29 Aralık 2016 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 1650 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ine âşık olmayı anlatıyor)

1650. Gel-gel, gönlümde gizli sırlar var;
Lâ’l renkli şarabı döndür, sun herkese, bir perde (Korku, utanma, gizlilik oluşturan hiçbir şey) bile bırakma arada.

Beni sarhoş ettin mi seyret artık, av alanında aslan avlayan, nasıl olurmuş (Cesurluğumu gör).

Kutlu olsun, Tanrı kem gözden (Baktığı kimseye zarar veren gözden) saklasın, meclis, kadehin kokusuyla, sevgilinin yüzünün nuruyla doldu mu (Dolduğu zaman).

Binlerce sarhoş, canlarını tabaklara koymuşlar da, şunu al, şarabı sun diye o mumun (Işık, nur saçanın) çevresinde pervaneler gibi dönüp dolaşıyor.

Güzel sesli çalgıcıların nağmelerinden, seslerinden, sarhoşların naralarından şarap ile sarhoşun damarlarında yolunu yitirir, akışını şaşırır gider.

Mağara gençlerini gör, şarap içtiler de mağarada tam üç yüz dokuz yıl harap bir halde (Mağarada) yata-kaldılar hani (Kehf suresi 25).

Ne şaraptı o şarap ki Musa, büyücülere saçtı da sarhoş oldular, kendilerinden geçtiler, ellerini, ayaklarını verdiler (Tâ hâ suresi 56-76).

Mısır’daki kadınlar, Yusuf’un yüzünü gördüler de kınalı parmaklarını şerha-şerha doğradılar (Yusuf suresi 30-31).

Kutluluk sakisi (İnsan ruhuna Allah sevgisi, Allah nuru saçan, kutluluk veren), Circis’in (Kavmi tarafından defalarca öldürmüş yine defalarca dirilmiş peygamber) başına o şarabı döktü de o, kâfirlerin ateşinden ne korktu, ne gam yedi.

Bin kere öldürdüler onu, hatta daha da fazla;
Oysa sarhoşum diyordu, ne birden haberim var ne binden.
                         ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1. Tanrı şarabından içenin korkusunun kalmayacağını, onun yok olmak diye bir derdi olmadığını, düşmanının üstüne hiç korku duymadan gideceğini, çünkü ölümsüzlük şerbetini-şarabını içmiş olduğunu Hazreti Mevlana’dan öğrendik.
                              *                                 
İşte böyle yaren;
Allah dostu olanların Allah’a âşık olup Allah’ta kendilerini yok edip Allah’la var olmayı sevdiklerini ve böyle yaşamak istedikleri için davranışlarının kendilerinin tercihi olmadığını öğrendik, anladık.
                               *                                                          

RAVLİ

Popüler Yayınlar