Allah bizimle beraberdir.
Şüphe yok ki Allah, ona manevi bir kuvvet ve huzur vermişti ve onu,
sizin görmediğiniz ordularla kuvvetlendirilmiş ve kâfir olanların sözlerini
alçaltmıştı, Allah’ın sözüyse zaten yüceydi ve Allah, her şeye üstündür, hüküm
ve hikmet sahibidir” denmekte, bu olay anlatılmaktadır.
Ayetteki “Arkadaş” Abû-Bekr’dir.
Neler
öğrendik;
1.
Aşığın âşık
olduğuna kavuşmak için çabaladığını öğrendik.
2.
Âşık olunanın;
âşık olduğunu tamamen kapladığından âşık olanın aşk denizinden çıkıp tekrar sevdiğini
araması gerektiğini öğrendik.
3.
Hazreti Mevlana
ile Tebrizli Tanrı Şems’in birbirine olan aşklarının iki ismi bir ettiğini,
canlarının bir olduğunu, ölüm tehlikesinde bile dostluğun kopmadığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Birbirini seven, birbirine sevgiyle bağlanmış, sevgili
olmuş, dostluğunu ölüm tehlikesi olmasına rağmen devam etmiş, Allah’ın
korumasına kendini bırakmış iki ismin bir can olduğu dostluğun örneğini gördük,
anladık.
*
RAVLİ