29 Ocak 2018 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 4. CİLT 4050 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
                              
4050. Cevrin-cefan (Senden gelen üzgü-büyük sıkıntı), şeker gibi tatlıdır bize;
Yardım yolunun kapısını kapama bize (Yardımına ihtiyacımız var);

Zaten sonucu, değil mi ki beni kapı önünde öldürüp gidiyorsun (İç dünyana almadan yok ediyorsun);
Bari bunu yapma.

A soluğu, göğüssüz-karınsız olan, a gamı, gamları (Üzüntüleri) gideren;
A bizi, soluğuyla kıvılcımlar gibi yakıp yandıran.

Her an, bize karşı, kalkan gibi bir başka bahane öne sürmedesin (Gerçek nedenini gizleyerek ileri sürülen neden);
Kılıcı bırakmışsın da kalkanla (Döve-döve) öldürüyorsun bizi.

Ne diye şaşırıp kalmışsın a hoca?
Yoksa âşık mısın?
Âşıksan a hoca, kâseyi vur taşa, testiyi dik başına (Tanrı şarabını çokça iç).

Noolurdu (Bir şekilde), hangi kapıda durduğumu bir bilseydin;
Noolurdu (Bir şekilde) nasıl bir Ay’a âşıksın;
Bir bilseydin.

O güneş kaynağını, gökyüzü, rüyasında bile göremez;
Gözün, ondan aydındır, âşıksan bir dikkatlice bak hele.

Gökyüzü aslanının bile bu tehlike yüzünden ciğeri, kan kesilmiştir;
Doğru söylüyorum, incinme;
Ciğeri pek (Sağlam, dayanıklı) bir âşıksın sen.

A ter ü taze gül, doğru söyle, neden kaftanını yırttın?
A arıklaşmış (İncelmiş) Ay;
Hangi seher çağına âşıksın?

A deniz huylu gönül, düşüncelerle dalgalanıp duruyorsun;
Her solukta köpürmedesin;
Hangi inciye (Şekli değişmeyen değerli mücevhere) âşıksın sen?

Ona dalıp hayran olanın, oklardan pervası (Çekinmesi, korkusu, sakınması) yoktur, gam yemez (Üzüntü duymaz) o;
Sen de kalkanını atarsan (Şems Hazretlerini karşı sorgulamaya girişmez, doğruluğunu ve iyiliğini kabul edip candan seversen) pervasız (Çekinmeyen, sakınmayan, korkusuz) bir âşık kesilirsin.
                            ***                                            
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin bizi önce toplumun değer diye sevdirilip benimsettikleri her ne varsa yakıp yok ettiğini, bizim alıştığımız-benimsediğimiz bu alışkanlıktan ayrılmamızın zor ve üzüntü verdiğini öğrendik.
2.    Kendimizin kabul ettiği, sevdiği aslında kabul edilmemesi, sevilmemesi gereken değerli olmayan, çer-çöp dediğimiz ağırlıklardan Şems hazretleri sayesinde kurtulup sevince ulaşacağımızı, gönüllü bu işi yapmazsak döve-döve bu işi bize yaptıracağını Mevlana Hazretlerinin yaşadıklarından ve bize önermesinden öğrendik.
3.    Yıllarca değerli diyerek, işimize yarar diye biriktirdiklerimizin zamanla çürüyeceklerini çöp olacaklarını bunlardan 40 yaşımızda kurtulup yenilenmememiz, bunu da bir ustanın Önderliğinde değişimi sağlamamız gerektiğini öğrendik.
4.    İnci dediğimiz, şekli değişmeyen değerleri sır olarak bilen, uygun kişileri olgunluğa getiren Allah dostlarına sevgi ve dostlukla bağlanarak değişimi gerçekleştirmemiz gerektiğini öğrendik.
5.    Topluma dini öğreten kişilerin, öğüt verenlerin ezberlediklerini söyleyerek tekrar edenlerin bu işin özüne ulaşıp zevkine varmayan kişiler olduğunu, gerçek öğüt verenin Allah’a ve Allah dostlarına aşık olmuş kişiler olduğunu, bu kişilerin Allah şarabını kana kana içip sarhoş olarak aramızda olduklarını, arayan gözle bakıp bulmamız gerektiğini öğrendik.
6.    Şems hazretlerinin güneş gibi tesir ettiğini, güneşin çok ortada olduğundan kimsenin fark etmediğini, dikkate almadığını, farklı bir bakış açısına sahip olanların bu değeri görebileceğini öğrendik:
                       *
İşte böyle yaren;
Allah’ın çok sırlarına sahip, etkili ve yetkili Allah dostu, güneş özelliklerine sahip Şems Hazretlerini tanımadıysak Mevlana Hazretlerini tanıyarak o güzel insana nasıl aşık olunması gerektiğini, yolunu, yöntemini öğrenmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                         *

RAV

Popüler Yayınlar