4 Aralık 2016 Pazar

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 1150 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ini anlatıyor)
1150- Aşkı yol vurunca hepimiz soyunduk, çırılçıplak olduk (Toplumun üstümüze giydirdiği değerlerini üstümüzden attık);
O atlı dilber gelip görününce hepimiz yaya kaldık (Değerli olan kişi kendini gösterince diğerleri aşağısında yerimizi aldık).

O dilber bir parçacık-bir parçacık lütfa (Karşılıksız iyiliğe) başladı mı lütfunu uman (İyilik yapmasını isteyen, bekleyen kişinin) kanlarla dolmuş gönül (Üzüntülerle dolu gönlü), o ümitle (Olmasını beklemeyle) paramparça kesildi (Darmadağın oldu).

Dilini kes (Sus) de bu tapıda (Bu özel alanda, yerde) baştan ayağa kulak kesil (Dinleyici ol);
Tez ol, çünkü kulağa takılmak için küpe de geldi işte.

Bundan böyle bahçede bülbül, hep bizden bahseder, bizim havamızla şakır (Hiçbir şey saklamadan), çiler (Güzel sesle, neşeyle), şekerler (Tatlılıkla) döken (Ortaya serpen) , cana canlar katan aşkı anlatır.

Sevgilimizin yüzünün, renginden haberi bile varsa ne diye lalelikten bahsetsin, ne diye nesrinden, gülden söz açsın?

Yok, eğer kıskançlık yüzünden, sevgiliyi gizleyeyim, kimse duymasın diye söylüyorsa o vakit de gözden, gözpınarlarından bahsetmez de derenin ayağından söz açar.

Azar-azar, yavaş-yavaş zerre (Büyür) dağ kesilir;
Dağ da ne kadar sarp olursa olsun, üstünden yol aştıkça yok olur gider.

Önünde yüzlerce kafdağının zerre kesildiği dağa gelince (Görünüşte küçük fakat çok değerli büyük olanın durumuna gelince);
Sevgili, ona gel dedi mi yola, düşer de koşa-koşa huzuruna varır.

Dağın kulağı, onun o kutlu, gel sesini duyunca başını ayak eder dağ da evet, geliyorum sözünü iki kere söyler.

Bunu, devlet, ikbal bahçene and içerek söylüyorum;
Hani o devlet bahçesi (İmkanların sağlandığı yer), o ikbal bağı (Yüksek makama ulaşmadır) ki orada sarhoşluk bile, bülbül, seni övsün diye gül gibi susup kalmıştır.
                             *
Neler öğrendik;
1. Görünüşte küçük olan Allah dostunun ok değerli ve sevilen olduğunu, görünüşte büyük ve güzel olanların cansız bile olsalar onun karşısında küçücük olduklarını görerek saygı gösterdiklerini öğrendik.
                              *                            
İşte böyle yaren;
Aşktan aşık olanın aşkı yaşayanın bahsedeceğini, aşık olmayanın aşkın güzelliğine girmeden tabiatın güzelliklerini anlatacağını öğrendik, anladık.
                              *

RAVLİ

Popüler Yayınlar