(Mevlana
Hazretleri Tanrı şarabının tesirini anlatıyor)
1670.
Aşk şarabını içelim, esrik (Sarhoş) deve gibi
katara katılalım, aşk yükünü çekelim.
Fakat
sana akıl-fikir isteği veren sarhoşluğa dalmayalım, canı, aklı uyandıran
sarhoşluğa dalalım.
Dalalım
Tanrı’dan başka ne varsa hepsini kusturan sarhoşluğa;
Çünkü
zaten Tanrı’dan başka ne varsa baş ağrısından ibarettir, sersemlikten ibaret.
Nerde
tertemiz şarap, nerde üzümden yapılan şarap?
Tertemiz
şarap yaşayıştır, öbürüsüyse pislik.
Üzüm
şarabı, bir an domuzlaştırmaz (Ham, aksi, ters, inatçı,
hınzır kimse), bir an maymunlaştırmaz (Taklitçi,
çirkin, gülünç yapmaz) mı seni?
O
kızıl suyla işin sonunda yüzün kızarır gider.
***Gönüldür Tanrı şarabının küpü, aç o küpün ağzını;
İşi-gücü
kötü tabiat, balçıkla örtmüştür o küpün ağzını.
Küpün
(Kapalı tuttuğun gönlünün) ağzındaki balçığı bir
müddetçik söküp atsan küpten binlerce eserlerin kokusu yayılmaya başlar.
O
eserleri şöylece bir saymaya kalkışsam soru-cevap gününe (Kabir’e konana kadar) dek sayarım da gene tüketemem.
Sayıya
sığmaz, aciziz (Güçsüz veya beceriksiziz)
mademki, susalım;
Susma
zamanı geldi mademki, can kadehini sun bize.
Tebrizli
Şems’e âşık olanların meclisine (Topluluğuna)
gir;
Çünkü
güneş bile o Şems’ten ışıklanmada, nurlanmada.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Hak şarabını
içerek bu aşkın getirdiği zorlukları kolayca taşımamız, Allah’tan başka
içimizde, düşüncemizde, isteğimizde her ne varsa vücudumuzdan atmamız
gerektiğini öğrendik.
2.
Tanrı şarabı ile
üzüm şarabının aynı olmadığını, üzüm şarabının pis işler yaptırdığını öğrendik.
3.
Gönlümüzü kötü
kişiliğimizin kapattığını, kötü kişilikten vazgeçmeye başladığımız zaman Allah
ve Allah dostlarının güzelliklerini bize tanıtmaya başladıklarını, isteklilere
nerede toplandıklarını gül kokusuyla gül bahçesinin yolunu gösterdiklerini
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Tebrizli Tanrı Şems’ini iyi tanımamız ve onu sevenler,
saygı gösterenler topluluğuna nurlanmak, aydınlanmak için girmemiz, sevmemiz,
yakın olmamız gerektiğini Hazreti Mevlana’dan öğrendik, anladık.
*
RAVLİ