(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
4000. O balık, deniz dedi ki dedi, dilinin söyleyip
durmasına bakılırsa sen kapı dışında bir halkasın ancak (İçeri buyur edilmeyen birisin).
Bu
sözleri söyledi, sonra sözü bıraktı, sustu.
Balıkların
soluk alışları suyladır, yelle (Hava ile) değil;
Çünkü
hava ateştir, yaşlıkla eş olamaz.
Şu
balığa bak;
Ekmeği
de denizdir, rızkı da;
Şu
halde ‘aşkta, balıktan da aşağısın sen.
Ağı
attım;
Bir
balık avlayayım diyordum;
Hâlbuki
canım bir yüzükmüş (Süleyman peygamberin yüzüğü her
kimde olursa her istediğini yapabilir olduğu inancı), vaktin
Süleyman’ına av oldu gitti.
Bu
da ne biçim bahane?
Yürü,
tez söyle;
Deniz
kim?
Bir
ulular ulusunu arayışta kimsenin hasedinden (Kıskançlığından)
ürkme (Korkup kaçma).
Apaydın,
fakat mutlak olarak söyle;
Sözü
kayıtlara düşürme de Tebriz’imizin övüncü Tanrı ve din Şems’i (Güneşi), gönlünden uzaklaşmasın.
Sevgili,
son zamanda zevke-neşeye, çalgıya-çağnağa düştü.
İçi,
çalışıp çabalamanın ta kendisi, fakat görünüşü, oyunbozanlıktır adeta.
Kendine
gelsin, aklını başına devşirsin de bilgisizliğin, alaya girişmesin diye
sevgili, bu işveyle, bu cilveyle bütün âşıkları öldürdü gitti.
Boyuna
harekette ol;
Çünkü
akarsu, donmaz.
Aşk
bile, boy atıp baş çekme sırrını, hareketten elde etti.
Meyhane
camekânına çizilmiş resim, canlı gibi hareket eder mi hiç?
Arık
(Zayıf-güçsüz) at, nasıl olur da savaşa girer,
saflar yarar?
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Aşk âleminde
konuşma olmadığını, aşktan söz edenin kapının dışında olduğunu öğrendik.
2.
Kara âlemine ait
olanın, su âlemine ait olanın, aşk âleminde olanın beslenmesinin, hayatta
kalmasının, gelişmesinin farklı olduğunu öğrendik.
3.
Canımızın her
istediğimizi elde etmek olduğunu, fakat bizi de isteyen canın olabileceğini,
zamanın yüce kişisine av olabileceğimizi öğrendik.
4.
Bu zamanda ulu
olan kişiyi aramakta korkmamamız, çekinmememiz, bahanelere kendimizi teslim
etmememiz gerektiğini öğrendik.
5.
Devamlı harekette
olmamız gerektiğini, gelişmelere, değişikliklere, katı olmamak, yararsızlıktan
kurtulmak gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Hareketli
olmayan ne kadar güzel olsa da canlı olan kadar kıymetli-değerli olamayacağını
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ