8 Haziran 2012 Cuma

ŞEMS-İ TEBRİZİ VE GÖREREK SARHOŞ OLMAK

Şems Hazretlerinin bir sohbette söyledikleri:

MISRA:
Her şarap içen er geç sarhoş olur

Şarabını küp içinde saklarsa mizacı daha kuvvetli olur.
Bu sözü anlayabildinse, telaşa düşersin, mahvolursun.

Çünkü beni görürsün.
Ben de Mevlana’yı görürüm.

Öyle bir hale gelirsin ki Mevlana’yı görünce:
“ Ne mutlu beni görene” dersin.

Ben de belki yüz kere söylemişimdir.
Bende Mevlana’yı görebilecek kuvvet yoktur.
Mevlana da benim için böyle söyler.

Ama bana göre dostluk, Mevlana’yı gördükten nefsini öldürmektir.
Ta ki onu bir daha bulamadık, öldü desinler.

(Açıklama:
Mevlana Hazretlerini ve Şems Hazretlerini tanıdıkça sözlerini içselleştirdikçe insan bir sarhoşluk içine girer, bu sarhoşlukta kendimizin artık bir değeri kalmaz.

Artık adımız aynı kalmasına rağmen duyuş, düşünüş ve tanımlamalarımız onların gözleriyle gördüğü ve söylediği gibi olur.
Yani onların tanımları ile ifade eder duruma gelirsin.

Önce sarhoşlukla başlayan bu gidiş artık kendimize özel hiçbir şeyin kalmamasına kadar gider, bizim için o eski tanıdığımız kişi ölmüş; konuşan, yürüyen sanki başka bir kişi diyene kadar gider)

Bu gün şu dostlar toplantısını bir ganimet, kutlu bir fırsat sayın.
Nasıl ki, o (Delikanlı):
“ Ben istiyorum ki eşeğe bineyim, öküzü önüme katayım, bağ tarafına gideyim” demişti.

(Hikâyenin tamamı:

Bana dedi ki:
“ Sen o nazenin değilsin.
İlim vardır, ilimde çeşitli değişikler vardır.
Bu çok zor fakat açık bir meseledir.

Açıklıkta da değişiklikler vardır.
Her ne kadar burada da o parlaklık ve açıklık varsa da, bu açıklıktaki değişikliler de geçer, tekrar meydana gelir.

İnsan gittikçe Mutmaine yani hakikate inanmış ve kanmış bir hale gelir.
Bundan sonra da erginlikten, devamlı bir iman ve vicdan huzurundan sende bir eser kalır.
Artık hakikate erdin demektir.

“ Açıklama:
İlmin her basamağında bir güzellik bulursun ve arayışa devam edersin.
Daha güzelini bulunca yine devam edersin.

Her basamakta sende kalan bir güzellik olur.
Kalanlar çoğaldıkça ve daha güzeline eriştikçe şüphelerden arınır, eminlikten oluşan bir huzur oluşur.

Bu duruma geldiğimizde Mutmaine yani hakikate kanmış oluruz.
Arayışın burada bitmez.

Sen güzelliği sevdiğin için başka bir güzellik beni tanı diye kokusunu sana göndererek davet eder, tanır sever, içselleştirirsin ve başka bir güzellik de aynısını yapar ki güzellikler içinde sarhoş olursun.
İçselleştirdiğin her güzellik te sende kokmaya başlar.)

Ulu Tanrı’nın Fecr suresinde Mutmaine olan nefse hitap ile:
Ey kanmış ve inanmış olan nefis! Kullarım arasına gir!”

Dedikten sonra bu iltifatını daha da kuvvetlendirerek:
“ Cennetime gir! Buyurmasına belki lüzum yoktu diye düşünenler olabilir.

Yani hakikatte ant içilmesi gereken Nefsi Levvame yani kendi kendini kınayan nefistir.
Mutmaine olan nefis değildir.

Ancak Mutmaine, Levvameden daha aziz ve değerli olduğu için yalnız ona ant içilmiştir.
Nasıl ki, Tanrı bütün melekleri huzurunda topladı.

Onlar için bu emirden baş çevirmek mümkün değildi.
Bizim de herhangi birinin gönlüne koyduğumuz ilhamı Tanrı koymuştur.

Onu, o gönülde yaratan ancak Tanrı’dır.
Başkaları nasıl o kulun Tanrı’sı olabilir?

Meğerki iblis olsun?
(Tanrı emirlerini İblis kabul etmez, itaat etmez)

                  ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
                    ***
Neler öğrendik:
1.    Mevlana Hazretlerinin ile ve Şems Hazretlerin anlatımları ile insanın farklı bir lezzet aldığını, bu lezzetten oluşan sevincin bizde bir sarhoşluk etkisi verdiğini öğrendik.
2.    Onların ağzından çıkmış, Tanrı ve Peygamber kaynaklı sözlerin kutsallığı, nurunun ışığı yüklenmiş olan kelimeler farkında olsak da olmasak da bizim içimizde mayalanmaya neden olduğunu öğrendik.
3.    Aklın düşünce yoluyla ulaşamadığı gerçeklere inanç yolundan ulaşılması, hakikate kolayca varılması için ilham yolunu açtığını, tüm zamanlarda geçerli olmasının verdiği şaşkınlık, sevinç ve hayretin bizi bizden aldığını sarhoş ettiğini öğrendik.
4.    Bizim bu halimizi gören yakınlarımızın mahvolduğumuzu sanarak bu yoldan dönmemizi istediklerini, yine eskisi gibi olmamızı istediklerini ve buna zorladıklarını öğrendik.
5.    Henüz ayıklık başlamadığından iç âlemimizde oluşan sarhoşluğun hoş ve güzel olduğunu kelimelerle anlatamayacağımız için bizi mahvolmuş sanacaklarından çevremiz telaşa düşeceğini ve bizi düşüreceğini öğrendik.
6.    Bu nedenlerle bir zaman içimizdeki bu mayalanmadan olan kaynamayı başkaları ile paylaşmamamız, gereksiz engellemelerden ve eleştirilerden kurtulmamız gerektiğini öğrendik.
7.    Sarhoşluk başladığı zaman isteğimiz çoğalır, hırsımız artar kendimizi kontrol edemez duruma geleceğimiz için tüm bu gelişmeleri içimizde saklamamız gerektiğini öğrendik.
8.    Kendimizi yakın çevremizden bir müddet uzaklaşmanın faydalı olacağını öğrendik.

İşte böyle yaren,

Mutmain olmak böyle olunur.
Gönlümüze konan ilhamı Tanrı koymuştur ama Mevlana Hazretlerinin, Şems hazretlerinin sözleriyle konmuş ve yer etmiştir.

Bu hazretlerin sevgisini gönlümüze Tanrı koymuş ve bize sevdirmiştir.
İnşallah bu büyüklerimiz de bizi sever, sevgileri devam eder.

Tanrı bir kulunu sevdiği zaman veli kullarının terbiyesine havale ederek huzuruna alacak edebin öğretilmesi ile hazırlandığını, sonra Peygamber efendimize havale edildiğini, böylece huzuruna almak için hazırlandığımızı hatırlayalım.

Bu sözleri okurken bir hazinenin içinde olduğunun farkına varmalısın.
Çalışmaksızın elde ettiğin bu kazanca sahip çıkmalısın.
                                    *
RAVLİ

Popüler Yayınlar