(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
4050.
Cevrin-cefan (Senden gelen üzgü-büyük sıkıntı),
şeker gibi tatlıdır bize;
Yardım
yolunun kapısını kapama bize (Yardımına ihtiyacımız var);
Zaten
sonucu, değil mi ki beni kapı önünde öldürüp gidiyorsun (İç dünyana almadan yok ediyorsun);
Bari
bunu yapma.
A
soluğu, göğüssüz-karınsız olan, a gamı, gamları (Üzüntüleri)
gideren;
A
bizi, soluğuyla kıvılcımlar gibi yakıp yandıran.
Her
an, bize karşı, kalkan gibi bir başka bahane öne sürmedesin (Gerçek nedenini gizleyerek ileri sürülen neden);
Kılıcı
bırakmışsın da kalkanla (Döve-döve) öldürüyorsun
bizi.
Ne
diye şaşırıp kalmışsın a hoca?
Yoksa
âşık mısın?
Âşıksan
a hoca, kâseyi vur taşa, testiyi dik başına (Tanrı şarabını
çokça iç).
Noolurdu
(Bir şekilde), hangi kapıda durduğumu bir
bilseydin;
Noolurdu
(Bir şekilde) nasıl bir Ay’a âşıksın;
Bir
bilseydin.
O
güneş kaynağını, gökyüzü, rüyasında bile göremez;
Gözün,
ondan aydındır, âşıksan bir dikkatlice bak hele.
Gökyüzü
aslanının bile bu tehlike yüzünden ciğeri, kan kesilmiştir;
Doğru
söylüyorum, incinme;
Ciğeri
pek (Sağlam, dayanıklı) bir âşıksın sen.
A
ter ü taze gül, doğru söyle, neden kaftanını yırttın?
A
arıklaşmış (İncelmiş) Ay;
Hangi
seher çağına âşıksın?
A
deniz huylu gönül, düşüncelerle dalgalanıp duruyorsun;
Her
solukta köpürmedesin;
Hangi
inciye (Şekli değişmeyen değerli mücevhere) âşıksın
sen?
Ona
dalıp hayran olanın, oklardan pervası (Çekinmesi,
korkusu, sakınması) yoktur, gam yemez (Üzüntü
duymaz) o;
Sen
de kalkanını atarsan (Şems Hazretlerini karşı
sorgulamaya girişmez, doğruluğunu ve iyiliğini kabul edip candan seversen)
pervasız (Çekinmeyen, sakınmayan, korkusuz) bir
âşık kesilirsin.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin bizi önce toplumun değer diye sevdirilip benimsettikleri her ne
varsa yakıp yok ettiğini, bizim alıştığımız-benimsediğimiz bu alışkanlıktan
ayrılmamızın zor ve üzüntü verdiğini öğrendik.
2.
Kendimizin kabul
ettiği, sevdiği aslında kabul edilmemesi, sevilmemesi gereken değerli olmayan,
çer-çöp dediğimiz ağırlıklardan Şems hazretleri sayesinde kurtulup sevince
ulaşacağımızı, gönüllü bu işi yapmazsak döve-döve bu işi bize yaptıracağını
Mevlana Hazretlerinin yaşadıklarından ve bize önermesinden öğrendik.
3.
Yıllarca değerli
diyerek, işimize yarar diye biriktirdiklerimizin zamanla çürüyeceklerini çöp
olacaklarını bunlardan 40 yaşımızda kurtulup yenilenmememiz, bunu da bir
ustanın Önderliğinde değişimi sağlamamız gerektiğini öğrendik.
4.
İnci dediğimiz,
şekli değişmeyen değerleri sır olarak bilen, uygun kişileri olgunluğa getiren
Allah dostlarına sevgi ve dostlukla bağlanarak değişimi gerçekleştirmemiz
gerektiğini öğrendik.
5.
Topluma dini
öğreten kişilerin, öğüt verenlerin ezberlediklerini söyleyerek tekrar edenlerin
bu işin özüne ulaşıp zevkine varmayan kişiler olduğunu, gerçek öğüt verenin
Allah’a ve Allah dostlarına aşık olmuş kişiler olduğunu, bu kişilerin Allah
şarabını kana kana içip sarhoş olarak aramızda olduklarını, arayan gözle bakıp
bulmamız gerektiğini öğrendik.
6.
Şems
hazretlerinin güneş gibi tesir ettiğini, güneşin çok ortada olduğundan kimsenin
fark etmediğini, dikkate almadığını, farklı bir bakış açısına sahip olanların
bu değeri görebileceğini öğrendik:
*
İşte
böyle yaren;
Allah’ın
çok sırlarına sahip, etkili ve yetkili Allah dostu, güneş özelliklerine sahip
Şems Hazretlerini tanımadıysak Mevlana Hazretlerini tanıyarak o güzel insana
nasıl aşık olunması gerektiğini, yolunu, yöntemini öğrenmemiz gerektiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ