18 Aralık 2016 Pazar

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 1420 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Aşkı anlatıyor)
1420- Sevgili, bir ancağız (Çok kısa bir zaman) beni okşarsa ne olur ki?
Şu ağaç, o bahar yüzünden gülerse ne çıkar ki?

Sevgilinin hayali yanıma gelir, nasılsın diye hatırımı sorarsa, şu arık (Zayıf-cılız) beden, yeniden yaşayışa kavuşur, yeni bir can bulursa ne olur ki?

Onun yaralı avıyız biz;
Ne olur büyücü bakış oklarını atsa, ne çıkar sevgiyle gel a av diye çağırsa?

Aşkının kararsızlığından su üstündeki kâseye döndüm;
Ne çıkar testi gibi ben de sevgilinin dudaklarına kavuşsam?

Toprağın kucağı, gözyaşlarımdan lâ’llerle (Kıymetli kırmızı taşlarla), incilerle doldu;
Ne olur sevgilide bir kerecik vuslat (Kavuşma) isteğiyle kollarını açsa, bağrına bassa beni?

Dedi ki:
Şikâyetin ne?
Bin keredir açıyorum kollarımı;
Doğru, fakat can balığı denizin bin kere kucaklaması da nedir, bir şey mi bu yani;
Doyar mı suya balık?

Erlerin katarına (Gittiği yola, hedefe) bağlandığım akıl yularını kopardım gitti (Akıllı davranmaktan vazgeçtim);
Onun sarhoş devesine bir yular da nedir ki?

Yularımı (Bir yere çekerek gitmekten) kopardıysam, yükümü sırtımdan attıysam ne olur;
Şu katardan tut ki bir deve eksilmiş, ne çıkar bundan?

Gönlüm, öfkeyle bakıyor, yeter, kısa kes şu sözü diyor;
Binlerce nükteden (İnce anlamlı, düşündürücü sözlerden) bir taneciği sıçrar, çıkarsa ne olurmuş yani?

Gönülle aşk, Ahmed’le (Peygamber) Abû-Bekr  (Ebu-Bekir) gibi mağara dostu;
İki mağara dostunun adları iki, canları bir olursa ne çıkar bundan?
                         ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Mağara-dost:
Hz. Muhammet, Mekke’den Medine’ye göç ederken AbÛ-Bekr’le beraber bir mağaraya sığınmıştı.
Kur’an-da Tevbe suresi 40. Ayetinde “ Siz ona yardım etmezseniz hatırlayın o zamanı ki kâfirler, onu yurdundan çıkardıkları zaman yardım etmişti ona.
O, iki kişinin ikincisiydi ancak ve hani ikisi de mağaradaydılar, arkadaşına, mahzun olma demişti, şüphe yok ki Allah bizimle beraberdir.
Şüphe yok ki Allah, ona manevi bir kuvvet ve huzur vermişti ve onu, sizin görmediğiniz ordularla kuvvetlendirilmiş ve kâfir olanların sözlerini alçaltmıştı, Allah’ın sözüyse zaten yüceydi ve Allah, her şeye üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir” denmekte, bu olay anlatılmaktadır.
Ayetteki “Arkadaş” Abû-Bekr’dir.
Neler öğrendik;
1.    Aşığın âşık olduğuna kavuşmak için çabaladığını öğrendik.
2.    Âşık olunanın; âşık olduğunu tamamen kapladığından âşık olanın aşk denizinden çıkıp tekrar sevdiğini araması gerektiğini öğrendik.
3.    Hazreti Mevlana ile Tebrizli Tanrı Şems’in birbirine olan aşklarının iki ismi bir ettiğini, canlarının bir olduğunu, ölüm tehlikesinde bile dostluğun kopmadığını öğrendik.
                              *                                 
İşte böyle yaren;
Birbirini seven, birbirine sevgiyle bağlanmış, sevgili olmuş, dostluğunu ölüm tehlikesi olmasına rağmen devam etmiş, Allah’ın korumasına kendini bırakmış iki ismin bir can olduğu dostluğun örneğini gördük, anladık.
                               *                                                          

RAVLİ

Popüler Yayınlar