(Mevlana
Hazretleri Mekânsızlık âlemini anlatıyor)
Daha iyi anlamak için MEVLANA VE LÂMEKÂN (MEKÂNSIZLIK) bloğumuzdan
okumalısın.
1560-
Adeta (Kişi uykuda iken) dersin ki can, hep orda
(Mekânsızlık âleminde) oturmuş;
Ne
bunu hatırlar, ne derdi-elemi (Üzüntüleri-problemleri)
artar.
Burada
üstüne titrediği malın-mülkün derdinden kurtulur, gönlüne bile gelmez onlar,
gamı da kalmaz, kederi de.
Hangi
dudak var ki o dudaktan can kokusu gelmez?
Hangi
gönül var ki o gönülde, onun bir eseri olmasın?
O
tanınmış sofradan nevâle (Yiyecek-içecek)
gelmiyorsa her zerre, deve gibi ne çiğneyip duruyor?
O
tenceredeki kalyanın (Sadeyağ ile pişirilen bir tür
kabak veya patlıcan yemeğinin) kokusunu almıyorlarsa şu tabiat
köpekleri, sağda-solda neyi kokluyorlar ki?
Gayb
(Görünmeyen) âleminden gönüllere bir mızraktır,
gelmiyorsa aslanların pençeleri bile neden gül yaprağı gibi titriyor?
Canlarına,
çobanın heybeti, çobanın sesi gelmiyor da ne diye binlerce kurtla kuzu, bir
arada otlayıp duruyor?
Kulaklara
değil de, canlara yüzlerce nâra (Haykırma, bağırma)
sesi geliyor;
Aklını
başına devşir de (Akılsızca davranışlarda bulunma,
dikkatini toplayarak) dinle;
Öyle
mi değil mi, bir bak.
O
âlemden her an bir yardım gelmese şu köhne dünyada canın, her an ne diye
gelişip duruyor?
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mekânsızlık
âlemine uykuda, ibadet ederken, sema ederken gidildiğini, dünyaya ait
isteklerden sıyrıldığımız zaman gidebileceğimizi öğrendik.
2.
Mekânsızlık âlemine
gidince canımıza ses gelerek haberler verdiğini, uyarılarda bulunduğunu, dikkat
etmemiz ve yapmamız her ne varsa söylendiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Dünya isteklerinden ve bağlarından kendimizi kurtarıp
sadece Allah’a muhtaç olduğum zaman mekânsızlık âleminden haberler
alabileceğimizi öğrendik, anladık.
(Daha ilerisi ilmi ledündür,
merak edenleri RAVLİ İLMİ LEDÜN yazarak blogdan arayıp büyüklerimizden
öğrenmeliler)
*
RAVLİ