2 Haziran 2012 Cumartesi

ŞEMS-İ TEBRİZİ VE DÖRT BÜYÜK GÜNAH

Şems Hazretlerinin bir sohbette söyledikleri:

Mevcut olmayanı anmak gıybet etmek demektir.
Hazırda olanı anmak da yabancılıktır.

Şimdi zikreden, Allah’ı anan kimse, bu halin dışında değildir.
Ya hazırdır, ya gaiptir.

Eğer gaip ise onu anan kimse gıybet etmiş olur, hazır ise ona yabancılık karıştırır.
Nasıl ki, sultanın önünde oturan kimse, sultan şöyle buyurdu veya sultan şöyle yaptı, diye bilir.

Ama gıybet ederse büyük günahlardandır.
Yani gıybet, çirkinliği dolayısıyla başka günahlardan ayrı sayılan dört büyük günahtan biridir.

Sözü geçen dört büyük günahın başında gıybet gelir.
İkincisi bühtan (İftira),
Üçüncüsü kan gütme yani adam öldürme,
Dördüncüsü de zulüm’dür.

Bunları düşman taraf helal etmedikçe azaptan kurtulma çaresi yoktur.

Padişahın gizli sırlar söylediği kimseye bu iltifat cismin gıdası sayılır.
Ruh da, bizim nasibimiz henüz erişmedi, diye bekler.

Bu bizim nasibimiz değildir, bu bizi bırakmaz, boğazımızdan yakalar.
Biz nereye gidelim, nasıl kurtulalım?

Bir ayranın içine düşmüşüz ama öyle bir ayran ki, ucu bucağı yok.
Bir kâse içinde değil ki bir kenarı olsun.

Ayrandan kurtulur, yine düşer, “ O, baldır” der.
Her ne kadar kurtulmak için kanat çırparsa da o kadar derine gider.

                  ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
                 ***
Neler öğrendik:
1.    Orada hazır bulunmayan hakkında konuşmanın gıybet olduğunu öğrendik.
2.    Orada hazır olan varken onun adından bahsederek konuşmanın da yabancılık olduğunu, yani orada veli varken veliliği anlatması gibi.
3.     Ya hazırdır”: Halktan ve kendisinden gaip ( Kayıp) olan kişi Hakk ile hazır olur, yani Hakk’ın huzurunda bulunur.
4.     Ya gaip” Hakk’tan gaip olan da halk ile ve kendi nefsanî duyguları ile baş başa bulunur.
5.    Ya Hakkın huzurunda bulunacağımızı ya da halk ile kendi nefsimizde bulanabileceğimizi ikisinin bir arada olmayacağını öğrendik.
6.    Sözü geçen dört büyük günahın başında gıybet gelir. İkincisi bühtan (İftira), Üçüncüsü kan gütme yani adam öldürme, Dördüncüsü de zulüm’dür. Bu dört günahta kul hakkı olduğu için tövbe ile temizlenemeyeceğini, kime zarar verdiyse o helal etmedikçe kişinin azaptan kurtulamayacağını öğrendik.
7.    Allah’ın vaat ettiğinin düzeltmesi için verilen sürede düzeltme yapılmazsa o insanın ruhunun bu azabı beklemeye başladığını öğrendik.
8.    Kişi yaptığı gıybetin farkındadır ve bunun cezasını muhakkak çekeceğini bildiği halde yine de tat aldığından gıybet etmeye devam edeceğini öğrendik.
9.    Gıybet bataklığına düşenin kolayca kurtulamayacağını öğrendik.

İşte böyle yaren,

Ey iman edenler!
Zannın çoğundan kaçının.
Çünkü zannın bir kısmı günahtır.

Birbirinizin diğerlerinizi arkasından çekiştirmesin.
Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?
İşte bundan tiksindiniz.
O halde Allah’tan korkun.
Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir
(HUCURAT suresi 12)

Bir kimseden, kendisi yokken hoşlanmadığı sözlerle bahsetmek, yazı, ima, işaretle ve taklit gibi davranışlarla aşağılamak, suçlu göstermek, küçük düşürmek için yapılması yasaklanmıştır.

Gıybetin yapılması gibi dinlenmesi de yasaklanmıştır.

Tövbe ederek ve o kişi ile helâlaşarak temizlenebileceğini öğrendik.
Böyle yapmayanın azaptan kurtulamayacağını öğrendik anladık.

Gıybetin sebepleri:
O kişiden kendini aşağı görmek.
Ona Tanrı’nın verdiklerini kıskanması.
Öfkeli iken saldıracak hedef olarak görmesidir.

Kendini geliştirmeyenlerin başkalarını kendinden aşağı itip yüksekte bir yerde kalmak için yaptığı bilinçli ve bilinçsiz hareketlerdir.

Ruh hastalığıdır.
Tedavi edilmezse ahlak bozukluğuna, imanı kaybetmesine sebep olur.

Gıybet yapan şikâyetçidir, şükredenlerden değildir.
Şikâyet ettiği insandır ama aslında gizli olarak Tanrı’dan şikâyet etmededir.

“ Bana neye vermedin de ona verdin?” diye.
Tanrı’nın taksimine bir türlü razı olmaz.

Böylelere arkasından konuştukları kişi ile karşılaştıkları zaman da iki yüzlülük ederek onlara iltifat ederler.

Başkalarının zarar görmemeleri için tanımaları ve zarar görmemeleri için fena insandan bahsetmek gıybete girmez.
                                              *
RAVLİ

Popüler Yayınlar