(Mevlana Hazretleri Allah’ı anlatıyor)
3970. Hoca, sıçra, dünyadan çık, ağzını kilitle;
Anahtarı
buldun ya, kilit gibi aç elini.
Yürü a Ahi(Cömert kişi), git konuğunu ağırla, ben gitmiyorum;
Aşçının
gönlünde tüten duman, beni yemeden-içmeden kesti.
Dünyanın
rızkını veriyor da kendini gizliyor;
Buluşma
çağında nekes (Cimri), mal, mal altın
bağışlamada cömert.
Malını,
altınını az al, fakat can uğruna can ver;
Soğuk
kişilerin yolunu-yordamını tutma, buz, buzluktan başka ne yapabilir ki?
Yemek-içmek,
sıcacık somun, o soğuk kişilerin nasibi;
Şu âşıkların nasibi de saltanat, kutluluk, neşe.
Pay
edenin payına bak da hiç savaşa, inada kalkışma;
Bu
işte inada, savaşa girişsen iş, daha da beter olur.
Cennetliksen
bir hoşça gönlünü aydınlat, parla;
Cehennemliksen
bir güzelce yan-yakıl;
Niceye
bir (Ne zamana kadar) şu dünyada, berzahta (Can sıkıcı yerde) kalıp duracaksın?
Güzellere
az bak da gönlü kör olma;
Salhana
köpeğinin (Sokak köpeğinin) gözü, baka-baka kör
olur gider.
Güzellerin
zincire benzeyen açları, adamı cehenneme çeker,
Onların
görünüşleri cennet gibidir amma içleri cehennemliktir.
Kömüre,
köze tutsaksın amma Tanrı’nın kat-kat, sonsuz yardımları var, elbette o
kurtarır seni.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Akıl öğreten,
öğüt veren kişi isek dünyaya bağlılıktan çıkmamız, başka âlemlere doğru dünya
kapısından çıkıp gitmemiz gerektiğini öğrendik.
2.
Hizmet etmek için
kendimizi eğitmemiz ve hazırlamamız gerektiğini öğrendik.
3.
Allah’ın
gönlümüze geldiğini, kendini gizlediğini, dünyalık yiyecek ve içeceği cömertçe
verdiğini öğrendik.
4.
Âşıkların payının
saltanat ve kutluluk-neşe olduğunu öğrendik.
5.
Soğuk kişilerin
payının yemek-içmek, sıcak ekmek peşinde koşmak olduğunu öğrendik.
6.
Dünya güzellerine
az bakmamız, sokak köpeği gibi olmamamız gerektiğini öğrendik.
7.
Dünya güzelinin
gülüşünün cennet gibi olduğunu, fakat içinin cehennem olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah’ın
kendisini seveni, bağlı olanı kurtaracağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ